Açlık Grevleri Siyasi mi Tartışması

Hükümet yetkilileri açlık grevlerinin siyasi amaçlı olduğunu söylerken, insan hakları eylemcileri hapishane koşullarının düzeltilmesi talebinin hukuki talep olduğunu söylüyor
Türkiye’deki hapishanelerde başlatılan açlık grevi 50.gününe girerken, konu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Berlin’de Almanya Başbakanı Angela Merkel’le yaptığı basın toplantısında da gündeme geldi.

Başbakan Erdoğan, kendisine yöneltilen bir soru üzerine Türkiye’deki hapishanelerde açlık grevi olmadığını, yapılanın “şov” olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Türkiye’deki açlık grevi ya da ölüm orucuna açıklık getireyim. Türkiye’de ölüm orucunda olan sadece bir kişi var. Ancak onlara öl diyen siyasi partinin mensupları, kuzu kebap yiyorlar. Şu anda açlık grevi vesaire böyle bir şey yok. Bu da tamamen şovdur. Ben bakanımı bizzat cezaevine gönderdim, bunları gitti yerlerinde de izledi. Şu anda zaten yarıdan fazlası dilekçe vermek suretiyle bu işi de bırakmış vaziyette. Böyle bir şey de söz konusu değil,” dedi.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hastanelerimizin bütün personeli de müdahale etmek için orada. Bütün bunlar bir şeyi arzu etmenin yanında, neyi arzu ediyorlar? Terör örgütünün serbest bırakılmasını. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür şovlarla hukuk yok edilmez. Ben sadece bir etnik unsur adına konuşmuyorum. Bizim meselemiz, sadece Kürt kardeşlerimizin değil, tüm kardeşlerimizin vazifesidir.”

Başbakan Almanya’da bu açıklamaları yaparken Adalet Bakanı Sadullah Ergin de Ankara’da düzenelediği basın toplantısında halen 683 kişinin açlık grevinde olduğunu söyledi. Cezaevindeki eylemlerin hiçbirinin cezaevi koşullarıyla ilgili olmadığını söyleyen Ergin, “eylemlerin cezaevindeki kötü koşullardan ya da yanlış uygulamalardan kaynaklanmadığını, tamamen siyaset alanında tartışılması gereken konulara ilişkin olduğunu” söyledi. Bakan, “bu konular için Türkiye zaten kendi yol haritasını belirlemiştir. Hükümetimizin politikaları, temel politika belgelerinde bunların bir kısmının karşılığı söz konusudur. Buna dair çalışmalarımız devam etmektedir. Ancak herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekir. Sorumluluk noktasında olanların sorumsuz açıklamalarıyla bu süreci sabote etmemeleri, istismar etmemeleri önemli. İnsan hayatının söz konusu olduğu bir yerde, biz insanların burnunun kanamaması için önemli çaba sarf ediyoruz, ama başkalarının da kendi üzerine düşeni yapması gerekir. Bu eylemlerin sonlandırılmasını beklediğimi ifade ediyorum," dedi.

Ancak Amerika’nın Sesi’ne konuşan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve insan hakları eylemcisi, avukat Eşber Yağmurdereli açlık grevlerinin siyasi amaçlı olduğu görüşünü reddediyor ve grevcilerin talebinin başta Abdullah Öcalan olmak üzere tüm hapishanedekilerin koşullarının iyileştirilmesi olduğunu söylüyor. Öztürk Türkdoğan, “Açlık grevindekiler İmralı’da tecridin kaldırılmasını ve geçen yıl kesilen görüşmelerin devam ettirilerek Kürt sorununda çözüm aşamasına gelinmesini istiyorlar. İmralı Cezaevi’ndeki tecridin kaldırılması cezaevi koşullarıyla ilgili olduğu için ben yetkililerin ‘grevler siyasi içeriklidir’ şeklindeki değerlendirmesini kabul etmiyorum,” diyor.

İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile açlık grevleri konusunda yaptığımız söyleşiyi bu link’e tıklayarak dinleyebilirsiniz.

Your browser doesn’t support HTML5

Öztürk Türkdoğan Röportajı



Avukat Eşber Yağmurdereli de hapishane koşullarının düzeltilmesinin siyasi değil hukuki bir istek olduğu görüşünü destekliyor. Yağmurdereli, hapishanelerdeki grevin sona erdirilmesi için yazdığı bir mektupla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den duruma müdahale etmesini istediğini de sözlerine ekliyor. Yağmurdereli, açlık grevlerinin sona ermemesi ve ölümlerin yaşanması durumunda siyasi ortamın daha da gerilebileceği öngörüsünde bulunuyor.

İnsan hakları eylemcisi avukat Eşber Yağmurdereli ile açlık grevleri konusunda yaptığımız söyleşiyi bu link’e tıklayarak dinleyebilirsiniz.

Your browser doesn’t support HTML5

Eşber Yağmurdereli Röportajı