Amerika Birleşik Devletleri Afrika Komutanlığı (AFRICOM) Komutanı General Michael Langley VOA'ya verdiği demeçte, IŞİD’in geçtiğimiz yıl Somali'de yaklaşık iki kat büyüdüğünü söyledi.
AFRICOM komutanı General Langley özel bir röportajda terör örgütünün kısaltmasını kullanarak “Somali'nin kuzeyinden ve IŞİD'in sayıca büyümesinden endişe duyuyorum” dedi.
Langley, Somali'de kaç IŞİD savaşçısı bulunduğuna dair ABD'nin tahminini vermekten kaçındı ve grubun geçtiğimiz yıl yaklaşık “iki kat” büyüdüğünü söyledi. Daha önceki tahminlere göre Somali'nin kuzeyindeki IŞİD savaşçılarının sayısı 200 civarındaydı.
AFRICOM komutanı IŞİD’in ayrıca Somali'deki yabancı savaşçı varlığını arttırma olasılığı konusunda da uyarıda bulundu.
IŞİD’in varlık gösterdiği Puntland'ın eski istihbarat ve polis komutanı Somalili Tuğgeneral Abdi Hasan Huseyin, bu yılın başlarında VOA'ya verdiği demeçte, sadece buradaki IŞİD yabancı savaşçılarının sayısının yüzlerce olduğunun tahmin edildiğini söylemişti. Bu sayı henüz yerel yetkililer tarafından doğrulanmadı.
Amerikalı bir yetkili Haziran’da VOA'ya yaptığı açıklamada Somali'deki IŞİD lideri Abdülkadir Mümin'in Mayıs’ta bir Amerikan hava saldırısında hedef alındığını söyledi. Mümin'in saldırıdan sağ kurtulduğu anlaşılıyor.
Mümin'in artık IŞİD'in küresel lideri olup olmadığı sorusuna Langley, ABD'nin bu haberleri “güvenilir” olarak kabul etmesi gerektiğini söyledi. “IŞİD bunu iddia ediyor. Bazen bunu ciddiye almanız gerekir” dedi.
El Kaide’ye bağlı Eş-Şebab da militan sayısını arttırıyor
Somali'nin kuzeyindeki IŞİD savaşçılarındaki artış, El Kaide'ye bağlı Eş-Şebab'ın Somali ve Etiyopya arasındaki diplomatik anlaşmazlıkları istismar ederek eleman sayısını arttırdığı bir döneme denk geliyor.
Denize kıyısı olmayan Etiyopya ve Somali'nin ayrılıkçı Somaliland bölgesi bu yılın başlarında Kızıldeniz'deki Berbera Limanı’nı kullanmak için bir mutabakat zaptı imzalamış, ancak Somali bu anlaşmayı reddetmişti. Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, 27 Eylül’de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu önünde Etiyopya'yı Somali'nin toprak bütünlüğünü “alenen ihlal eden” eylemlerle suçladı.
General Langley VOA'ya “Bu anlaşmazlığı kendi avantajlarına kullandılar” dedi.
Üst düzey savunma yetkililerinin Haziran’da VOA'ya verdiği demeçte, Eş-Şebab'ın güçlü finansman ve yoğun askere alma çabaları nedeniyle savaşçı sayısının 12 bin ila 13 bine geri döndüğünü söyledi.
Langley VOA'ya Etiyopya ile Somali operasyonlarının “sınırlı” olduğunu söylerken, siyasi anlaşmazlık Addis Ababa ve Mogadişu arasındaki terörle mücadele işbirliğine de yansıdı.
Langley’e göre “Farklılıklarını çözüp çözemeyeceklerini ve çok etkili bir güç haline gelip gelemeyeceklerini zaman gösterecek, çünkü birlikte çalıştıklarında Eş-Şebab'ı temizlemede çok, çok etkililer.”
Eş-Şebab, Mogadişu bölgesi de dahil olmak üzere sivillere yönelik saldırılarına devam ediyor. Terör örgütü, Ağustos’ta Somali'nin başkentindeki popüler bir plajda en az 32 kişinin ölümüne neden olan silahlı saldırı ve intihar saldırısının sorumluluğunu üstlendi. Grubun ayrıca Cumartesi günü biri Orta Şabel bölgesinde, diğeri de cumhurbaşkanlığı ofisine yaklaşık bir kilometre mesafede olmak üzere, iki ölümcül bombalı saldırı gerçekleştirdiğinden şüpheleniliyor.
