Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dalbeler korumacılık eğilimli politikaların adil ticaret önünde Türkiye dahil diğer ülkeler için engel oluşturduğunu söyledi
WASHINGTON —
Başkent Washington’da bu yıl 33. kez düzenlenen Türk-Amerikan Konseyi’nin yıllık konferansında Avrupa ile Amerika arasında imzalanması öngörülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı’nın (TTİP) Türkiye’ye olası etkileri iki ayrı oturumda ele alındı.
İTKİB İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Üyesi Ruşen Çetin, Türkiye’nin TTIP sürecinde yer alması gerektiğini aksi takdirde bunun Türk ekonomisinde ciddi sorunlar yaratabileceğini söyledi: “Yaptığımız çalışmalara göre uzun süreçte, her türlü sektörü kapsayacak şekilde anlaşma sağlanır ve gümrükler sıfırlanırsa, Türkiye’nin kaybının 20 milyarı olacağı söyleniyor.”
Çetin, Türkiye’nin TTIP’e katılımıyla hem bu tür ekonomik zararların önüne geçileceğini hem de yeni istihdam alanları açılacağını söyledi. Ruşen Çetin, Amerika ile bir serbest ticaret anlaşması yapılmasının da zorlu bir süreç olacağının altını çizdi: “Bizim AB ile olan gümrük birliği anlaşmamız nedeniyle Amerika veya başka bir ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalamamız zor, imzalasak da yürürlüğe sokamıyoruz. Türkiye için en iyi seçenek, serbest ticaret anlaşması olsa da gümrüklerin sıfırlanacağı tercihli bir ticaret anlaşması olacaktır.”
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dalbeler ise Amerika’nın mevcut ticaret politikalarının son zamanlarda giderek daha korumacı bir hal aldığının altını çizdi ve bunun adil ticaret önünde Türkiye dahil diğer ülkeler için engel oluşturduğunu söyledi: “Son zamanlarda yerli sanayinin Washington üzerindeki baskıları sonucunda Amerika serbest ticaret ortamından hafif hafif kaymaya başladı. Bu konuya itiraz etmemiz lazım, çünkü sesimizi çıkarmadığımız takdirde iş daha fazla korumacılığa dönecektir.”
Uğur Dalbeler, Amerika’nın politikalarının tüm dünyaya emsal oluşturması ve bu şekilde korumacılığın giderek tüm dünyaya yayılması endişesini de dile getirdi. Dalbeler, Türk şirketlerinin bugüne kadar Amerikan pazarına girmekte neden zorlandığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Burada bir kalite ve standart unsuru sözkonusu. Ayrıca servis kalitesi de önemli. Bir diğer önemli unsur da sürdürülebilirlik. Belli bir yer edinip, yerli tedarikçi gibi davranmak gerekiyor.”
Dalbeler, Türkiye ile Amerika arasında bir ticaret anlaşması imzalanmasının uzun süreceğine, ancak bu konudaki isteklilik ve umudu yitirmemek gerektiğine de işaret etti.
İTKİB İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Üyesi Ruşen Çetin, Türkiye’nin TTIP sürecinde yer alması gerektiğini aksi takdirde bunun Türk ekonomisinde ciddi sorunlar yaratabileceğini söyledi: “Yaptığımız çalışmalara göre uzun süreçte, her türlü sektörü kapsayacak şekilde anlaşma sağlanır ve gümrükler sıfırlanırsa, Türkiye’nin kaybının 20 milyarı olacağı söyleniyor.”
Çetin, Türkiye’nin TTIP’e katılımıyla hem bu tür ekonomik zararların önüne geçileceğini hem de yeni istihdam alanları açılacağını söyledi. Ruşen Çetin, Amerika ile bir serbest ticaret anlaşması yapılmasının da zorlu bir süreç olacağının altını çizdi: “Bizim AB ile olan gümrük birliği anlaşmamız nedeniyle Amerika veya başka bir ülkeyle serbest ticaret anlaşması imzalamamız zor, imzalasak da yürürlüğe sokamıyoruz. Türkiye için en iyi seçenek, serbest ticaret anlaşması olsa da gümrüklerin sıfırlanacağı tercihli bir ticaret anlaşması olacaktır.”
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Dalbeler ise Amerika’nın mevcut ticaret politikalarının son zamanlarda giderek daha korumacı bir hal aldığının altını çizdi ve bunun adil ticaret önünde Türkiye dahil diğer ülkeler için engel oluşturduğunu söyledi: “Son zamanlarda yerli sanayinin Washington üzerindeki baskıları sonucunda Amerika serbest ticaret ortamından hafif hafif kaymaya başladı. Bu konuya itiraz etmemiz lazım, çünkü sesimizi çıkarmadığımız takdirde iş daha fazla korumacılığa dönecektir.”
Uğur Dalbeler, Amerika’nın politikalarının tüm dünyaya emsal oluşturması ve bu şekilde korumacılığın giderek tüm dünyaya yayılması endişesini de dile getirdi. Dalbeler, Türk şirketlerinin bugüne kadar Amerikan pazarına girmekte neden zorlandığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Burada bir kalite ve standart unsuru sözkonusu. Ayrıca servis kalitesi de önemli. Bir diğer önemli unsur da sürdürülebilirlik. Belli bir yer edinip, yerli tedarikçi gibi davranmak gerekiyor.”
Dalbeler, Türkiye ile Amerika arasında bir ticaret anlaşması imzalanmasının uzun süreceğine, ancak bu konudaki isteklilik ve umudu yitirmemek gerektiğine de işaret etti.