Amerika’da başkanlık seçiminde yarışabilmek için adayların öncelikle her eyalette mensup oldukları partinin üyelerinin yani delegelerin desteğini almak için seçim kampanyası yapmaları gerekiyor. Peki delege avı nasıl başlıyor ve devam ediyor?
http://www.youtube.com/embed/-U5yABEMPNk
”Georgia eyaleti, Senatör Hillary Clinton için 18 oy, Amerika’nın bir sonraki başkanı Senatör Barack Obama’ya ise 82 oy vermekten gurur duyar.”
Adayların Kasım’daki seçimlerde oy pusulasında yer alabilmesi için parti adaylığını alması gerekiyor. Bu kararı delegeler veriyor.
Önseçimlerde oy kullanan seçmenler aslında oylarını, adaylara bağlı delegelere veriyor. En fazla delegenin oyunu alan aday partisinin başkan adaylığını kazanıyor.
Cumhuriyetçi Parti kurultayı Florida’nın Tampa kentinde 27 Ağustos’ta toplandığında 2 bin 286 delege hazır bulunacak. Partinin başkan adayı olmak için bin 144 delegenin oyu gerekiyor.
Demokrat Parti’nin kurultayıysa 3 Eylül’de Kuzey Carolina’nın Charlotte kentinde yapılacak. Kurultaya 5 bin 554 delege katılacak. İkinci kez aday olmak için 2 bin 778 delegenin desteğini alması gereken Başkan Obama, zaten partisinin tek adayı.
Delegelerin başkan adaylarına paylaştırılması konusunda iki parti de farklı yöntemler izliyor. Demokrat Parti’de bu sürecin nasıl işlediğini Parti Ulusal Komitesi Basın Sözcüsü Melanie Roussell anlatıyor: ”Eyaletlerde ya hükümetin ya da partinin yaptığı ön seçim gerçekleşiyor, ya da yerel parti seçimi yapılıyor. Buna göre o eyaletten kaç delegenin bir adaya bağlanacağı belirleniyor.”
Roussell her eyalette delegelerin adaylara orantılı şekilde paylaştırıldığını söylüyor. Örneğin bir aday bir önseçimde oyların yüzde 35‘ini toplarsa eyalet delegelerinin de yüzde 35‘inin desteğini alıyor. Bu delegeler parti kurultayında bu adaya oy verme taahhüdünde bulunuyor.
Ancak 5 bin 554 Demokrat delegenin hepsi belirli adaylara bağlanmıyor. ‘Süper delege’ denilen ve vali, senatör ve milletvekilleri gibi üst düzey yetkililerden oluşan 727 delege hangi adayı isterse onu destekleyebiliyor.
Cumhuriyetçi Parti’deyse bazı eyaletler delegeleri Demokratlar gibi orantılı şekilde paylaştırıyor. Diğer eyaletlerdeyse ön seçimi kazanan, bütün delegeleri de topluyor. Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komitesi İletişim Direktörü Sean Spicer açıklıyor: ”Mart ayından önce ya da Mart ayı içinde önseçim yapılan eyaletlerde delegeler adayların aldıkları oy oranına göre paylaştırılıyor. Bu şekilde adayların birkaç önseçim kazanarak bütün delegeleri toplayıp partinin başkan adaylığını kolayca kazanması engellenmiş oluyor.”
Delegeler ilk oylamada bağlı oldukları adaylara oy veriyor. Ancak bir aday ilk oylamada partisinin başkan adaylığını almayı başaramazsa kurultayda farklı cepheler başkan adayı çıkarmak için ya birbirleriyle mücadele ediyor ya da birleşiyor. Ancak Cumhuriyetçi Parti bu durumla 1952 yılından beri karşılaşmadı.