1 Kasım genel seçimlerini izlemek üzere görevlendirilen Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti üyelerinden, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi heyeti başkanı Andreas Gross, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin son seçim zaferini, başarılı “toplum mühendisliği” diye niteledi.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü’yle, Avrupa Konseyi’nin görevlendirdiği gözlem heyeti, seçimlerin ertesi günü yayınladığı ön raporda, seçimleri olaysız nitelemekle birlikte, adil koşullarda geçmediği yönünde bir dizi saptamalara yer vermişti.
Bu saptamalar arasında, özellikle Güneydoğu’da yaşanan şiddet olaylarının iktidar partisi dışındaki siyasi partilere eşit kampanya yürütme fırsatı vermediğine, muhalefete yakın medya organlarına baskı yapıldığına ve bunların kapatıldığına, bilgi alma özgürlüğünün kısıtlandığına, iktidar partisinin devlete ait kaynakları kampanya aracı olarak kullandığına yer verilmişti.
Raporu hazırlayan gözlemciler, seçimlerin adil geçip geçmediği konusunda net bir açıklama yapmamayı tercih etse de, AKPM heyeti başkanı Andreas Gross kendisinin kampanya sürecini adil bulmadığını söyledi.
‘Başta HDP olmak üzere muhalefet partileri mağdur’
Amerika’nın Sesi’ne konuşan İsviçreli parlamenter, seçimin öncelikli mağdurunun başta Halkların Demokratik Partisi olmak üzere muhalefet partileri olduğunu açıkladı. Milliyetçi Hareket Partisi’nin de bir nebze mağdur durumda olduğunu kaydeden Gross, bunun altında yatan etkenin AKP’nin aradığı oyların MHP tabanında yattığını bilmesi olduğunu belirtti. MHP’nin AKP’nin ‘toplumsal mühendislik’ çabalarının mağduru olduğunu savunan İsviçreli milletvekili, AKP’nin seçimi bu denli başarılı bir sonuçla kazanmasının bir diğer unsurunun da seçime katılım oranını, özellikle kendi destekçileri arasında yükseltmesi olduğunun altını çizdi.
AKP’nin 7 Haziran seçimlerinde küçük farklarla kaybettiği seçim bölgelerinde yeni çalışmalar yürüttüğüne ve kampanyalarını iyileştirdiğine dikkati çeken uzman, iktidar partisinin çok verimli bir çalışma yürüttüğünü söyleyerek, “Bu çok iyi bir toplum mühendisliği” diye konuştu. İsviçreli politikacı, AKP’nin siyasi rakiplerinin hatalarını kendine yarar hale getirmeyi başardığını söyledi.
‘Çok fazla şiddet, çok fazla korku vardı’
Bununla birlikte bu stratejinin bedelinin şiddet olduğuna dikkati çeken Gross, çok sayıda kişinin bu süreçte öldüğünü ve yaralandığını belirtti ve “Ben amaca ulaşmak için her yolu mubah gören politikacılardan değilim” dedi.
Uluslararası Seçim Gözlem Heyeti, hafta başında seçimlerle ilgili ön raporunu sunarken bir konuşma yapan Andreas Gross, “Çok fazla şiddet ve çok fazla korku vardı. Korku, demokrasinin düşmanıdır, özgür tercihin düşmanıdır. Bu açıdan sürecin kalitesi bakımından hayal kırıklığına uğramış durumdayız” diye konuşmuştu. Cumhurbaşkanı’nın önümüzdeki gelecekte daha kapsayıcı bir siyasi süreç için çalışmasının hayati önem taşıdığını belirten Gross ayrıca, “Cumhurbaşkanı’nın son beş ayda yaşanan bölünmüşlüğü birleştirmesi gerekir. Bunu yaparken de akıllıca yapma çağrısı yapıyoruz, son beş ayda olan militanca bir şekilde değil” demişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Haziran seçim sonuçlarından memnun olmadığı için Türkiye’de bir korku ortamı yarattığını savunan uzman, tarihin korkunun insanları otoriteye bağımlı hale getirdiğini gösterdiğini kaydetti. Erdoğan için “Türkiye’yi böldü” diye konuşan, cumhurbaşkanının kendisi gibi düşünmeyenleri düşmanı olarak gördüğünü savundu.
