Almanya’da ana muhalefetin büyük kanadı CDU Genel Başkanı Friedrich Merz, normal şartlarda gelecek yıl 25 Eylül'de yapılacak genel seçimlerde başbakan adayı olacağını duyurdu.
CDU’nun ”kardeş partisi” CSU lideri Marcus Söder ile sürpriz bir basın toplantısı düzenleyen Merz, bu konuda kararı kendi aralarında görüşüp aldıklarını açıkladı.
Seçimlerden sonra iktidarı devralmaya hazırlandıklarını ve bu sürecin iyi yürütülebilmesi için başbakanlık adaylığı kararının açıklanmasının öne çekildiğini söyleyen Merz, CDU/CSU’nun hedefinin, özellikle ekonomi politikasında hızlı ve yerinde kararlar almak olduğunu vurgularken, "İç ve dış güvenlik başta olmak üzere, göçmen sorunu da dahil farklı alanlarda reformları hayata geçirmeye kararlıyız" diye konuştu.
Merz, sığınmacılar konusunun seçimin ana konusu haline dönüşmemesini umut ettiğini de açıkladı.
İlgili Haberler Almanya sınırlarında kontroller başlıyor3 Ekim'de ilan edilmesi bekleniyordu
CDU’ya yakın kaynaklar, Merz’in başbakan adaylığı kararını 22 Eylül’de Brandenburg eyaletinde yapılacak seçimlerden sonra, en geç de İki Almanya’nın Birleşme Günü 3 Ekim’de ilan edeceğini bildirmişti.
Ancak dün Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Başbakanı Hendrik Wüst, başbakan adayı olmayacağını ve Merz’in muhafazakâr kanadın başbakan adayı olmasına tam destek verdiğini ilan etti.
Wüst, CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder’e dolaylı bir biçimde adaylık planlarından vazgeçme önerisinde bulundu. Daha önce yapılan bir açıklamada Friedrich Merz’in yarın Türkiye’ye giderek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşeceği açıklanmıştı.
Merz’in İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir araya geleceği de belirtilmiş, ancak geçen hafta sonunda ziyaretin ertelendiği açıklandı.
Berlin’de yapılan yorumlarda, ertelemeye Merz’in başbakanlık adaylığını erkenden açıklama kararının neden olabileceği dillendirilmişti.
Your browser doesn’t support HTML5
Almanya için Alternatif (AfD) partisinin aday çıkarıp, çıkarmayacağı netleşmedi
Merz’in, SPD’li Başbakan Olaf Scholz ile ve Yeşiller'den Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck’e karşı yarışması bekleniyor.
Son eyalet seçimlerinde büyük oranda oy kazanan, Almanya çapında ikinci parti konumunda olan ırkçı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin başbakan adayı çıkarıp, çıkarmayacağı ise henüz netleşmedi. Seçimleri kazanması halinde Friedrich Merz, Almanya’nın 10. başbakanı olacak.
Kamuoyu yoklamaları, Merz’in başbakanlığa yakın olduğunu gösteriyor. Anketlere göre, Birlik partileri yüzde 33 oranında destek alıyor. Bu oran, mevcut üç partili koalisyon hükümetinin (SPD+Yeşiller+liberal FDP) toplam oy oranından daha yüksek. AfD’nin oy oranı yüzde 19.
İlgili Haberler Almanya’da 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana aşırı sağın ilk eyalet zaferi68 yaşındaki Merz, 1989-1994 arasında Avrupa Parlamentosu üyeliği, 1994-2009 arasında Federal Meclis milletvekilliği yaptı.
Dönemin CDU‘lu başbakanı Angela Merkel’le yıldızı barışmayan ve milletvekilliğini 2009’da bırakmasından sonra siyasi sahneden kaybolan Merz, Merkel’in 16 yıllık görev süresinin dolmasından sonra, 2021’de CDU’nun genel başkanlığına seçildi. İş dünyasına yakınlığı ile bilinen Merz, Merkel’in göç alanında uyguladığı politikalar ile CDU seçmenlerini AfD‘ye yönlendirdiğini iddia etmişti.
Merz, Almanya’nın kapılarını göçmenlere kapatmasını istiyor
Düzensiz göçün engellenmesi, gelen göçmenlerin sayısının kontrol altında tutulması ve yasadışı göçle mücadele için Almanya’nın sınırlarının daha iyi korunması gerektiğini savunan Merz, göçmenlerin entegrasyonu konusunda daha sıkı önlemler alınmasını da talep ediyor.
Bundan kısa bir süre önce, Almanya’nın Mannheim ve Solingen kentlerindeki terör saldırıları sonrasında Olaf Scholz hükümetini sert sözlerle eleştiren Merz, Alman hükümetinin göç politikalarında bir "kontrol kaybı" yaşadığını savunuyor.
Merz, yaptığı bir açıklamada, Almanya’nın bu yılın sonuna kadar sığınmacı almayı durdurmasını ve kaçak yollardan gelen herkesin sınır dışı edilmesini talep etti.
CDU lideri, öncü kültür kavramının babası
Friedrich Merz, İslam konusunda da genellikle eleştirel bir tutum sergiliyor. Özellikle "siyasi İslam" ve radikal İslamcı gruplar hakkında endişelerini sıklıkla dile getiren Merz, Almanya’da devlet ve dinin kesin bir şekilde ayrılması gerektiğini savunuyor ve bazı Müslüman grupların bu ayrımı kabul etmediğini öne sürüyor.
Merz ülkede yaşayan, özellikle Müslüman göçmenler tarafından ilk kez 2000 yılında çok kültürlü toplumu reddeden ve Alman kültürünün ülkedeki öncü kültür olması gerektiğini belirten sözleriyle tanındı. O dönemde federal milletvekili olan Friedrich Merz, yaptığı bir açıklamada, "Alman topraklarında İslam hukukuna yer yoktur. Müslümanlar bizim geleneklerimizi, göreneklerimizi ve alışkanlıklarımızı kabullenmek zorundalar" derken, "uzun süreli olarak burada yaşamak isteyen göçmenler, Alman öncü kültürüne ayak uydurmak mecburiyetindedir" görüşünü gündeme getirdi.
Çok sayıda siyasi analizciye göre, Merz bu açıklamalarıyla Almanya’da Müslüman göçmenlere karşı bugüne dek süren önyargılı yaklaşımların başlamasında önemli bir rol aldı.
İlgili Haberler Solingen saldırısı Almanya’yı değiştiriyor
Merz, Türkiye’ye AB içinde özel konum verilmesinden yana
CDU liderinin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusunda da açıklamaları oldu.
Geçmişte yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin AB üyeliği için gerekli demokratik ve hukuki standartları karşılamadığını söyleyen Merz, insan hakları, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü konularında ciddi eksiklikler olduğunu belirterek, Türkiye'nin AB'ye tam üyelik perspektifinin bulunmadığını savundu.
Konuyla ilgili farklı açıklamalarında, Türkiye ile ilişkiler konusunda İngiltere ile yapılan ticaret anlaşmasının belli ölçüde örnek alınabileceğini savunan Merz, "Türkiye gibi ülkelere tam üye olmadan AB iç pazarına katılım imkânı sağlayacak, genişletilmiş bir Avrupa ekonomik bölgesinin" hayata geçirilebileceğini ifade ederken, sığınmacılara ev sahipliği yaptığı için Türkiye’ye daha çok mali yardım yapılmasından yana tavır takınmıştı.