16 yıldır Almanya’yı ve genel kanıya göre Avrupa’yı yöneten, hatta dünyanın en güçlü kadınına dönüşen, bu süre boyunca sayısız siyasi ve ekonomik krizden yıkılmadan çıkan Angela Merkel’in, dönemi yarın sona eriyor. Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Hür Demokrat Parti’nin (FDP) ardından Yeşiller’in liderleri, bugün koalisyon anlaşmasını imzalanması sonrasında yarın 736 sandalyeli Federal Meclis özel oturumda bir araya gelerek Olaf Scholz’un başbakanlığını oylayacak.
SPD, FDP ve Yeşiller’in 416 milletvekili bulunduğu için Scholz’un ilk turda Almanya’nın 9’uncu başbakanı seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Seçildikten sonra Bellevue Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den mazbatasını alacak olan Scholz’un, yeniden Federal Meclis’e gelerek yemin edip resmen göreve başlaması öngörülüyor.
Scholz, yemin töreninden sonra atanan bakanlarla birlikte tekrar Bellevue Sarayı’na gidecek. Bakanlar ardından tekrar Federal Meclis’e gelerek yemin edip resmen görevlerine başlayacak. Başbakanlıkta devir teslim töreni de Çarşamba öğleden sonra gerçekleşecek.
2000 yılında başına geçtiği Hristiyan Demokrat Parti (CDU) ile 2005 yılındaki seçimi kazanan Merkel iktidara geldiğinde, Alman kamuoyunun ve medyasının büyük bölümü onu deneyimsiz ancak karizmatik olarak niteleyerek görev süresinin uzun olmayacağına inandı. Ancak 16 yıllık iktidarı süresince Merkel, güçlü erkekler arasında çoğu zaman tek kadın olarak kendini defalarca kanıtladı. Merkel iktidarına kadar ekonomisi çok cılız büyüyen, hatta o aralar “Avrupa’nın hasta adamı” olarak nitelenen Almanya, Merkel'le birlikte büyüme sürecine girdi. Almanya’nın kişi başına gayri safi milli geliri son 15 yılda yüzde 16 arttı. İşsizlik yüzde 11’lerden yüzde 3’lere geriledi. Göreve başladıktan kısa bir süre sonra tüm Avrupa'yı sarsan 2008 mali depreminde Merkel, sadece yalnızca Almanya'yı yönlendirmekle kalmadı, aynı zamanda AB para birimi Euro’yu ayakta tutmayı başardı. Euro Bölgesi’nin başta Fransa olmak üzere diğer ülkeleri bu süreçte Merkel’in pragmatik ve kararlı tutumuyla tanıştı.
Merkel’in karşısına çıkan belki de en büyük sorun, 2015 yılında yaşanan göçmen krizi oldu. Göçmen ve mültecilerin Avrupa’ya akın ettiği o dönemde Merkel, Almanya’nın sınırlarını açma kararı aldı ve sonuç olarak 1 milyondan fazla mülteci, Almanya’ya giriş yaptı. Almanlar'ın bir bölümü bu kararı pek olumlu karşılamadı. Merkel’in mülteci politikası Almanya’da aşırı sağı güçlendirdi ve 2017 seçimlerinde yabancı ve İslam karşıtı AfD, sandıktan üçüncü parti çıktı.
Merkel, siyasi hayatının bir diğer derin krizini, 2020 Şubat ayında Avrupa’ya ulaşan Corona virüsüyle yaşadı. İspanya ve İtalya’yı iflasın, AB’yi de dağılmanın eşiğine getiren pandeminin ilk aylarında, Almanya’yı başka Avrupa ülkelerinin borçlarına ortak eden 750 milyar Euro tutarındaki yardım paketini onayladı.
Görev süresi boyunca 12 kez Türkiye'yi ziyaret etti
Angela Merkel, göreve başladığı 2005’ten sonra tam 12 kez ziyaret ettiği Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyeliğine olumlu bakmadı ve destek olmadı, ama her zaman Türkiye’nin öneminin bilincinde olarak diplomasi kanallarını açık tuttu. 2016’da imzalanan ve göçmenlerin Ege üzerinden Yunanistan’a geçişlerini hedefleyen Mülteci Anlaşması’nın karşılığında verilen sözlerde, örneğin vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konularında, Ankara’nın beklentilerinden uzak kaldı. Buna rağmen Türkiye'nin önemini takdir eden bir lider oldu. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la kurduğu diyaloğu gerilimli süreçlere rağmen her zaman devam ettirdi ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi büyüdü, işbirliği güçlendi.
Merkel döneminin sonu, Almanya için yeni ve bilinmeyenlerle dolu bir dönemin de başlangıcı anlamına geliyor. Merkel’in vedasıyla Almanya’yı ekonomide, siyasette ve toplumsal konularda derin değişimler bekliyor. Olaf Scholz, yeşil teknolojiyi ve dijitalleşmeyi en önemli hedefler olarak tanımlıyor, aynı zamanda Almanya’nın daha modern ve çok kültürlü bir toplum olmasını amaçlıyor.
67 yaşında emekli olan Merkel, bundan sonraki süreci başbakanlık yıllarında da oturmayı tercih ettiği, ünlü Bergam Müzesi’nin hemen karşısındaki kendi mütevazı apartman dairesinden izleyecek. Merkel, görevinden ayrılmadan verdiği son röportajlarından birinde, başbakanlıktan ayrıldıktan sonra, bol bol uyumayı, kitap okumayı, eşinin çok sevdiği patates çorbası pişirmeyi ve erikli kek yapmayı hayal ettiğini söyledi. "Şimdiye kadar yaptığım işleri artık başkasının yapacağı gerçeğini kavramam için zaman gerekecek" deyip, "Sanırım bu yeni durum sonuçta çok hoşuma gidecek" şeklinde konuştu.
İlgili Haberler Angela Merkel Veda Ediyor