‘Seçime yakın kutuplaşma atmosferi arttı’
AGİT Gözlemci Heyeti’nin iki hafta önce yayınladığı ara raporu hatırlattığımız ve ön rapora yeni eklemeler yapılıp yapılmadığını sorduğumuz AKPM Heyeti Başkanı Andreas Gross, seçime yaklaşan son haftalarda artan kutuplaşma atmosferine dikkat çekildiğini söyledi. Gross, “(Seçim öncesi) son iki-üç haftada korku ve güvenlik kaygıların arttı” diye konuştu.
Gross, kutuplaşmanın artması yönünde beklentisi olup olmadığı yönündeyse şöyle konuştu: “Ben açıklamamda, Cumhurbaşkanı’na seçim galibiyetinden sonra da ders çıkarması konusunda çağrıda bulundum. Siyasetçiler yalnızca kayıplarından ders çıkarmazlar. Bir devlet adamının politikacıdan farkı, yalnızca kaybettiği zaman ders çıkarmamasıdır. Bu anlamda, kendisinin Türkiye’deki aşırı kutuplaşmadan yarar sağladığının anlaması gerekiyor. Şimdi aynı tavrı sürdürmek yerine ortamı normalleştirmeli, yeniden kutuplaşmış şiddet atmosferine dönüştürmemeli” dedi.
‘Barış sürecine dönülmeli’
Bundan dolayı barış sürecine geri dönülmesine gereksinim duyulduğunun altını çizen Andreas Gross, sürece “çözüm süreci” denmesini de eleştirdi. Cumhurbaşkanı’nın kendisiyle aynı görüşte olmayan medya organlarıyla da barış yapması gerektiğine değinen İsviçreli parlamenter, bunun kendisiyle aynı görüşü paylaşmayan kişilerle arasındaki ortamı da düzelteceğini savundu. Gross, Erdoğan için “şimdi değişimi sağlayacak güce sahip, bundan kazanım sağlayabilir, doğru yönde katkı yapabilir” dedi.
‘Devletin bombalı saldırılardan haberdar olmaması şaşırtıcı’
Suruç ve Ankara’daki bombalı saldırıları da değerlendiren Andreas Gross, güçlü güvenlik birimleri ve güçlü istihbarata sahip olan devletin bu saldırılardan haberdar olmamasını kuşkuyla karşıladığını söyledi. Bir imada bulunmak istemediğinin özellikle altını çizen Gross, “Yine de gerçekten haberdar olup olmadıklarını merak ediyorum” diye konuştu. Uluslararası gözlemci, devlet güvenlik ve istihbarat birimlerinin bu saldırıları önlemek için “ellerinden geleni yaptığına inanmadığını” sözlerine ekledi.
Türkiye’nin demokratikleşme çizgisinden saptığını savunan AKPM Heyeti Başkanı Andreas Gross, demokrasi kalitesi açısından gerileme yaşandığını söyledi. İsviçreli parlamenter, “Haziran ayında herkes kazanılan ilerlemeden memnundu, ama son beş ay harcandı. Büyük bir bedel ödendi. Bu ortamdan yararlananların bunu hala düzeltme şansı var” dedi.
‘PKK’dan uzaklaşan Kürtler’in sayısı artıyor’
Güneydoğu illerinde incelemelerde bulunduğunu açıklayan İsviçreli politikacı, Kürtler arasında da manipülasyonun çok kuvvetli olduğunu savundu. PKK’nın Kürt seçmenlere baskı yapıp yapmadığını değerlendiren Andreas Gross, PKK’nın Kürtler’e uyguladığı baskının ters tepkiye yol açtığına dikkati çekerek, Kürtler’in artan bir şekilde PKK’dan uzaklaştığını savundu. Türkiye’de şiddetin çözüm getirmeyeceğine inandığını söyleyen İsviçreli parlamenter, PKK’nın şiddet politikasından vazgeçmesi gerektiğini, “karşı tarafın şiddet tekeline sahip olmasından” dolayı şiddetten çıkar sağlayamayacağını söyledi. Gross, bundan dolayı HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı “bilge” bir kişilik olarak gördüğünü belirtti.