Amerika’da 2012 başındaki ön seçimler hızla yaklaşıyor. Seçmenler tercih ettikleri başkan aday adaylarına oy vermek için sandık başına gidecek. Seçmenlerin yaklaşık %30’u ön seçimlerde ve 2012 Kasım’ındaki başkanlık seçimlerinde elektronik oy verme makinelerini kullanacak. Bir grup araştırmacı elektronik oy verme makinelerinde kolaylıkla hile yapılabileceğini söylüyor. Bu da makinelerin güvenilirliliği konusunda şüphe uyandırıyor.
Jon Warner’ın Argonne Ulusal Laboratuarı’ndaki işi, dünyanın en hassas bölgelerindeki güvenlik sistemlerini test etmek. Warner, “İşimiz, uluslararası nükleer güvenlik. Gerçek güvenlik sistemlerini kırmaya çalışıyoruz,” diyor.
Warner’ın bir başka işiyse gerçek oy verme makinelerinde kurgusal seçimlerin yönünü değiştirmeye çalışmak. Warner, “Bu makinelerde dokunmatik ekranlar var. Bunlar birer modül. Dokunmatik ekrana bastığımda bu aygıtın işlemcisine bir sinyal gidiyor. İşlemcinin geri yanıt göndermesi gerekli. Tek yaptığım bu iletişim akışına müdahale etmek. Verilen oy istediğim yöndeyse müdahale etmiyorum, değilse değiştiriyorum,” şeklinde konuşuyor.
Warner elektronik makinelerdeki oy bilgilerini özel yapılmış bir uzaktan kumandayla değiştiriyor. Son derece basit bir işlem.
Argonne Ulusal Laboratuarı’ndan Roger Johnston, “12-13 yaşındaki becerikli ve meraklı çocuklar bile makinelere müdahale edebilecek elektronik sistemi geliştirebilir,” diyor.
Argonne Hassasiyet Değerlendirme Ekibi lideri Roger Johnston, “Değerlendirmelerimize göre oy kullanma makineleri pek de güvenli cihazlar değil,” şeklinde devam ediyor.
Johnston güvenlik kaygılarının makinelerin imalatıyla sınırlı olmadığını söylüyor: “Makinelerin saklandığı depolarda güvenlik oldukça zayıf. Makineler nakliyat şirketlerince taşınıyor. Nakliye kamyonlarının sürücüleri hiçbir denetimden geçmiyor. Makineler seçim noktalarına vardığında teslim alanlar güvenlikten sorumlu olmuyor. Bu nedenle makinelerdeki sistemin değiştirilebilmesi için oldukça geniş bir zaman aralığı var.”
Johnston ve ekibi 12 farklı model içinden iki elektronik oy verme makinesini test etti.
Johnston, “Bu iki makine üzerinde yapılabilecek değişiklikler büyük olasılıkla diğer oy verme makinelerinde de yapılabilir. Hepsini deneme fırsatımız olmadığı için tam olarak bilemiyoruz,” diyor.
2000 başkanlık seçimlerinin sonucunu Florida eyaletinde geleneksel oy pusulası kullanılarak verilen birkaç yüz oy belirlemişti. Oyların yeniden sayılması ve oy pusulalarındaki işaretlerin belirsizliği nedeniyle bir sonraki seçimlerde daha çok makine kullanıldı.
Johnston, oy sayısı ne kadar birbirine yakın olursa sadece bir makinenin oynayacağı rolün bile büyük önem kazandığını söylüyor: “Minnesota eyaletinde 2008 senato seçimini Al Franken 312 oyla kazandı. Bu, sadece bir makine demek. Sadece bir makinede birazcık hile yapmak seçimin yönünü tamamen değiştirebilirdi.”
Johnston, bu sorunun Amerika’ya özgü olmadığını, tüm dünyada oy sayımını daha da hızlandırma talebinin oy kullanma makinelerine talebi de arttırdığını söylüyor. Johnston, bu makinelerin güvenli olmamasınınsa seçimlerin güvenilirliğine gölge düşüreceğini kaydediyor.