AB’nin 16 Ekim’de yayımlayacağı İlerleme Raporu’nun siyasi bölümüne yönelik hazırlıklar sürerken ekonomiyle ilgili bölümü hazır. Belgede Türk ekonomisine hem övgü hem de uyarı var.
BRÜKSEL —
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından açıklanacak olan İlerleme Raporu’na son halinin verilmesi için Birlik kurumları ve üye ülkeler arasındaki hazırlıklar sürerken belgenin ekonomiyle ilgili bölümüne nihai hali büyük ölçüde verildi.
Türk ekonomisinin hâlâ güçlü ve doğru yolda olduğu vurgusunun dikkat çektiği raporda, daha önceki yıllarda da eleştiri konusu olan yapısal sorunlara vurgu yapılıyor. Avrupa Birliği’nin dikkat çektiği yapısal sorunların başını ise cari açık ve dış unsurlara karşı savunmasızlık çekiyor.
Mali sistemi güçlü şekilde gözetim altında tutması nedeniyle Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a yönelik övgüye de yer verilen belgede, ekonomik yavaşlamanın durdurulabilmiş ve ekonomik aktivitenin yeniden hızlandırılmasını başarabilmiş olmaları Türk yetkililerin başarı hanesine yazıldı.
Geçen yılki raporla bu yılki rapor arasındaki en önemli farkı da “yavaşlama vurgusu” oluşturuyor. Geçen yıl dramatik yavaşlamadan bahsedilirken bu yıl bu eğilimin tersine çevrilmiş olmasından Avrupa Birliği’nin duyduğu memnuniyet metne yansıtılmış durumda.
Taslak raporda, mevcut global ekonomik durum dikkate alındığında Türkiye’nin büyüme performansının, ekonominin temellerinin iyileştiğini ve şoklara karşı esnekliğinin arttığını gösterdiği vurgulanıyor.
Belgede, cari açığın yanı sıra yüksek olarak değerlendirilebilecek enflasyon oranının da Türk ekonomisinde sürmekte olan dengesizliklere işaret ettiği belirtiliyor. Bununla birlikte piyasa mekanizmalarının uygun şekilde işlemeyi sürdürdüğünün altı çizildi.
İhracat hacminin artışından bahsedilirken İran’a yönelik olağandışı altın ihracatından bahsedilmesi de belgenin dikkat çeken unsurları arasında yer alıyor.
İstihdamın belirgin şekilde artması, işsizliğin düşmeyi sürdürmesi Avrupa Birliği tarafından olumlu gelişmeler olarak değerlendirilirken kadınların istihdamdaki payının hâlâ düşük olması olumsuz değerlendirmeler arasında yer alıyor.
Mali performanstan memnun olan Avrupa Birliği, mali şeffaflık konusunda ilerleme sağlanmamış olmasını ise eleştiriyor. Kamu ihaleleriyle ilgili süreçler de Avrupa Birliği’nin eleştirmeyi sürdürdüğü ve “Avrupa standardı” talep ettiği başlıklar arasında yer alıyor.
Türk ekonomisinin hâlâ güçlü ve doğru yolda olduğu vurgusunun dikkat çektiği raporda, daha önceki yıllarda da eleştiri konusu olan yapısal sorunlara vurgu yapılıyor. Avrupa Birliği’nin dikkat çektiği yapısal sorunların başını ise cari açık ve dış unsurlara karşı savunmasızlık çekiyor.
Mali sistemi güçlü şekilde gözetim altında tutması nedeniyle Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a yönelik övgüye de yer verilen belgede, ekonomik yavaşlamanın durdurulabilmiş ve ekonomik aktivitenin yeniden hızlandırılmasını başarabilmiş olmaları Türk yetkililerin başarı hanesine yazıldı.
Geçen yılki raporla bu yılki rapor arasındaki en önemli farkı da “yavaşlama vurgusu” oluşturuyor. Geçen yıl dramatik yavaşlamadan bahsedilirken bu yıl bu eğilimin tersine çevrilmiş olmasından Avrupa Birliği’nin duyduğu memnuniyet metne yansıtılmış durumda.
Taslak raporda, mevcut global ekonomik durum dikkate alındığında Türkiye’nin büyüme performansının, ekonominin temellerinin iyileştiğini ve şoklara karşı esnekliğinin arttığını gösterdiği vurgulanıyor.
Belgede, cari açığın yanı sıra yüksek olarak değerlendirilebilecek enflasyon oranının da Türk ekonomisinde sürmekte olan dengesizliklere işaret ettiği belirtiliyor. Bununla birlikte piyasa mekanizmalarının uygun şekilde işlemeyi sürdürdüğünün altı çizildi.
İhracat hacminin artışından bahsedilirken İran’a yönelik olağandışı altın ihracatından bahsedilmesi de belgenin dikkat çeken unsurları arasında yer alıyor.
İstihdamın belirgin şekilde artması, işsizliğin düşmeyi sürdürmesi Avrupa Birliği tarafından olumlu gelişmeler olarak değerlendirilirken kadınların istihdamdaki payının hâlâ düşük olması olumsuz değerlendirmeler arasında yer alıyor.
Mali performanstan memnun olan Avrupa Birliği, mali şeffaflık konusunda ilerleme sağlanmamış olmasını ise eleştiriyor. Kamu ihaleleriyle ilgili süreçler de Avrupa Birliği’nin eleştirmeyi sürdürdüğü ve “Avrupa standardı” talep ettiği başlıklar arasında yer alıyor.