ABD’nin PKK Yaklaşımı Türkiye’de Kuşkuyla Karşılanıyor

ABD’nin terör örgütü PKK lider kadrosunun para ödülü konularak yakalanmaları çağrısı, Ankara siyasetinde “PYD/YPG’yi meşrulaştırma girişimi” olarak algılanıyor ve Washington’un terörle mücadele yaklaşımı eleştiriliyor.

Ankara’da siyasi parti liderleri dış politikaya ilişkin değerlendirmelerini, Meclis’teki parti grup toplantılarında ifade ederken; Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Tunceli ziyaretinde konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, ABD’ye yönelik PKK ve PYD/YPG bağlamında doğrudan sözler sarf etmedi. Ancak bakanın, “terörü destekleyen ülkeler” ve “çifte standart” gibi ifadeler ile hedefinde ABD ve bazı Batı ülkeleri vardı. Çavuşoğlu, “Tüm dünya insanlığı esasen bu terör belasıyla karşı karşıyadır, büyük bir testtir, büyük bir sınavdır. Çifte standartları, ikiyüzlülükleri görüyoruz. Sadece ideolojisi kendisine yakın diye terör örgütlerini destekleyen siyasi partiler, hatta ülkeler ve hükümetler, uluslararası örgütler görüyoruz” diye konuştu.

Washington’u ayrıca Türkiye’ye kısa süreli uyguladığı mali yaptırım ve şimdi İran’a yönelik yaptırım kararları nedeniyle de eleştiren Çavuşoğlu, “ABD’nin özellikle başlattığı tek taraflı kararlar ve sadece küreselleşmeyi değil, kendisini düşünen bir akım ve bunu ticaret ve kur savaşlarına döndürerek kendi politikalarına uymayan ülkeleri de cezalandırma yaklaşımı var. Bakın bu geçiş sürecidir. Önümüzdeki yıllarda hangisi hakim olacak, yine tek merkezli bir dünyaya gideceğiz. Bu tek merkezli dünya mücadelesinde, Soğuk Savaş dönemi gibi kutuplaşma mı olacak ya da etkin çok taraflılık kazanacak mı?” sorusunu gündeme taşıdı. ABD’nin mevcut uluslararası ilişkiler politikasını “kendisiyle uyumlu olmayanı cezalandırma” olarak tanımlayan Çavuşoğlu, Türkiye’nin ise tek taraflı değil etkin çok taraflı uluslararası ilişkiler politikasından yana olduğunu söyledi.

Akşener: ‘’ABD ödül işini geçsin teröristleri paketleyip versin’’

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, Türkiye’nin terör örgütleriyle mücadelesi bakımından ABD’ye tepki gösterdi. Akşener, “İyi Parti olarak Fırat’ın Doğusu Batısı demeden, sınırımızın hemen dibindeki bütün terör odaklarının yerle bir edilmesini savunuyor ve destekliyoruz. Amerika’nın tehditlerine asla boyun eğmeden, ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Gerekirse bir kara harekatıyla bölge temizlenmelidir. Bütün bunlar olurken, Amerika Birleşik Devletleri bir hamle yaptı ve PKK’lı 3-5 teröristin başına ödül koydu. Ben size söyleyeyim, bu ödül işi, Suriye’deki kolu olan YPG’yi meşrulaştırma çabasıdır. Ödül işlerini geçsinler. O teröristlerin ipleri Amerika’dadır. İşi sulandırmayı bıraksınlar, paketleyip versinler” dedi.

Akşener, hükümetin ABD’ye karşı ve Suriye politikasında gerçekçi hareket etmediğini de belirterek, bunun sonucunda Türkiye’de 4 milyon Suriyeli yaşarken sınırında ise “terör devletçiği” oluştuğunu söyledi.