Eş-Şebab, Somali'nin güneybatı eyaletinden, Juba Nehri Vadisi’ne kadar yenilgiye uğradı ve bu bölgelerde yeniden yapılanmaya ve karşı saldırıya geçmeye çalıştı.
Ancak üst düzey ABD savunma yetkililerine göre Somali'nin orta kesimlerinde hükümet güçleri geri aldıkları bölgeleri ellerinde tutmayı başaramayınca Eş-Şebab, Somali güçlerinin son iki yılda elde ettiği kazanımları tersine çevirdi.
Langley, “Bölgenin güvenliğini sağlayacak tutarlı bir güce ihtiyacımız var, çünkü bazen Eş-Şebab'ın gölge hükümetleri, kendilerini o bölgeye yeniden yerleştirmeye ve bazı yerel liderleri etkilemeye çalışıyor” dedi.
Langley, bir bölgenin temizlenmesini ve özgürleştirilmesini takip eden zamanın, Somali ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı gibi ortakların, halkın federal hükümete olan inancını artıracak yerel hizmetleri başlatabilecekleri “çok kırılgan bir dönem” olduğunu söyledi.
“Eğer bir sonraki bölgeye ya da ilçeye geçtikleri için bunu sürdüremezlerse, bu inanç azalır” dedi ve ABD eğitiminin şu anda Somali güçlerinin kurtarılmış bölgeleri elinde tutmasına yardımcı olmaya odaklandığını sözlerine ekledi.
Somali hükümeti, El-Dheer ve Harardhere bölgelerini, Somali'nin merkezinde kurtarılmış bazı arazilerin hükümet kontrolü altında kaldığının kanıtı olarak gösterdi.
İlgili Haberler Türkiye, Etiyopya-Somali arabuluculuğuyla Afrika'daki etkisini arttırıyor
Afrika Birliği Geçiş Misyonu'nun süresi doluyor
Somali'deki Afrika Birliği Geçiş Misyonu (ATMIS), Somali'nin Eş-Şebab teröristleriyle mücadelesine yaklaşık iki yıl yardım ettikten sonra bu yılın sonunda ülkeden ayrılacak ve 2025’te yerini Somali'deki yeni bir Afrika Birliği Destek ve İstikrar Misyonuna bırakacak.
Misyonda hangi güçlerin yer alacağı halen Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmeye çalışılıyor.
Langley geçiş sürecinde ABD'nin herhangi bir rol üstlenmeyeceğini, Amerikan güçlerinin sadece danışmanlık ve yardım görevlerini sürdüreceğini söyledi ve “Bizim etkinleştirme parçamız sahadaki botlarımız değil. Tavsiye ve destek vermek ve eğitimlerine yardımcı olmak için oradayız ama savaş onların” dedi.
Husiler de endişe nedeni
IŞİD ve Eş-Şebab'ın yanısıra Somali, Aden Körfezi boyunca Somali'nin hemen kuzeyinde yer alan Yemen'deki İran destekli Husi militanları için de endişelenmek zorunda.
General Langley “Endişeliyiz ve bunu yakından izliyoruz çünkü burası çok hızlı bir şekilde kötü bir mahalleye dönüşebilir” dedi.
Langley, Husiler ve Eş-Şebab'ın Aden Körfezi'ne karşı taraflardan baskı yapmaları halinde, bu stratejik tıkanma noktasının sıkışmasının ticaretin serbest akışını daha da engelleyebileceğinden ve küresel ekonomiyi etkileyebileceğinden endişe ediyor.
Ayrıca analistler, Husiler’in Somali'deki savaşa daha sofistike silahlar sokabileceğinden korkuyor.
Husi militanları Gazze'deki savaşın başladığı Ekim’den bu yana 80'den fazla ticari gemiyi füze ve insansız hava araçlarıyla hedef aldı; birini ele geçirdi, ikisini batırdı ve en az dört denizciyi öldürdü. Diğer füzeler ve insansız hava araçları ya Kızıldeniz'de ABD öncülüğündeki koalisyon tarafından durduruldu ya da hedeflerine ulaşamadı.
Husi militanlarının kampanyası İsrail'in 7 Ekim'de Gazze'de Hamas'a karşı düzenlediği terör saldırısının ardından başladı. Husiler savaş sırasında Filistinliler’le dayanışma içinde hareket ettiklerini iddia ediyor.