ABD Temsilciler Meclisi, Eğitim Bakanlığı'nın ayrımcılık karşıtı yasaları uygulaması için daha geniş bir antisemitizm tanımı oluşturacak yasa teklifini dün kabul etti.
Senato tarafından kabul edilip yasalaşması halinde bu tasarı, antisemitizmin yasal tanımını "bir Yahudi topluluğu olarak tasarlanan İsrail devletinin hedef alınmasını" da kapsayacak şekilde genişletecek.
İki partinin de desteğiyle 91’e karşı 320 oyla kabul edilen tasarı, Eğitim Bakanlığı'nın, Uluslararası Holokost Anma İttifakı'nın antisemitizm tanımını temel almasını öngörüyor. Bu başlık, soy, etnik özellikler ya da ulusal kökene dayalı ayrımcılığı yasaklıyor.
Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği tasarı, Senato'ya gidecek. Senato'da onaylanması halinde ise Başkan Joe Biden'ın masasına gelecek.
Tasarı Temsilciler Meclisi'nde, ABD'deki birçok üniversitede devam eden Filistin yanlısı protestolar sırasında kabul edilmiş oldu. Üniversitelerdeki Yahudi öğrencilerin, artan antisemitizmden ve hedef alınmaktan endişe duydukları basına yansıyordu.
Kongre'deki Cumhuriyetçiler’in protestoları kınaması ve durdurmak için harekete geçilmesini talep etmesi, üniversite yetkililerini İsrail'in Gazze'deki savaşı nasıl yürüttüğüne ilişkin hararetli siyasi tartışmaların merkezine itti.
Tasarı, milletvekillerinin İsrail-Hamas savaşına karşı ülke çapındaki öğrenci hareketine verdikleri son yanıt oldu. Eleştirmenler tasarının yasalaşmasının, üniversite kampüslerinde ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı bir etkisi olacağını söylüyor.
İlgili Haberler Polis, Los Angeles'taki California Üniversitesi'nde Filistin destekçisi protestocuların kampını dağıttıÜniversitelerdeki protestolar tetikledi
Temsilciler Meclisi Adalet Komisyonu'nun kıdemli Demokrat Partili üyesi Jerry Nadler, Salı günkü oturumda tasarıyı "İsrail'i eleştiren bir konuşmanın tek başına yasadışı ayrımcılık teşkil etmeyeceğini ve tasarının çok geniş olduğunu" söyleyerek eleştirdi.
Teklifi savunanlar ise, Eğitim Bakanlığı'nın Yahudi öğrencilere yönelik artan ayrımcılık ve taciz vakalarını denetlemesi ve soruşturması için ihtiyaç duyulan, tutarlı bir çerçeve sağlayacağını söylüyor.
Cumhuriyetçi temsilci Russell Fry Salı günü yaptığı açıklamada, "Kongre'nin Yahudi Amerikalılar’ı ülkenin dört bir yanındaki kampüslerde yaşanan antisemitizm belasından korumak için harekete geçmesinin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile" dedi.
Antisemitizmin genişletilmiş tanımı ilk olarak 2016’da Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği devletlerini içeren hükümetler arası bir grup olan Uluslararası Holokost Anma İttifakı tarafından kabul edilmiş ve Joe Biden da dahil olmak üzere son üç başkan döneminde Dışişleri Bakanlığı tarafından benimsenmişti.
Daha önce iki partinin bu yasayı kanunlaştırma çabaları başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Komisyonlara soruşturma görevi
Meclis Başkanı Mike Johnson Salı günü yaptığı açıklamada, Temsilciler Meclisi'nin çeşitli komisyonlarının, üniversitelere yönelik federal araştırma hibelerinin ve diğer devlet desteklerinin kesilmesi tehdidini içeren geniş bir soruşturmayla görevlendirileceğini duyurdu.
Bu açıklama, Filistin yanlısı kamplar, Yahudi öğrencilere yönelik ayrımcılık iddiaları ve ifade özgürlüğü ile kampüs güvenliğini nasıl bütünleştirdiklerine dair soruları yönetmekte zorlanan kampüs yöneticileri üzerinde bir baskı daha oluşturdu.
Temsilciler Meclisi soruşturması, Harvard ve Pennsylvania Üniversitesi'nde rektörlerin istifasını hızlandıran birkaç duruşmanın ardından geldi. Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri, Yale, UCLA ve Michigan Üniversitesi yöneticilerini önümüzdeki ay ifade vermeye çağırdıklarını söyleyerek daha fazla inceleme sözü verdiler.
Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi dün işi bir adım daha ileri götürerek Cumhuriyetçi üyelerden oluşan küçük bir heyeti Washington DC’deki George Washington Üniversitesi yakınlarındaki bir kampa gönderdi.
Cumhuriyetçi milletvekilleri, protestoları ve Belediye Başkanı Muriel Bowser'ın göstericileri dağıtmak için Washington Polis Departmanını göndermeyi reddetmesini eleştirdi.
Pazartesi günü Bowser, "Üniversite kampüsünde polis müdahalesi gerektirecek herhangi bir şiddet olayı yoktu" dedi ve nihai kararı polis şefi Pamela Smith'in verdiğini sözlerine ekledi. Bowser, "Burası Washington, D.C. ve biz, yapımız gereği, insanların hükümete ve hükümetle ilgili şikâyetlerini dile getirmek için geldikleri bir yeriz" diye konuştu.
Bu gelişmeler, üniversitelerin ve federal hükümetin, siyasi söylemin antisemitizmle tam olarak nerede kesiştiğini tanımlamakta zorlandığı bir dönemde yaşanıyor. ABD'de bazı üniversite ve okullar, antisemitizm ve İslamofobi iddiaları nedeniyle Eğitim Bakanlığı tarafından sivil haklar soruşturmalarıyla karşı karşıya.
İlgili Haberler Beyaz Saray: “Kampüs binasının zorla ele geçirilmesi barışçı değil, yanlış”Antisemitizm kapsamı
Kampüs yöneticilerinin yanıtlamakta zorlandığı sorular arasında "nehirden denize Filistin özgür olacak" gibi sloganların antisemitizm tanımı kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği de yer alıyor.
Önerilen tanım, bazı Demokrat milletvekilleri, Yahudi örgütleri ve ifade özgürlüğü savunucularının güçlü muhalefetiyle karşılaştı.
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği 26 Nisan’da milletvekillerine gönderdiği mektupta, federal yasaların antisemitik ayrımcılık ve tacizi zaten yasakladığını belirterek üyelerini yasaya karşı oy kullanmaya çağırdı.
Mektupta, "2023 tarihli Antisemitizm Farkındalık Yasası antisemitik ayrımcılığa karşı koruma sağlamak için gerekli değildir; bunun yerine, İsrail hükümetine yönelik eleştirileri yanlış bir şekilde antisemitizmle bir tutarak üniversite kampüslerindeki öğrencilerin ifade özgürlüğünü muhtemelen engelleyecektir" denildi.
İsrail yanlısı grup J Street'in başkanı Jeremy Ben-Ami, örgütünün iki partili teklife karşı çıktığını çünkü bunu Cumhuriyetçiler tarafından "siyasi bir futbol topuna dönüştürülmemesi gereken bir konuda Demokrat grubu bölen oyları sürekli olarak zorlamak için yürütülen ciddiyetsiz bir çaba olarak gördüğünü" söyledi.
İlgili Haberler Beyaz Saray: “Başkan üniversite kampüslerinde ifade özgürlüğünü destekliyor ancak nefret söylemi de kınanmalı”