ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio Pazar günü yaptığı açıklamada, Suriye'de azınlıklara yönelik “katliamların” arkasındaki “radikal İslamcı teröristleri” kınadı ve ülkedeki geçici yönetimin sorumlulardan hesap sormasını talep etti.
Azınlıklara yönelik şiddet olayları, Alevi azınlığa mensup devrik lider Beşar Esat'a sadık silahlı kişilerin Suriye’deki güvenlik güçlerine saldırmasının ardından patlak vermişti. Savaş gözlemcisi grup Suriye İnsar Hakları İzleme Örgütü’ne göre, çatışmalarda ölü sayısı 1300’ü geçti.
Rubio yaptığı açıklamada, “ABD’nin son günlerde Suriye'nin batısında insanları katleden, aralarında yabancı cihatçıların da bulunduğu radikal İslamcı teröristleri kınadığını” belirtti.
“ABD’nin Suriye'nin Hıristiyan, Dürzi, Alevi ve Kürt toplulukları dahil dini ve etnik azınlıklarının yanında olduğunu, ölenlere ve ailelerine başsağlığı dilediklerini” kaydeden Rubio, “Suriye'nin geçici makamları, ülkenin azınlık topluluklarına yönelik bu katliamların faillerini sorumlu tutmalı” dedi.
Eski başkan Joe Biden yönetimi sırasında ABD, iktidara geldikten sonra el-Şara ile temasa geçmiş ancak daha fazla normalleşmenin azınlıkların korunması gibi koşulların yerine getirilmesine bağlı olacağını kaydetmişti.
O dönemde başkan seçilen ancak görevi henüz resmi olarak devralmamış olan Donald Trump, ABD'nin Suriye'de çok az çıkarı olduğunu ve bu ülkeden uzak durması gerektiğini söylemişti. Trump, daha önce de Suriye’de IŞİD’ye savaşan ABD askerlerini çekmekten söz etmişti.
Göreve geldiğinden bu yana Suriye hakkında çok az açıklama yapan Trump yönetimi, Suriye’de sivillere destek olan gruplara yaptığı yardımı azalttı.
Suriye’de geçiş döneminin Cumhurbaşkanı el-Şara, toplu katliam haberlerinin ardından birlik çağrısı yaptı
Geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, Beşar Esat'ın devrilmesinden sonra patlak veren en kanlı şiddet olaylarında Alevi sivillerin öldürülmesinin ve uluslararası tepkinin tırmanmasının ardından Pazar günü ulusal birlik ve barış çağrısında bulundu.
Şam'daki bir camiden konuşan el-Şara, “Ulusal birliği ve iç barışı mümkün olduğunca korumalıyız, inşallah bu ülkede birlikte yaşayabileceğiz” dedi.
El-Şara’nın makamı, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, “sivillere yönelik ihlalleri soruşturmak ve sorumluları tespit etmek” üzere “bağımsız bir komite” kurulduğunu ve bu kişilerin mahkemeye çıkarılacağını duyurdu.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri: "Cinayetler derhal durdurulmalı"
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Turk, cinayetlerin “derhal durdurulması gerektiğini” söyledi.
Turk, yaptığı açıklamada, “Kimliği belirlenemeyen failler tarafından mezhepsel temelde yargısız infazlar yapıldığına dair haberler var. Bu infazlar geçici hükümetin güvenlik güçleri ve eski hükümetle bağlantılı unsurlar tarafından gerçekleştiriliyor” dedi.
“Kadınlar, çocuklar ve savaş dışı unsurlar dahil tüm ailelerin öldürüldüğüne dair son derece rahatsız edici haberler alıyoruz” diyen Turk, “Suriye'nin kuzeybatısındaki kıyı bölgelerinde sivillerin öldürülmesine derhal son verilmesini” talep etti.
Turk ayrıca, “Tüm cinayetler ve diğer ihlaller hızlı, şeffaf ve tarafsız bir şekilde soruşturulmalı ve sorumlular uluslararası hukuk normları ve standartları doğrultusunda hesap vermeli. Sivilleri terörize eden gruplardan da hesap sorulmalı” ifadelerini kullandı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy Pazar günü yaptığı açıklamada Suriye'nin kuzeybatısında sivillerin öldürülmesini “korkunç” olarak nitelendirerek kınadı. Lammy X'te yaptığı paylaşımda, “Şam'daki yetkililer tüm Suriyeliler’in korunmasını sağlamalı ve geçiş dönemi adaleti için net bir yol belirlemeli” dedi.
“830 Alevi sivil öldürüldü, çatışmalarda toplam ölü sayısı 1311’e ulaştı”
Savaş gözlemcisi Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün son açıkladığı verilere göre 830 Alevi sivil, Lazkiye ve Tartus gibi kıyı illerinde güvenlik görevlileri ya da hükümet yanlısı savaşçılar tarafından öldürüldü. İngiltere merkezli örgüt, bu kişilerin güvenlik görevlileri ya da hükümet yanlısı savaşçılar tarafından infaz edildiğini ve ardından yağma yapıldığını kaydetti.
