ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı: ‘Brunson Davasını Son Derece Ciddiye Alıyoruz’

Your browser doesn’t support HTML5

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda soruları yanıtlayan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wess Mitchell, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzeleri satın alması ve İzmir’de yargılanan Rahip Andrew Brunson davasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Dışişleri yetkilisi Rahip Brunson’ın davasını yakından takip ettiklerini ve olumsuz bir kararın sonuçları konusunda atılacak olası adımları görüştüklerini söyledi.

Bakan Yardımcısı Mitchell, kendisinin de Brunson’ın eşini Ankara’ya gittiğinde ziyaret ettiğini dile getirdi. Mitchell, “Brunson ailesiyle ve Tük hükümetiyle temaslarımız devam ediyor. Pazartesi günü de bir duruşma yapıldı. Senatör (Thom) Tillis ve Fahri Büyükelçi Sam Brownback de oradalardı. Türkler yüksek standartta bir adalet sistemleri olduğunu söylüyorlar ama söz konusu iddianame bunun tam tersini gösteriyor ve gülünç. Brunson tamamen masum bir insan. Türkiye’nin iddia ettiği gibi bir adalet standardı olup-olmadığını görmek üzere davayı takip ediyoruz. Eğer bu söz konusu olmazsa biz de bu davanın sonuçlarıyla ilgili bazı seçenekleri değerlendiriyoruz. Bu noktada Senato ve Temsilciler Meclisi’yle atılacak adımlar konusunda da koordinasyon halindeyiz. Ve bu noktada bu konuyu son derece ciddiye aldığımızın bir kez daha altını çizmek istiyorum” dedi.

Mitchell, Dış İlişkiler Komisyonu’nda Temsilciler Meclisi üyelerine bilgi verirken Suriye konusunda Rusya, Türkiye ve İran konusunda değerlendirmelerde bulundu. Wess Mitchell, Türkiye’nin Suriye’de IŞİD’le mücadele koalisyonunda üstlendiği rolden bahsederken Türkiye’nin teröre en çok kurban vermiş NATO üyesi ülke olduğunu söyledi. Mitchell, “Türkiye 66 yıldır NATO üyesi ve IŞİD’e karşı koalisyonun da ortağı. Türkiye diğer tüm müttefiklerden daha fazla teröre kurban vermiş bir ülke ve 3,5 milyon Suriyeli mülteciye de ev sahipliği yapıyor. İncirlik Üssü’nün kullanımıyla, Türk askerlerin El Bab ve Dabık’taki varlığıyla, Amerika ve diğer ortaklarla istihbarat paylaşımıyla IŞİD’e karşı koalisyona destek sağlıyor. Ancak tüm bu paylaşılan ortak hedeflere rağmen Türkiye son dönemde Rusya ve İran’la ilişkilerini arttırdı” dedi. Bakan bu yakınlaşmayı endişe verici olarak da niteledi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı, Amerika’nın kaygılarını iletmesine karşın Türkiye’nin Rusya’yla görüşerek Afrin’de bir operasyon düzenlediğine dikkat çekti. Mitchell, ayrıca Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın alma anlaşmasına da değindi. Mitchell, “Ankara Rus S-400 sistemleri sipariş ettiğini iddia ediyor. Bu durum mevcut düzenlemeler gereği Türkiye’ye yönelik yaptırımları gündeme getirme ihtimali taşıdığı gibi Türkiye’nin F-35 programına katılımını potansiyel olarak tehlikeye sokmaktadır. Türkiye’nin siyasi ve stratejik olarak Batı’yla yan yana durması Amerikan ulusal çıkarlarının gereğidir. Suriye konusunda hem Türkiye’nin haklı kaygılarını gidermek, hem de askeri birimlerimizin yanlışlıkla karşı karşıya gelmemesi için en üst düzeyde görüşmeler yürütüyoruz” dedi.

Komisyon Başkanı Ed Royce da oturumu açarken yaptığı konuşmada Türkiye-Amerika ilişkilerinin hiç olmadığı kadar gergin olduğunu belirtti. Royce, Türkiye’nin Afrin operasyonunu da eleştirdi ve “Açıkçası Türkiye’nin Suriye’de Kürtler’e yönelik askeri operasyonu IŞİD’in işine yaradı. Bizim destek verdiğimiz Kürt Suriye Demokratik Güçleri şu anda operasyonlarını IŞİD’ten çekip kendilerini Türk askerinin saldırılarına karşı savunmaya çevirdiler. Türkiye’nin Rusya ve İran’la yakınlaşması da son derece kaygı verici” diye konuştu.