ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nun, LGBTQ bireylerin haklarının korunmasıyla ilgili düzenlediği oturumda, Türkiye’de LGBTQ bireylere yönelik hak ihlallerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki iktidar döneminde arttığı yorumları yapıldı.
“Avrupa ve Avrasya’da LGBTQ Bireylerin Haklarını Koruma Mücadelesini Anlama” başlıklı oturum, komisyonun Avrupa, Enerji, Çevre ve Siber alt komisyonu tarafından düzenlendi.
İlgili Haberler Türkiye'ye 19 Ülkeden Ortak İstanbul Sözleşmesi TepkisiMassachussetts eyaletini temsil eden Demokrat milletvekili Bill Keating’in başkanlığında, Onur Ayı etkinlikleri kapsamında düzenlenen oturum, Dışişleri Komisyonu’nun, sadece ve doğrudan LGBTQ bireylerin haklarına odaklandığı ilk oturum niteliğini taşıyor.
Oturuma katılan konuşmacılar, başta Rusya, Ukrayna ve Macaristan olmak üzere Avrupa ve Avrasya’da LGBTQ bireylerin haklarının ne şekilde ihlal edildiğini ve bunun önüne geçilmesi için yürütülen çalışmalara destek amaçlı olarak Amerika’nın nasıl bir dış politika izleyebileceğini değerlendirdi.
Nevada eyaletinden Demokrat milletvekili Dina Titus, Türkiye’yle ilgili olarak, “Bir önceki yüzyılda, Türkiye LGBTQ hakları standartlarını koruyan, bu kişileri komşu ülkelerinden de koruyan bir ülke olarak görülüyordu. Ancak Erdoğan’ın liderliğinde, son 10 yılda, bu kişilerin hakları çok daha fazla bastırıldı” şeklinde konuştu.
Titus, oturuma katılan uzmanlara şu soruyu yöneltti: “Türkiye’nin bu sorunu ele alması için Amerika’nın nasıl bir yol izlemesi gerekir?”
İlgili Haberler Dini Özgürlükler Raporunda TürkiyeSoruyu yanıtlayan ILGA-Europe kuruluşu Program Direktörü Björn van Roozendaal, Türkiye’deki durumu “Rusya’da Vladimir Putin iktidarında yaşanan sistematik hak ihlallerine” benzeterek, “Maalesef, Türkiye de son dönemlerde birçok konuda Putin’in taktiğini izliyor” dedi.
Roozendaal, “ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ve diğer temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlandığı diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de LGBTQ bireylerin haklarının ihlallerinin bu çerçevede incelenmesi gerektiğini” söyledi.
Roozendaal, Amerika’nın, LGBTQ haklarının küresel ölçekte savunulmasına yönelik dış politika girişimleri çerçevesinde Türkiye’ye yaklaşımında dikkat etmesi gerektiğini savunduğu hususları şu ifadelerle sıraladı: “Bu konunun çok dikkatlice gündeme getirilmesi oldukça önemli çünkü Erdoğan şu an siyasi alanını korumaya çalışırken Batı değerlerini destekleyen söylemler kullanıyor. Bu yüzden, LGBTQ haklarının da bu değerlerle, yani ifade özgürlüğü, demokrasi ve çoğulculuğun savunulmasıyla ilgili olduğunu gündeme getirmek gerekiyor.”
Türkiye’de iki yıl sonra yapılacak seçimler öncesinde “Erdoğan’ın popülerliğini kaybettiğini” savunan Roozendaal, Türkiye’deki LGBTQ bireylerin bir parçası olduğu sivil toplum hareketlerinin daha geniş bir kapsamda desteklenmesinin “başarıya gidecek kilit etken” olduğunu söyledi.
İlgili Haberler Soylu'nun "LGBT Sapkınları" İfadelerine Twitter'dan UyarıOturuma Rusya, Ukrayna ve Macaristan’dan davet edilen aktivist ve uzmanlar, ülkelerindeki LGBTQ haklarını koruma mücadelesiyle ilgili bilgi ve görüş paylaştı.
Oturumda ayrıca, LGBTQ bireylerin, pandemi sürecinde de birçok ülkede hakları en fazla ihlal edilen gruplar arasında olduğuna, bu bireylerin eşit hak mücadelesine çevreciler, sendikalar gibi diğer medeni hak savunucularının da dahil olmasının önem taşıdığına dikkat çekildi.
Avrupa’da kiliselere bağlı bazı muhafazakar toplulukların siyasi gücünün, LGBTQ bireylerin haklarının savunulmasının önünde engel teşkil ettiğine de vurgu yapıldı.