Demirtaş'ın AİHM Kararı Sonrası Yaptığı Tahliye Başvurusu Reddedildi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) tutuklu yargılanmaması gerektiğine karar verdiği HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tahliyesi için yerel mahkemeye yapılan başvuru reddedildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, “terör örgütü üyeliği” gibi suçlamalar nedeniyle tutuklu yargıladığı Demirtaş’ın AİHM'in 20 Kasım tarihli kararı doğrultusunda serbest bırakılması için yapılan başvuruyu kabul etmedi. Mahkeme, yazılı karar metninde Demirtaş hakkındaki kararı AİHM bünyesinde 2.Daire'nin aldığını belirterek, AİHM Büyük Dairesi'nin henüz konuyu değerlendirmediği için ortada kesinleşmiş nitelikte AİHM kararı olmadığını savundu.

Mahkeme, AİHM'in kesinleşmiş kararı olmadığı için de uluslararası sözleşme kapsamında ve anayasa uyarınca Demirtaş’ın serbest kalması yönünde kendileri için bağlayıcılık olmadığı görüşünü savundu.

Dolayısıyla mahkeme, Türkiye’nin imzacısı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve AİHM ile ilgili kabul edilmiş uluslararası teamüllere rağmen Demirtaş’la ilgili kararı uygulamayacaklarını ilan etti.

Mahkeme, tutukluluk halinde neden ısrar edildiği konusunda, Demirtaş aleyhine dosyadaki mevcut deliller ve bilgiler itibariyle “kuvvetli suç şüphesi” bulunduğunu ifade etti. Mahkeme, Demirtaş’ın 4 Kasım 2016’dan bugüne tutuklu olmasını da “sanık aleyhindeki suçlamalarda üst ceza sınırı hesaplandığında makul tutukluluk süresi açısından aşım olmadığını” da kaydetti.

Mahkeme makul yargılama süresi için Demirtaş’ı suçladı

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkeme'nin AİHM kararını uygulamayı reddetme gerekçesinde, “makul sürede yargılama yapılmaması” için de Demirtaş’ı suçlaması da dikkat çekti. Mahkeme, “yeterli süre ve savunma imkanı tanınmasına rağmen” Demirtaş’ın uzun süre savunma yapmadığını da iddia etti.

Ancak yargılama sürecinde Demirtaş’tan, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden SEGBİS sistemi aracılığıyla savunma yapması istenmiş, Demirtaş ise bizzat mahkeme karşısında kendisini savunmak istediğini belirterek duruşmalara çıkmamıştı. Kendisi de hukukçu olan Demirtaş, savunma hakkı kutsallığını vurgulayarak, mahkemede bizzat bulunma talebinde ısrarcı olmuştu. Demirtaş, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuklu yargılandığı ana dava dosyasına Diyarbakır başta olmak üzere diğer illerdeki dosyalar da eklendiği için de onlarca klasör suçlama belgelerini cezaevi şartlarında okumaya çalıştığı da açıklamıştı.

Demirtaş’ın görüntülü sistemle cezaevinden savunma yapmayı kabul etmemesi ve birleştirilmiş dava dosyaları nedeniyle ek süre talep etmiş olması yeniden suçlanmasına neden oldu.