AB'de Çetin Pazarlıklar

İki yıldan fazla süren ekonomik krizle mücadelede aldığı önlemler şu ana kadar kesin çözüm yaratmayan Avrupa Birliği ülkeleri derin görüş ayrılıklarının gölgesinde Brüksel’de buluştu. Krizle mücadele konusunda 20. zirvesini yapan Avrupa Birliği, “büyüme-kemer sıkma” ile “dayanışma-daha fazla denetim” denklemleri arasına sıkıştı.

Kemer sıkma ile disiplinden yana olan ve çabuk çözümlere karşı çıkan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile büyüme ve acil adımdan yana olan Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın başını çektiği kampların mücadelesi şeklinde geçen zirvede iki ülke kritik rol oynadı. Son günlerde piyasalarda yaşanan gelişmeler ve İtalya ile İspanya’nın borçlanma maliyetlerinin uzun vadede döndürülemeyecek seviyelere yükselmesi 27 lider arasındaki tartışmaların yönünü de belirledi.

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, zirvenin ilk bölümünden sonra yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde Roma’da yapılan dörtlü zirvede Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya’nın üzerinde anlaştığı büyüme paketi konusunda anlaşıldığını duyurdu. Van Rompuy, 120 milyar euro tutarında bir kaynağın mobilize edilmesine karar verildiğini söyledi. Van Rompuy, sermayesinde 10 milyar euro yükseltmeyle Avrupa Yatırım Bankası’nın kredi kapasitesinde 60 milyar euro düzeyinde bir artış sağlanacağını ifade etti. Geriye kalan 60 milyar euro tutarındaki kaynağın Avrupa Birliği bütçesinde henüz kullanılmayan yapısal fonların istihdamı teşvik edecek şekilde yeniden dağıtılması ile gelecek aylarda çıkarılacak, enerji, ulaşım ve geniş bant internet yatırımlarına yönelik proje tahvilleriyle karşılanacağını dile getiren Van Rompuy, büyüme ve istihdamı teşvik amaçlı kaynağın büyük ölçüde krizdeki ülkelere yönlendirileceğini belirtti.

İlkesel olarak bu pakete olumsuz bakmayan İtalya ve İspanya ise pazarlıklarda ellerini güçlendirmek amacıyla “acil destek” konusunda sinyal alana kadar bu pakete nihai yeşil ışık yakmama yoluna gitti. Doğrudan ve acil yardım konusunda İspanya ve İtalya’ya Fransa destek verirken Almanya bu taleplere set çeken ülke oldu. "Bankalar birliği", Avrupa Mali İstikrar Fonu aracılığıyla zordaki ülkelere doğrudan müdahalesi, "bütçesel birlik", ortak tahviller (Eurobonds) ve meşhur "büyüme-kemer sıkma" liderler tarafından masaya yatırılan ana konuları oluşturdu.