AB'ye Alternatif Olur mu?

Türkiye'de AB karşıtlığı artsa da gözlemciler mevcut diplomatik ortamın, Ankara’yı 50 yıl önce başladığı AB macerasından kolay kolay uzaklaştırmayacağı düşüncesinde
Türkiye 50 yıldır devam eden Avrupa Birliği’ne tam üyelik macerasında gittikçe daha da umutsuzluğa kapılıyor. Hükümet son zamanlarda artık ülkenin geleceğinin AB’ye bağlı olmadığı mesajları vermeye başladı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği hayalleri sönmeye yüz tutarken, AB Bakanı Egemen Bağış, bir süre önce üyelik hedeflerinin başarıya ulaşmayacağına inandığı yolunda bir açıklama yaptı. Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üst düzey bir danışmanı, Çarşamba günü bir gazetede kaleme aldığı yazıda, üyelik hayallerinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Türkiye’nin AB hedefinden hemen vazgeçmeye hazır olmadığını söyleyen Taraf gazetesi yazarı Cengiz Aktar, bununla birlikte AB karşıtı söylemlerin de ‘bir sonucu’ olabileceği uyarısında bulunuyor. Karşıt görüşlerin sadece söylem düzeyinde kalacağını belirten Aktar, bazı kişilerin bu söylemlerinde Avrupa Birliği’ni hedef alarak kamuoyu nezdinde puan toplamayı hedeflediği görüşünde. Cengiz Aktar’a göre bu söylemler, zaten durgun olan Türkiye-AB ilişkilerine iyice zarar veriyor.

Türkiye AB içinden tam üyeliğine muhalefet eden ülkeler yüzünden son üç yıldır tek bir müzakere faslı açmayı başaramadı. Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi başkan yardımcısı Murat Bilhan’a göre bu yaşanan durgunluk, Türk kamuoyunun Avrupa Birliği’ne desteğini azalttı. Son iki-üç yılda Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki mesafenin açıldığını söyleyen Bilhan, Türk kamuoyunun bu konuda güvenini yitirdiğini, anketlerde AB’ye desteğin yüzde30-40’ları geçmediğini belirtiyor.

Önümüzdeki yıl Türkiye’de yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağına işaret eden uzmanlar, adayların AB karşıtı bir tutum izlemesinin seçmenlerin desteğini alabileceğine dikkati çekiyor. Başbakan Erdoğan bir süre önce Şangay Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün Avrupa Birliği’ne alternatif olabileceğini savunmuştu. Bölgesel güvenlik örgütüne, Türkiye’nin kültürel bağlarının bulunduğu dört Orta Asya ülkeleri de üye.

Türkiye’nin halihazırda NATO üyesi olduğuna dikkati çeken Murat Bilhan, Şangay Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün gerçekçi bir alternatif olmadığını savunuyor. Örgüt üyelerinin Türkiye’ye ‘Batı’nın Truva atı’ gibi baktığını söyleyen Bilhan, Türkiye’ye daha gözlemci statüsü bile verilmediğini hatırlatıyor. Ayrıca Şangay Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün Suriye krizi konusundaki tutumları Türkiye’ninkiyle hiç uyuşmuyor.

Gözlemcilere göre, Ankara’nın Suriyeli isyancılara verdiği destek yalnızca Moskova ve Pekin değil, komşuları İran ve Irak tarafından da dışlanmasına yol açtı.

Siyaset bilimcisi Cengiz Aktar, Türkiye’nin diplomatik anlamda gittikçe daha da yalnızlaştığını savunuyor. AB’ye alternatif arayışlarının boşa çıktığını söyleyen Aktar, Türkiye’nin AB ve NATO’yla mevcut ilişkilerine de zarar verdiği görüşünde.

Türkiye 50 yıldır devam eden Avrupa Birliği’ne tam üyelik macerasında gittikçe daha da umutsuzluğa kapılıyor. Hükümet son zamanlarda artık ülkenin geleceğinin AB’ye bağlı olmadığı mesajları vermeye başladı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği hayalleri sönmeye yüz tutarken, AB Bakanı Egemen Bağış, bir süre önce üyelik hedeflerinin başarıya ulaşmayacağına inandığı yolunda bir açıklama yaptı. Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın üst düzey bir danışmanı, Çarşamba günü bir gazetede kaleme aldığı yazıda, üyelik hayallerinden vazgeçilmesi çağrısında bulundu.

Türkiye’nin AB hedefinden hemen vazgeçmeye hazır olmadığını söyleyen Taraf gazetesi yazarı Cengiz Aktar, bununla birlikte AB karşıtı söylemlerin de ‘bir sonucu’ olabileceği uyarısında bulunuyor. Karşıt görüşlerin sadece söylem düzeyinde kalacağını belirten Aktar, bazı kişilerin bu söylemlerinde Avrupa Birliği’ni hedef alarak kamuoyu nezdinde puan toplamayı hedeflediği görüşünde. Cengiz Aktar’a göre bu söylemler, zaten durgun olan Türkiye-AB ilişkilerine iyice zarar veriyor.

Türkiye AB içinden tam üyeliğine muhalefet eden ülkeler yüzünden son üç yıldır tek bir müzakere faslı açmayı başaramadı. Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi başkan yardımcısı Murat Bilhan’a göre bu yaşanan durgunluk, Türk kamuoyunun Avrupa Birliği’ne desteğini azalttı. Son iki-üç yılda Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki mesafenin açıldığını söyleyen Bilhan, Türk kamuoyunun bu konuda güvenini yitirdiğini, anketlerde AB’ye desteğin yüzde30-40’ları geçmediğini belirtiyor.

Önümüzdeki yıl Türkiye’de yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağına işaret eden uzmanlar, adayların AB karşıtı bir tutum izlemesinin seçmenlerin desteğini alabileceğine dikkati çekiyor. Başbakan Erdoğan bir süre önce Şangay Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün Avrupa Birliği’ne alternatif olabileceğini savunmuştu. Bölgesel güvenlik örgütüne, Türkiye’nin kültürel bağlarının bulunduğu dört Orta Asya ülkeleri de üye.

Türkiye’nin halihazırda NATO üyesi olduğuna dikkati çeken Murat Bilhan, Şangay Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün gerçekçi bir alternatif olmadığını savunuyor. Örgüt üyelerinin Türkiye’ye ‘Batı’nın Truva atı’ gibi baktığını söyleyen Bilhan, Türkiye’ye daha gözlemci statüsü bile verilmediğini hatırlatıyor. Ayrıca Şangay Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün Suriye krizi konusundaki tutumları Türkiye’ninkiyle hiç uyuşmuyor.

Gözlemcilere göre, Ankara’nın Suriyeli isyancılara verdiği destek yalnızca Moskova ve Pekin değil, komşuları İran ve Irak tarafından da dışlanmasına yol açtı.

Siyaset bilimcisi Cengiz Aktar, Türkiye’nin diplomatik anlamda gittikçe daha da yalnızlaştığını savunuyor. AB’ye alternatif arayışlarının boşa çıktığını söyleyen Aktar, Türkiye’nin AB ve NATO’yla mevcut ilişkilerine de zarar verdiği görüşünde.

Gözlemciler mevcut diplomatik ortamın, Ankara’yı 50 yıl önce başladığı AB macerasından kolay kolay uzaklaştırmayacağı konusunda birleşiyor.