Örgüte göre çatışmalarda ayrıca 231 güvenlik gücü mensubu ve 250 Esat yanlısı savaşçı öldü. Böylelikle toplam ölü sayısı 1311'e ulaştı.
Suriye İçişleri Bakanlığı Pazar günü yaptığı açıklamada, hükümet güçlerinin Tartus vilayetinde “devrilen rejimin kalıntılarının izini sürmek” için “Kadmus ve çevresindeki köylerde kapsamlı operasyonlar” yürüttüğünü bildirdi.
Devlet haber ajansı SANA, bir savunma bakanlığı kaynağına dayanarak Tartus'un bir başka köyü olan Tanita'da şiddetli çatışmaların devam ettiğini aktardı.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı: "Tıbbi tesisler zarar gördü, ilaç ve tıbbi malzeme ulaştırmak için çalışıyoruz"
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, çatışmalarda tıbbi tesislerin zarar gördüğünü ve “ilaç ve tıbbi malzeme ulaştırmak için çalıştıklarını” söyledi.
Bir savunma bakanlığı kaynağı SANA haber ajansına yaptığı açıklamada, askerlerin “ihlalleri” önlemek için sahile giden yolları kapattığını söyledi, ancak bu ihlallerin kimler tarafından yapıldığını belirtmedi.
Lazkiye vilayeti emniyet müdürü Mustafa Kneifati SANA’ya yaptığı açıklamada, “Fitneye ya da Suriye halkının herhangi bir bileşeninin hedef alınmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Şam’da protesto gösterisinde arbede çıktı, mezhepçi sloganlar atan bir grup eyleme müdahale etti
Suriye'nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde sivil Alevilere yönelik katliam haberlerinin ardından Şam'da yapılan protesto gösterisinde arbede çıktı.
İçişleri Bakanlığı'na bağlı genel güvenlik binasının bulunduğu Merce Meydanı’nda düzenlenen gösteride mezhepçi sloganlar da atan bir grubun saldırması ile gerilim tırmandı.
"Sivillerin hedef alınmasına hayır", "Birlikte yaşamaya evet" gibi sloganların yazılı olduğu dövizler taşıyan bir grup Suriyeli aktivist, Şam'ın en büyük meydanlarından biri olan Merce Meydanı'nda toplandı. İçişleri Bakanlığı'na bağlı genel güvenlik biriminin binasına bakan bir noktada toplanmaya başlayan gruba başka bir grup sloganlar atarak saldırdı.
Gösterici grubun "birdir birdir birdir Suriye halkı birdir" sloganlarına karşılık diğer grup "Suriye Sünnidir" ve "Aleviler bizden değildir" gibi sloganlarla karşılık verdi.
Kısa sürede başlayan arbede ve yükselen gerilim nedeniyle güvenlik birimleri müdahale etti. Birkaç kez havaya ateş açılırken iki taraftan göstericiler dağıtıldı.
“Artık barış içinde yaşamak istiyoruz”
Sivillere yönelik saldırıları protesto etmek için eyleme katılan Hena adlı Suriyeli kadın, "Buraya güven içinde evlerinde otururken öldürülen sivil şehitlerimize rahmet dilemek için geldik. Öldürülen sivillerin sayıları 765'in üstünde ki bunlar silahsız siviller. Şu anda konuşurken bile bu işlenen suçlar devam ediyor olabilir. Sivillerin öldürülmesine ‘hayır’ diyoruz" diye konuştu.
Mezhepçiliğin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Hena, "Tecrübe ettiğimiz bütün bu ölümlerden, korkudan, yıkımdan sonra barış içinde yaşamak istiyoruz" dedi.
Gösteriye katılan bir diğer Suriyeli kadın May Kerim, "Kesinlikle ve kesinlikle şu anda içinde bulunduğumuz aşama hiç iç açıcı değil" ifadesini kullandı. "Devlet istiyoruz" diyen Kerim şunları söyledi: "Bütün Suriye vatandaşlarını eşit olarak yöneten hukuk devleti istiyoruz. Herkes kanunlara tabi olmalı, kanunların üstünde kimse olmamalı. Bu katliamlar araştırılmadığı sürece tedirginlik ve korku içinde kalmaya devam edeceğiz ve Suriyeliler’in kanı akmaya devam edecek."
Suriye'nin Aleviler’in yoğun olarak yaşadığı Lazkiye ve Tartus kentlerinde yüzlerce sivilin katledildiğine yönelik haberler ülke genelinde tepkiye neden oldu. Sosyal medyada bu şiddet eylemlerini gerçekleştiren silahlı grupların ve şahısların cezalandırılması gerektiğine dair çok sayıda çağrı yapıldı.
Ülkedeki geçiş dönemi yönetimi olaylara ilişkin bir araştırma komisyonu kurduğunu duyurdu.