Almanya 'da Terör Korkusu

Almanya 'da Terör Korkusu

Geçen Cuma günü Norveç’in başkenti Oslo’da hükümet binalarına ve Utoya adasında İşçi Partisi’nin gençlik kampına düzenlenen çifte saldırı Avrupa’da şok etkisi yaptı. Hem Oslo’daki saldırıyı hem de Utoya adasındaki katliamı aşırı sağcı ve köktendinci 32 yaşındaki Anders Behring'in üstlenmesine ve tek başına yaptığını açıklamasına karşın, olayın perde arkasına ve siyasal boyutuyla ilgili tartışmalar sürüyor.



Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde göçmen ve İslam düşmanı siyasi partilerin son yıllarda kazandıkları başarıların tedirginlikle izlendiği Almanya'da olay aydınlığa kavuşmadan televizyon kanallarında görüş belirten terör uzmanlarının, saldırıların radikal İslamcı çevreler tarafından düzenlendiğini öne sürmesi büyük eleştirilere neden oldu. Yapılan yorum ve analizlerde İslam'a yönelik önyargıların ne kadar derinleştiğinin bir kez daha ortaya çıktığı savunulurken, haber kanal ve programlarının Alman terör uzmanlarının yalan yanlış ve spekülatif görüşlerine yer vermesi eleştirildi. Sokaktaki vatandaş da bu tarz İslamofobik genellemelerin, kendilerini Alman toplumunda kabul görmeyip dışlanmış hissetmelerine yol açtığını ve benzer bir saldırının Almanya'da da yapılmasından korktuklarını belirtiyor.

İki Almanya’nın birleştiği 1990’dan bu yana aşırı sağcı saldırılarda çoğunluğu göçmen 140 kişi hayatını kaybetti. 2009 yılında ırkçı bir Almanın Mısır kökenli Merve Şerbini adlı hamile kadını bıçaklayarak öldürmesi dünya çapında tepkilere neden olmuştu. Yetkililer aşırı sağcıların kendi ideolojilerini yaymak için son zamanlarda etkinliklerini internette ve sosyal medyada yoğunlaştırdıklarını ve Norveçli saldırgan Anders Behring'in Almanya kökenli İslam düşmanı bloglara da yazılar yazmasının rastlantı olmadığını savunuyorlar.

Norveç’teki terör eylemlerinin Almanya'daki bir diğer yansıması ise, sağ popülist söylemlerle aşırı sağcı çevreler arasındaki ilişkileri gündeme taşıdı. Gazetelerdeki yorum ve köşe yazılarında son yıllarda Müslüman kökenli göçmenlerin ve çok kültürlü yaşam tarzının sürekli olarak olumsuz ve Almanya'nın zararına olarak değerlendirildiği hatırlatılırken, özellikle Federal Alman Merkez Bankası eski yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin'in Türk ve Müslümanları aşağılayan 'Almanya kendini yok ediyor' adlı kitabının toplumu böldüğü belirtildi. Bu arada yapılan çeşitli araştırmalara göre Almanların yüzde 30'u ülkenin 'yabancı istilası' altında olduğunu söylüyor. Almanya'da Avusturya, Hollanda, Danimarka ve Fransa gibi diğer ülkelere kıyasla radikal sağcı ve sağ popülist partiler ülke düzeyinde siyaset arenasında yer almazken, federal düzeyde kurulması halinde sağ popülist bir partiyi seçmeye hazır olduklarını belirtenlerin oranı yüzde 20.