AK Parti’de geri çekilmesi tartışılan “etki ajanlığı” için MHP bastırıyor mu?

AK Parti’de "etki ajanlığı" düzenlemesinin geri çekilmesine dair tartışmalar sürerken, MHP'nin düzenlemenin yasalaşmasında ısrarcı olduğu öne sürülüyor.

Türkiye’de “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” kavramıyla yeni suç oluşturacak “etki ajanlığı” düzenlemesi, Salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanacak.

Başkentte, AK Parti’nin düzenlemeyi geri çekme kararı alabileceği ancak MHP’nin yasalaştırmakta ısrarcı olduğu iddia ediliyor.

AK Parti’nin “etki ajanlığı” düzenlemesini de içine yerleştirdiği Noterlik Kanunu’nda değişiklikler içeren kanun teklifindeki 16’ncı maddeyle Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “Diğer faaliyetler” başlığı altında, “etki ajanlığı” ile mücadele gerekçesiyle yeni suç tanımı oluşturulması öngörülüyor.

Bu yeni suç tanımında, muhalefet ve sivil toplum tarafından “muğlak” olduğu vurgulanan “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” kavramıyla kamu faaliyetleriyle ilgili aleyhte olduğu iddia edilecek faaliyetlerin cezalandırılacağı belirtiliyor.

Teklifteki haliyle “etki ajanlığı” düzenlemesinin ise, iktidardaki Cumhur İttifakı’nın ortakları arasında TBMM çatısı altında görüş ayrılığına yol açtığı yorumları yapılıyor.

TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerde, Adalet Bakanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), hangi faaliyetler veya hangi eylemler hakkında “iç ve dış siyasal yararlar aleyhine” yorumuyla suçlama yapılabileceğini açıklamamasının milletvekillerinde rahatsızlık yarattığı da öne sürülüyor.

Komisyondaki görüşme sonucunda AK Partili Başkan Cüneyt Yüksel’in, muhalefet cephesi eleştirileri itibariyle “suç tanımı üzerinden yeniden değerlendirme” sözü dikkat çekmişti. Suç düzenlemesine “hangi hallerde suçun oluştuğuna nasıl karar verileceğine” ilişkin açıklık getirilebileceğini belirten Yüksel, Adalet Bakanlığı ve MİT ile beraber çalışma yapılarak, yasa teklifi TBMM Genel Kurulu aşamasına geldiğinde değişiklik yapılacağının sinyalini verdi.

AK Parti içinde “suçun muğlaklığı” nedeniyle yasal düzenlemede değişiklik gerektiği yönündeki görüşler tartışılırken; CHP Grubu başta olmak üzere yasama çalışmalarına hız kazandırma bakımından iktidar grubuna “etki ajanlığı” düzenlemesini geri çekme talebini yineledi.

AK Parti ile muhalefet arasındaki uzlaşma arayışı ise, iktidar ortağı MHP’de tepkiye yol açtı. Bugün mevcut haliyle yeni suç tanımını tartışmaya karşı oldukları mesajını MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, X platformundaki paylaşımıyla ortaya koydu.

MHP hem etki ajanlığı suçunu hem de “fon” meselesini gündemde tutuyor

Yakın geçmişte “dezenformasyonla mücadele” gerekçeli yeni suç tanımını hayata geçirmekte etkin rol oynayan MHP’li Yıldız, “Etki ajanı yasası, hangi fiillerin bu suçu oluşturduğuna ilişkin açık ve net kriterler getirmektedir. Türk milli menfaatleriyle sorunu olmayanların kaygı duyması temelsizdir” mesajını paylaştı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir de geçen hafta, “fondaş medya” kavramıyla uluslararası sivil toplum örgütleri veya Avrupa Birliği (AB) gibi yapılardan maddi destek alan bağımsız medya kuruluşlarını hedef alan yasa teklifini gündeme getirdi.

Özdemir, MHP olarak 6 Kasım’da TBMM Başkanlığı’na sundukları yasa teklifiyle “Yabancı vakıf ve derneklerden fon alan medya kuruluşları ve yayın organlarının RTÜK denetim ve onayına haiz lisanslarının iptal edilmesini” talep ettiklerini açıkladı.

Ankara kulislerinde; “Fon alan kuruluşların da Türkiye’nin milli güvenliği aleyhine faaliyetler yürüttüğü de anlaşılmaktadır” diyen Özdemir’in sunduğu yasa teklifiyle, MHP’nin özellikle medya kuruluşlarını hedef alarak, yabancı ülkeler kaynaklı etki ajanlığını gündemde tutmaya çalıştığı işaret edildi.

