Almanya’da üçlü koalisyonun dağılmasıyla başlayan siyasi kriz devam ediyor.
Sosyal demokrat Başbakan Olaf Scholz geçen hafta koalisyon ortağı FDP’li bakanların istifasına neden olan kararı sonrasında, 15 Ocak’ta güvenoyu isteyerek Mart ayında erken seçime gidilmesi yolunu açacağını ilan etmişti.
Scholz şimdi de muhalefet partileri ve kamuoyundan gelen tepkiler sonrasında tarih konusunda esnek davranmaya hazır olduğunu söyledi.
Ana muhalefet Birlik Partileri CDU/CSU ile SPD’nin kendi aralarında tarih konusunda uzlaşmaları durumunda, önümüzdeki ay Noel öncesinde güvenoyu oylamasına gidileceğini söyleyen Scholz, "Almanya’nın demokratik meşru bir hükümete hızlıca ihtiyacı var. Noel öncesi güvenoyu istemek benim için hiç sorun değil. Ben koltuğuma yapışmıyorum" diye konuştu.
Birlik Partileri ve diğer muhalefet partisi ırkçı Almanya İçin Alternatif (AfD), Scholz’un bu hafta Çarşamba günü Federal Meclis oturumunda güven oyuna gitmesini talep etmişlerdi. Başbakanlık Sözcülüğü’nden yapılan açıklamada, Scholz’un bu haftaki gündeminde güvenoyu konusunun olmadığı açıklandı.
Bu arada Başbakan Scholz’un çıktığı bir televizyon yayınında, erken seçimde yeniden aday olacağı ve CDU lideri Friedrich Merz’e karşı mücadele edeceği şeklindeki sorular, Berlin’in siyasi kulislerinde soru işaretlerine neden oldu.
Birlik Partileri (CDU/CSU), bundan bir süre önce olağan bir kurultayda CDU lideri Friedrich Merz’i başbakan adayı olarak seçmişti. SPD ise Scholz’u resmi aday olarak duyurmadı.
SPD içinde Savunma Bakanı Boris Pistorius’un aday gösterilmesi tartışılıyor.
Pistorius, popülerlik sıralamalarında üst sıralarda yer alıyor ve bazı parti üyeleri Pistorius’un daha güçlü bir aday olabileceğini düşünüyor.
RTL televizyonu tarafından yapılan bir ankete göre de Almanlar’ın yüzde 57’si Pistorius’un, mevcut Başbakan yerine SPD’nin adayı olmasını arzuluyor.
Scholz bundan bir süre önce, "SPD'nin genel seçimlerinde Pistorius ile daha iyi bir şansa sahip olacağını varsayarsanız başbakan adaylığını ona bırakır mıydınız?" şeklindeki soruya, "Birçok kişi gibi Boris Pistorius da benim yeniden başbakan adayı olmamı istiyor" yanıtını vermişti.
Yeşiller Partisi’nden ise şimdiki hükümette Ekonomi Bakanı olan Robert Habeck’in aday gösterilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Habeck, adaylığını mutfağında masa başında çektiği bir video mesajıyla duyurdu ve Cuma günü yapılacak parti kongresinde resmen onaylanacağını açıkladı.
Seçimde başbakanlık için yarışacak dördüncü isim ise, göçmen ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif’in (AfD) Eş Başkanı Alice Weidel. Adaylığın parti kongresinde resmen onaylanması gerekiyor.
Yapılan kamuoyu yoklamarına göre, AfD ve Weidel’in yüzde 20 civarında oy alabileceği tahmin ediliyor; ancak diğer partiler AfD ile koalisyon kurmayı reddettiği için Weidel’in başbakanlık şansı düşük olarak değerlendiriliyor.
"Seçim pusulası için yeterli kağıt yok" açıklamasına tepkiler
Bu arada seçim sürecinin netleşmesine az bir zaman kala, Alman Yüksek Seçim Kurulu seçim pusulalarının zamanında ve doğru bir şekilde basılabilmesi için gereken kağıt ve baskı makinelerinin eksik olduğunu, bu yüzden seçim tarihi konusunda acele edilmemesi gerektiği tavsiyesinde bulundu.
Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ruth Brand, seçim pusulalarının basılması için gerekli olan kağıt tedarikinde yaşanan zorluklara işaret ederek, küresel tedarik zinciri sorunları ve yüksek maliyetler nedeniyle büyük sorun yaşanabileceğini söyledi.
Alman Yüksek Seçim Kurulu Başkanı, "Seçimlerin güvenliği ve demokratik ilkelere sadık kalınarak yapılması gerekiyor, bu konuda herhangi bir olumsuz gelişme, Almanya'nın seçim sistemine olan güveni zedeleyebilir" şeklinde konuştu.
4 milyon nüfuslu başkent Berlin‘in Eyalet Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Stefan Bröchler de "Ocak ayında seçim olursa hazırlıkları yapamayız. Kağıt alıp, oy pusulası basamayız, seçmen kurulu için üye bulamayız" dedi. Söz konusu açıklamalar, muhalefet partilerinin yanı sıra özellikle sosyal medya üzerinden kamuoyunun büyük tepkisini çekti, aynı zamanda alay konusu oldu.
İlgili Haberler Almanya’da koalisyonun çöküşü sonrasında erken seçim tartışmaları yapılıyorMuhalefetteki CDU’dan yapılan açıklamada, "Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nın ‘Yeteri kadar kağıt yok’ demesi tam bir skandaldır ve ayıptır. Bu, Almanya’nın şu anda içinde bulunduğu berbat ekonomik durumun bir göstergesidir. Almanya gibi bir ülkenin 60 gün içinde seçime gidebilecek bir durumda olması gerekir" ifadeleri yer aldı.
Sosyal medyada yapılan yorumlarda ise dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ise en güçlü ekonomisinin bu tartışmalarla gülünç hale geldiği öne sürüldü.
Öte yandan Polonya hükümeti, Almanya'ya seçim pusulalarının basılması için gerekli olan kağıt ve yazıcı desteğini sağlamak için hazır olduğunu açıkladı. Polonya Başbakanı, Almanya'nın seçim sürecini aksatmamak için yardım etmeye istekli olduklarını belirtti ve bu süreçte Almanya'ya lojistik ve teknik destek sağlamayı teklif etti.
Seçim öncesi kağıt kıtlığı olduğu yönündeki iddialar, bir sektör yetkilisi tarafından asılsız olarak nitelendirildi. Almanya Kağıt Endüstrisi Birliği Genel Sekreteri Alexander von Reibnitz, yaptığı açıklamada, kağıt üretiminin herhangi bir sıkıntıya yol açmadığını belirtti.
Almanya'da Ocak ayında olası bir erken seçim için kağıt temin edilip edilemeyeceğini sorusunu yanıtlayan Reibnitz, "Net bir yanıt: Evet. Zamanında sipariş verilirse, gerekli kağıdı sağlayabiliriz" dedi.
Reibnitz, Almanya'nın 2022 yılında yaklaşık 13 milyon metreküplük kağıt üretimiyle Avrupa Birliği'nde hâlâ lider konumda olduğunu vurguladı.
İlgili Haberler Almanya’da siyasi deprem: Üçlü koalisyon sona erdi