Akşener, ayrıca Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Fransa’da 1. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle ilgili yıldönümü kutlamasına katılmış olmasını da eleştirdi. Türkiye’nin 1. Dünya Savaşı sonunda işgal edilmiş olduğunu ve Kurtuluş Savaşı mücadelesini vermek zorunda kaldığını anımsatan Akşener, Erdoğan’ın neden Türkiye’nin sonucunu kabul etmediği bir bitiş tarihi kutlamasına neden katıldığını sorguladı. Akşener, Erdoğan’a seslenerek, “Aç kulağını iyi dinle. Türk Milleti için 1. Dünya Savaşı 11 Kasım 1918’de değil, 9 Eylül 1922’de İzmir’de bitmiştir. Türkler savaşın sonuçlarını tanımayan tek millettir. 1. Dünya Savaşı’nın galip devletleri orada. Anladık. Mağlubiyet metnini kabul eden Almanya orada. Onu da anladık. Peki 1. Dünya Savaşı’nın sonucunu kabul etmeyen ve İstiklal Harbi’ni başlatan Türk milletinin temsilcisi olarak sen ne arıyorsun orda? Mondros’u kutlamaya mı gittin, senin ne işin var orada?” diye konuştu.

Bahçeli: ‘’ABD karıncayı izlerken 3 PKK’lının yerini mi bilmiyor?’’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin PKK yöneticisi 3 kişi için 12 milyon dolarlık para ödülünü geçen hafta açıkladığını anımsatarak, Washington yönetimini iki yüzlü davranmakla suçladı ve özetle şunları ifade etti:

“Teröristlerin başına ödül koyulması sahip olunan niyet ve zamanlama itibariyle oldukça kuşku vericidir. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, YPG’yi PKK’nın aksine terör örgütü olarak tanımadıklarını söylemiştir. ABD’nin YPG’yi kollayıp PKK’yı hedef haline getirmesi tamamen kandırmaca, yeni bir aldatma serüvenidir. Dünya alem bilmektedir ki, PKK eşittir YPG’dir. YPG’yi kumanda eden Kandil ve mücavir alanlarda mukim PKK terör örgütüdür. ABD, YPG’yi silahlandırmakta, eğitim desteği vermektedir. ABD’li askerler YPG’lilerle kol kola devriye turu atmakta, beraber yiyip içmektedir. ABD ile YPG arasında Irak ve Suriye’nin paylaşılması hususunda derin bir anlaşma, alçak bir paslaşma vardır, tüm yönleriyle meydandadır. Açık ve ortadadır ki, PKK’lı teröristlerin başına ödül koymak, PYD/YPG’yi perdelemek, gözlerden uzak tutmak demektir. ABD bölgemizde karıncayı bile izlerken, herkesi gözetlerken, kimin ne yaptığını takip ederken 3 PKK’lının yerini mi bilmeyecektir? Eğer bilmiyorlarsa, eğer görmüyorlarsa ya uyduları bozulmuş, ya da gaflet uykusuna bulanmışlardır. Başlarına ödül koydukları PKK’lılarla sabah akşam beraber olan, mağara deliklerinde, yer altı tünellerinde teröristlerle karşılıklı bağdaş kurup oturan ajanları da mı Washington yönetimini bilgilendirmekten acizdir? ABD yönetimi YPG’yi saklayıp PKK’yı sobelemekle milletimizin gözünü boyayacağını, akılları çeleceğini, sempati uyandıracağını zannetmesin. YPG’nin yuları Kandil’in elindedir. YPG de teröristtir, PKK da teröristtir.”

Bahçeli, Akşener gibi Erdoğan’ın Fransa’da bulunmasına yönelik herhangi bir tepki göstermedi ancak Paris’te yapılan 1.Dünya Savaşı’yla ilgili anma toplantısını çok sert ifadelerle eleştirdi. Bahçeli, Türkiye’nin tarihine ilişkin uzunca anımsatmalarda bulunarak, “1. Dünya Savaşı’nın mirası üzerine utanmadan kapaklanıp konan bu sömürgeciler, bize hangi demokrasiden, hangi barıştan, hangi insanlık ve huzurdan bahsediyorlar? 1. Dünya Savaşı bitmiş falan değildir. Kanlı sayfa açıktır, çatışmalar ve çekişmeler sadece bünye değiştirmiştir. Paris’te yüzüncü yıldönümü anılan ve infazımızın ilanı demek olan malum ateşkes antlaşması bizim ayaklarımızın altındadır, hiçbir ahlaki, vicdani ve manevi hüküm ihtiva etmemektedir” dedi.