Ganalı El Anatsui, evrensel bir sanatçı. New York’ta iki sergi açan Anatsui, resim ve heykeli birleştirerek görsel açıdan çok farklı eserlere imza atmasının yanısıra geri dönüşümlü malzeme de kullanıyor
NEW YORK —
El Anatsui, 1975 yılından bu yana Nijerya’nın üniversite kentlerinden NSukka’da yaşıyor. Afrikalı sanat uzmanı Susan Mullin Vogel, ‘Fold, Crumple, Crush’ adlı filminde sanatçıyı ve eserlerini görüntülemiş.
Son yıllarda Anatsui, şişe kapakları ve bakır tellerden dev boyutta duvar süslemeleri yapıyor: “Başlangıçta heykel yapmak istedim ancak heykel her yöne çekebileceğiniz kadar serbest bir tarz.”
El Anatsui’nin otuzdan fazla eseri New York’ta Brooklyn Müzesi’nde sergileniyor. Anatsui hakkında bir de kitap yazan Vogel, sanatçının eserlerinin birçok anlam taşıdığını söylüyor: “Şişe kapakları birarada o kadar güzel görünüyor ki, inanmak zor. Çok zengin, parlak ve brokar gibi bir kumaş görüntüsü var. Çok farklı duruyorlar. Yaklaştıkça aslında atık kapaklardan yapıldığını görüyor ve şaşırıyorsunuz.”
El Anatsui’nin yardımcıları bu kapaklara onun istediği şekilleri veriyor ve yine sanatçının istediği şekilde kapakları eğip büküyor. Anatsui’ye göre, bu, resimle heykelin evliliği.
Bu tarz dünyanın en büyük sanat gösterilerinde büyük ilgi görüyor. 2007 yılındaki Venedik Bienali’nde de festivalin ilgi merkezi olmuş: “Soyut ve katkısız eserler yaratmak istiyorum. Belki de bir bakıma ölümsüz yapıtlarım olsun istiyorum.”
Susan Vogel, özellikle aynaların kullanıldığı eserlerin güzellik ve insan tarihiyle ilgili tezatları gösterdiğini söylüyor. Örneğin Nijerya’daki bir fabrikadan toplanmış metal kapaklar, sömürgeciliğin sembolü: “Zenginlikle çöplük arasındaki tezatla, yoksulluk, emek, israf arasındaki bağlantıyı akla getiriyor ve insanı düşündürüyor.”
El Anatsui’nin eserlerini her bakışınızda farklı görebiliyorsunuz. Çünkü duvarlara her defasında farklı asılmaları mümkün.
Brooklyn Müzesi’ndeki sergiyi gezenlere göre, eserlerin hepsi çarpıcı: “Desenleri ve hareketlerine bakarak çok canlı ve gerçek göründüklerini söylemek mümkün.”
El Anatsui’nin yaz boyunca Manhattan’da sergilenen bir eseri de Highline Parkı’na bakan bir duvarı süslüyor. Kırık Köprü adlı bu yapıtın malzemesi teneke ve ayna. Aynalar gökyüzünü ve kentteki gökdelenleri, Afrikalı bir sanatçının gözüyle yansıtıyor.
Son yıllarda Anatsui, şişe kapakları ve bakır tellerden dev boyutta duvar süslemeleri yapıyor: “Başlangıçta heykel yapmak istedim ancak heykel her yöne çekebileceğiniz kadar serbest bir tarz.”
El Anatsui’nin otuzdan fazla eseri New York’ta Brooklyn Müzesi’nde sergileniyor. Anatsui hakkında bir de kitap yazan Vogel, sanatçının eserlerinin birçok anlam taşıdığını söylüyor: “Şişe kapakları birarada o kadar güzel görünüyor ki, inanmak zor. Çok zengin, parlak ve brokar gibi bir kumaş görüntüsü var. Çok farklı duruyorlar. Yaklaştıkça aslında atık kapaklardan yapıldığını görüyor ve şaşırıyorsunuz.”
El Anatsui’nin yardımcıları bu kapaklara onun istediği şekilleri veriyor ve yine sanatçının istediği şekilde kapakları eğip büküyor. Anatsui’ye göre, bu, resimle heykelin evliliği.
Bu tarz dünyanın en büyük sanat gösterilerinde büyük ilgi görüyor. 2007 yılındaki Venedik Bienali’nde de festivalin ilgi merkezi olmuş: “Soyut ve katkısız eserler yaratmak istiyorum. Belki de bir bakıma ölümsüz yapıtlarım olsun istiyorum.”
Susan Vogel, özellikle aynaların kullanıldığı eserlerin güzellik ve insan tarihiyle ilgili tezatları gösterdiğini söylüyor. Örneğin Nijerya’daki bir fabrikadan toplanmış metal kapaklar, sömürgeciliğin sembolü: “Zenginlikle çöplük arasındaki tezatla, yoksulluk, emek, israf arasındaki bağlantıyı akla getiriyor ve insanı düşündürüyor.”
El Anatsui’nin eserlerini her bakışınızda farklı görebiliyorsunuz. Çünkü duvarlara her defasında farklı asılmaları mümkün.
Brooklyn Müzesi’ndeki sergiyi gezenlere göre, eserlerin hepsi çarpıcı: “Desenleri ve hareketlerine bakarak çok canlı ve gerçek göründüklerini söylemek mümkün.”
El Anatsui’nin yaz boyunca Manhattan’da sergilenen bir eseri de Highline Parkı’na bakan bir duvarı süslüyor. Kırık Köprü adlı bu yapıtın malzemesi teneke ve ayna. Aynalar gökyüzünü ve kentteki gökdelenleri, Afrikalı bir sanatçının gözüyle yansıtıyor.