Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği ve diğer illerdeki konsolosluk birimleri, terör tehdidi nedeniyle 13 Temmuz günü çalışmalarına ara verdiklerini ve ulusal resepsiyon etkinliklerini iptal ettiklerini duyurmuştu. ABD Büyükelçiliği ise, Ankara’daki 4 Temmuz Bağımsızlık Yıldönümü etkinliğinden vazgeçmedi. ABD’nin Ankara Büyükelçilik İkametgahı’nda düzenlenen resepsiyonun 30 Haziran’da yapılması planlanmıştı. Ancak 28 Haziran’da IŞİD terör örgütünce Atatürk Havalimanı’nda 44 kişinin ölümüne yol açan saldırı üzerine ABD Elçiliği, resepsiyon kutlamasını 13 Temmuz gününe erteledi.
Büyükelçi John Bass ve eşi Holly Bass’ın ev sahipliğindeki resepsiyonda, Türkiye Cumhuriyeti’ni AB Bakanı Ömer Çelik temsil etti. Bass, resmi açılış konuşmasında, geçen yılki bağımsızlık günü resepsiyonundan bugüne “zor ve acı dolu bir yıl” yaşandığını söyledi. Bass, “Her iki toplum da teröristlerden kaynaklanan acıyı ve kaybı yaşadı. Türkiye’de yaşanan kayıpları yüreğimizde hissediyoruz ve taziyelerimizi sunuyoruz, başınız sağ olsun. Ne kadar acı verici ve her nerede olursa olsun; İstanbul’da, Orlando ya da Midyat’ta olsun... Her ülkede yaşanan saldırılar sadece demokrasilerimizi güçlendirme kararlılığımızı artırmaya hizmet etmiştir. Hoşgörü ve barışın nefrete ve şiddete galip gelmesini sağlamak zorundayız. Demokratik toplumlarımızın dayanağını oluşturan temel özgürlükleri korumak için çalışmalıyız. ABD tüm bu çabalarda Türkiye'deki dostlarını desteklemeyi sürdürecektir,” dedi.
Çelik: “Paris ne kadar güvenliyse Ankara o kadar güvenli”
AB Bakanı Çelik ise, resmi konuşmasında, 4 Temmuz 1776'da ilan edilen Bağımsızlık Bildirisi'nin dünya siyasi tarihinde önemli bir milat oluşturduğunu belirterek, özgürlük, bağımsızlık ve eşitlik değerlerini anımsattı. Tarih boyunca yakın birer müttefik olan ABD ve Türkiye'nin bugün stratejik ortak olarak güçlü ilişkilerini sürdürdüğünü kaydeden Çelik, “Türkiye ve ABD arasında müstesna ve vazgeçilmez nitelikteki bu ortaklık, halihazırda gerek bölgemizde gerek küresel planda yaşamakta olduğumuz bölgesel ve uluslararası barış ve istikrarı tehdit edici nitelikli sorunların üstesinden gelinmesi bakımından hayati bir önem taşımaktadır” görüşünü aktardı.
Sonrasında soruları yanıtlayan Çelik, Fransa Büyükelçiliği’ne yönelik terör tehdidiyle ilgili olarak, “Paris'te bir alarm verilmiş. Öyle anlaşılıyor ki böyle entegre durum var. Özel noktasal bir istihbarat mı aldılar yoksa genel bir durumun bir parçası mı bilemiyorum. Paris ne kadar güvenli ise, Londra, Berlin ne kadar güvenli ise Ankara da o kadar güvenli. Küresel terörün tüm bir coğrafyayı aynı anda tehdit edebilmesi, yeni bir durum. Buna karşı yapılacak en iyi şey yaptığımız işi yapmaya devam etmek. Normal hayatımız devam ettirmek” diye konuştu. Her gün yüzlerce ihbar geldiğini ve ciddi şekilde mücadele edildiğini söyleyen Çelik, “Fransa'da benzer şekilde bu kadar istihbarat faaliyeti, bu kadar güvenlik faaliyetine rağmen bir sürü olay oldu. Bu terörle mücadelenin tabiatında olan bir şey” yorumunda bulundu.
Avrupa Parlamentosu’nda PYD ile ilgili açıldığı ancak terör örgütü PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın fotoğrafına da yer verildiği kaydedilen sergiyi de anımsatan Çelik, “Avrupa, terör meselesini sadece DAİŞ meselesi olarak anlamamalıdır. DAEŞ, PKK, PYD bunların hepsi birdir. Geçmişte Afganistan'da terör örgütleri arasında çeşitli devletlerin ayrım yapmasını, bu ayrım çerçevesinde herkesin belli örgütleri tutup, diğerleriyle mücadele etmesi gibi bir durumun dünyayı ne büyük felakete götürdüğünü gördük. Aynı mantık Suriye'de ve Irak'ta sürdürülürse o eski Afganistan'dan 100 kat daha büyük bir tahliye gelir, Suriye'ye yerleşir. Bu hem Akdeniz hem de Avrupa açısından bu kadar yakına bu kadar büyük bir tehlikenin gelmesi manasına gelir,” diye konuştu.
Çelik, ayrıca Suriyeliler konusunda AB’nin üzerine düşeni yerine getirmediğini de açıkladı. AB ile Türkiye arasındaki mutabakat uyarınca birlik ülkelerince alınması gereken sayıda mülteci alınmadığını kaydeden Çelik, “Mülteci ve göç meselesi konusunda hakikaten Avrupa vizyonuna, temel insanlık değerlerine uygun bir tutum geliştiremezlerse bu göç meselesi yüzünden aşırı sağın kendini yükseltme faaliyetleri karşısında direnemeyecekler. Aşırı sağ siyasetler ana akım siyasetleri götürecek” görüşünü ifade etti.
Büyükelçi Bass’tan dolaylı PYD mesajı mı?
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Bass da, soruları yanıtladı ve özellikle Suriye’deki Menbiç bölgesinde IŞİD’e yönelik operasyonla ilgili soruya verdiği yanıt ile dikkat çekti. Bass, operasyonel değerlendirmede bulunamayacağını belirterek, “Türkiye ve uluslararası koalisyonun diğer üyeleriyle birlikte elimizden geldiğince ve hızlı bir şekilde DAEŞ'le mücadele etmek için çalışıyoruz. Aynı şekilde, Irak hükümetiyle de birlikte hareket ediyoruz. Suriye'deki herhangi bir grubun DAEŞ'e karşı mücadeleye sunduğu katkının, Suriye'nin siyasi geleceğinin ve yönetim şeklinin değiştirilmesine yön verme amacıyla kullanılmasına, Suriye'deki herkes katılmadıkça karşıyız” dedi. Bunun üzerine Bass’a, Suriye’nin geleceğini şekillendirme açısından PYD’yi kastedip-etmediği soruldu. Bu soruya karşılık Bass, "Suriye'deki her grubu, tüm grupları kastediyorum. Suriye'nin geleceğine tüm Suriyeliler karar verir. Bu da, ABD'nin yıllardır yürüttüğü siyasetinin temel taşlarından biridir,” yanıtını verdi.
Bass, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile Çarşamba günü yaptıtğı görüşmelerle ilgili soru üzerine ise, “Bugün yaptığım görüşmeler, Türk hükümetiyle devam eden işbirliğimizin, DAEŞ, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadeleye dair karşı karşıya kaldığımız her türlü meydan okumaya ilişkin görüşmelerimizin bir parçası,” dedi.
Bass, Fransız Büyükelçiliği’nin kapatılması ve resepsiyon iptali kararıyla ilgili soru çerçevesinde, "Güvenliğe dair ortaklarımızla işbirliği çerçevesinde ya da bundan bağımsız olarak bize gelen her bilgiyi aralıksız değerlendiriyoruz, gerekli gördüğümüz zamanlarda aldığımız tehditlere yönelik güvenlik koşullarımızı düzenliyoruz. Fransız Büyükelçiliği'nin kararına baktığımızda görüyoruz ki onlar da aynı şeyi yapıyor. O karara saygı duyuyoruz. Ancak biz, bu geceki daveti yeniden ertelememizi gerektirecek bir neden göremedik,” diye konuştu.