Kulislerde; bu hamleleriyle “MHP’nin ortağı AK Parti’ye mesaj verdiği” öne sürülerek, AK Parti Grubu’nun herhangi bir şekilde yarından itibaren görüşülmesine başlanacak “etki ajanlığı” düzenlemesinde geri adım atmaması için baskı yaratıldığı iddia edildi.

NATO’da “etki ajanlığı” için “yanlış” diyen iktidar Türkiye’de ne yapacak?

AK Parti açısından “etki ajanlığı” düzenlemesiyle ilgili çelişki boyutu da tartışılıyor. Geçtiğimiz Haziran ayında NATO Parlamenterler Asamblesi (NATO PA) kapsamında, Gürcistan hakkında “etki ajanlığı” düzenlemesini yasalaştırması nedeniyle kınama kararıyla yasa hükmünü geri çekme çağrısı yapılmıştı. Bu çağrıya AK Partili vekiller de olumlu oylarıyla katılım gösterdiği için şimdi Gürcistan’ın NATO’da kınanmasına yol açan yasal düzenlemeye Türkiye’de “kabul” oyu verilmesi olasılığı eleştiriliyor.

Yetkin Report’un Haziran ayındaki haberine atıfta bulunularak, NATO PA Türk Delegasyonu Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da aralarında bulunduğu NATO PA toplantısında Gürcistan aleyhine oy kullandığı hatırlatılıyor.

Çavuşoğlu ve bazı AK Partili vekillerin NATO çatısı altında “etki ajanlığı” eleştirisine katılması nedeniyle, AK Parti Grubu'nda bu düzenlemenin Türkiye’nin, gelecek NATO PA toplantısında kınama konusu olabileceği ihtimali üzerine değerlendirmeler yapıldığı iddia ediliyor.

Paylaştığı sosyal mesajında bu oylamayı hatırlatan CHP TBMM Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın, “Cumhuriyet Halk Partisi Meclis grubu bu düzenlemenin Meclis’ten geçmemesi için her türlü çabayı gösterecek, geçmesi halinde iptali için Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaktır” dedi.

CHP’li Emir: “Türkiye dünyadaki en sert etki ajanlığı düzenlemesini yapacak görünüyor”

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, AK Parti’nin “etki ajanlığı” düzenlemesini geri çekme hamlesinde bulunmasını beklemediklerini belirtti.

Emir, “Subjektif ve cezalar açısından kanuniliği ilkesine aykırı böyle bir düzenleme eğer Meclis’te yasalaşırsa, yarın herkes aleyhine dava açılması mümkün olabilecek. Biz, AK Partili hukukçu vekiller tarafından el bombası niteliğindeki bu yasal düzenlemeye müdahale edilmesini bekliyoruz. Dünyada Rusya, Gürcistan gibi örnekleri var. Ancak Türkiye’deki, en muğlak ve en sert haliyle yasalaşma yolunda. Bu nedenle biz muhalefet olarak böyle bir suçun yasalaşmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” dedi.

9.Yargı Paketi’ndeki soyadı düzenlemesinin “açıkça Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına meydan okuma niteliğinde olduğu ve yeniden iptal edileceğinin açık olduğu” görüşünü paylaşan Emir, bunun için AK Parti’nin bu düzenlemeyi geri çekmek zorunda kaldığını savundu. Emir’e göre; kadın örgütleri eliyle aylardır soyadı düzenlemesine karşı tavır geliştirilmesiyle de birlikte Meclis’te geri adım atıldı ancak benzeri bir geri adım henüz “etki ajanlığı” için sağlanamadı.

Emir VOA Türkçe’nin düzenlemenin yasalaşması konusunda MHP’nin tutumuna ilişkin sorusuna, “Bu düzenleme üzerine öncesinde MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın da çalıştığını biliyoruz. Daha önce bu konuda iktidara önerileri olduğunu da. Ancak Feti Yıldız’ın ya da en son MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la ilgili önerisinde olduğu üzere milletin çıkarı olarak neyi gördükleri çelişkili. Dolayısıyla milletin çıkarı gerçekten nedir, nasıl karar verilecektir? MHP’nin kendi çizgisi açısından dahi tutumunu 180 derece değiştirebildiği böylesi bir ortamda yargı eliyle iktidara böylesi araçlar verilmesini kabul etmiyoruz. Hukuken skandal niteliğinde bir suç tanımı var” diye konuştu.

Teklifteki “etki ajanlığı” düzenlemesiyle nasıl bir suç tanımlanıyor?

Teklifteki suç düzenlemesi yarından itibaren TBMM Genel Kurulu’nda şu şekliyle ele alınacak:

“Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme

Madde 339/A- (1) Bu Bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla, Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.

(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.

(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır.