Amerika Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, 9-10 Temmuz’da Türkiye’yi ziyaret edeceği açıklandı. Bakanlık Sözcüsü Heather Nauert yazılı açıklamasında, Tillerson’ın gelecek hafta için planlanan yurtdışı ziyaretlerinin ayrıntılarını paylaştı.
Açıklamada, Tillerson’ın 9-10 Temmuz’da İstanbul’da üst düzey Türk yetkililerle temaslarda bulunacağı belirtildi. Görüşmelerde ikili ve bölgesel konuların masaya yatırılacağı kaydedildi.
Görüşmelerin gündemi yoğun
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson İstanbul’da Dünya Petrol Kongresi’ne katılacak ve burada enerji güvenliğinin bir ulusal güvenlik önceliği olarak taşıdığı önemle ilgili bir konuşma yapacak.
Trump yönetiminde görev almadan önce Amerikan petrol şirketi ExxonMobil’in CEO’luğunu yürüten Tillerson’a ayrıca, sektöre katkılarından dolayı ödül verilecek.
Bakanın temasları konusunda gazetecilere brifing veren ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üst düzey bir yetkilisi, henüz programın netleşmediğini, ancak Türk hükümetinin üst düzey yetkilileriyle yapılacak görüşmelerde, bakanın, “IŞİD’le savaşta Türkiye’yle ortaklığın ve Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyonun bir üyesi ve aynı zamanda da NATO müttefiki olarak oynadığı kilit rolün önemini vurgulayacağını” kaydetti.
Görüşmelerde Fethullah Gülen’in iadesi ve PYD konusunun gündeme gelip gelmeyeceği konusundaki bir soru üzerine Amerikalı yetkili, Tillerson’ın Suriye konusunu hem genel çerçevede hem de bazı belirli ayrıntılar temelinde ele alacağını söyledi.
Yetkili, Türklerle aralarında bir koordinasyon meselesi olduğuna işaret ederek, bu konunun Türk yetkilileriyle her düzeydeki diyaloglarının bir parçasını oluşturduğunu belirtti.
Fethullah Gülen'in iadesinin Türkiye açısından önemli bir konu olduğuna ve Türk yetkililerin bu konuyu arka arkaya gündeme getirdiğine işaret eden yetkili, Gülen meselesinin yasal parametrelerinin neler olduğu noktasındaki tutumlarını çok net ortaya koyduklarını hatırlatmakla yetindi.
Demokrasi uyarılarını yineleyecek
Yetkili, Tillerson’ın Türkiye’deki gazeteci tutuklamalarını gündeme getirip getirmeyeceği sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Bakanın Türklerle toplantılarında hangi konuları gündeme getireceğini önceden söylemek istemiyorum ama şunu söyleyebilirim; şeffaflık ve hukukun üstünlüğünü Türk demokrasisinin kritik ve korunması gereken öğeleri olarak gördüğümüzü Türklere ve Türk hükümetine hem açık ortamda hem de özelde net biçimde ifade ettik. Bu Amerika açısından önemli bir mesele ve ilişkilerimizin boyutu içerisinde geniş biçimde gündeme getirmeye devam ediyoruz.”
Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının kapatılması hakkında bir soruyu yanıtlarken de yetkili, “Demokrasi, şeffaflık ve sivil toplumun değeri konuları, Türkiye’yle süren diyaloğumuzun bir parçası. Spesifik sivil toplum kuruluşlarının detaylarına girmeden şunu söyleyeceğim; bir ülkede ne kadar güçlü bir sivil toplum olursa o kadar güçlü bir demokratik sisteme sahip olursunuz. Bu mesajı Türklere vermeye devam ediyoruz ve bakanın da bunu yapmasını bekliyorum” diye konuştu.
Katar krizinde Türkiye’den ‘destekleyici rol’ beklentisi
Yetkili, Katar krizinin nasıl bir çerçevede gündeme geleceğine dair de, “Hem Türkiye hem ABD Körfez’deki gelişmeleri takip ediyor. Türkiye’nin herkesin söylemlerini yumuşatması ve bölgedeki tüm tarafların işine yarayacak bir çözüm bulunmasına katkı için destekleyici bir rol oynayacağını ümit ediyoruz” dedi.
İsviçre’de devam eden Kıbrıs görüşmelerinin sorulması üzerine Amerikalı yetkili, herkesin üzerinde mutabık kaldığı iki bölgeli iki toplumlu bir federasyona yönelik uzun vadeli hedefi karşılayan bir çözümün bulunmasının önemini vurguladı. Yetkili, bu yolda görüşmelerin gerçek anlamda eşsiz bir fırsat oluşturduğu mesajını adadaki tüm taraflara ilettiklerini söyledi. Yetkili, taraflara esneklik, yaratıcılık ve Kıbrıslıların öncülüğündeki süreci muhafaza etme çağrıları yaptıklarını, bunun ada ve bölge halkının sahip olduğu yüksek potansiyelleri ortaya çıkarmanın en iyi yolu olduğunu kaydetti. Tillerson’ın temaslarında bu yönde mesajlar vereceği belirtildi.
Yetkili bir başka soru üzerine, “Türkiye kritik bir ortak. IŞİD’le mücadele başta olmak üzere iki tarafı ilgilendiren konularda onlarla ne kadar yakın işbirliği ve temaslarımız olursa o kadar iyi. Her zaman aynı görüşte olmasak da bu ilişkiler ilerleme ve sonuç almak için çaba ortaya koymaya değer” diye konuştu.
"Suriye’de atılacak adımlar ‘şeffaf’ olmalı"
Amerikalı üst düzey yetkili, Tillerson’ın görüşmelerinde Afrin konusunun gündeme gelip gelmeyeceği sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi: “Suriye’de karmaşık bir savaş var ve orada yaşananlar konusunda Türkiye de dahil olmak üzere müttefiklerimizle çok çok yakın koordinasyon içinde olmalıyız. Dolayısıyla, sahadaki gelişmeler hakkında Türklerle yakın temas halinde kalmak, Onların attığı ya da bizim attığımız her türlü adımın koalisyonun geri kalanıyla tam şeffaflık içerisinde olması, sürprizlerin olmaması ve hepimizin aynı hedef doğrultusunda çalışması gerektiği yönündeki mesajımızı pekiştirmek istiyoruz.”
Yetkili, Tillerson’ın Türk yetkililere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Washington ziyareti sırasında kavgaya karışan korumaları hakkında çıkartılan tutuklama kararını gündeme getirip getirmeyeceğine dair bir soruyu da yanıtladı.
Bunun polisiye bir mesele ve yargı kanalları üzerinden yürüyen bir süreç olduğuna işaret eden yetkili, “Genel anlamda konuşmak gerekirse, olaydan hemen sonra ve ileriki zamanlarda da olmak üzere, Bakan ve diğer yetkililer Türk güvenlik mensuplarının davranışına dair duydukları hoşnutsuzluğu dile getirmişti. Türklerin bu mesajı net aldığını düşünüyorum” diye konuştu.
Önce Hamburg ve Kiev’e gidecek
Tillerson, İstanbul ziyaretinden önce de 5-9 Temmuz’da Başkan Donald Trump’a Hamburg’da G-20 zirvesi sırasında eşlik edecek. Sözcü Nauert’in açıklamasına göre, Tillerson Hamburg’un ardından 9 Temmuz’da Ukrayna’nın başkenti Kiev’e bir günlük resmi bir ziyaret yapacak.
Tillerson Kiev’e ilk resmi ziyareti sırasında Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’yla hükümet yetkilileri ve sivil toplumdan genç reformcularla bir araya gelecek.
Amerikalı bakanın, ülkesinin Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılığını yeniden vurgulayacağı ve diğer yandan da Kiev hükümetini Ukrayna’nın ekonomik, siyasi ve askeri direncini güçlendirecek reformları hayata geçirmeye devam etme yönünde teşvik edeceği belirtildi.