Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararı için “hukuka uygun” diyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 31 Aralık 2022'de görev süresinin sona ermesinden vazgeçildi. Mevcut yapının 31 Aralık 2026’ya kadar korunması planlanıyor.
AKP Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, bugün akşam 6. Yargı Paketi niteliğindeki 24 maddelik “Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni TBMM Başkanlığı’na sunduklarını açıkladı.
Turan, “Hakim ve savcı yardımcılığının getirilmesi, Taşınmaz satışlarının noterlerce de yapılabilmesi, Fiyatları etkileme, mal/hizmet satımından kaçınma suçlarının cezasının ağırlaştırılması ve benzeri içeren 24 maddelik teklifimizi TBMM Başkanlığı’mıza sunduk. Hayırlı olsun” paylaşımında bulundu.
AKP tarafından 6. Yargı Paketi, giriş bölümündeki sunuş metninde üç yıl süreli hakim yardımcılığı ve savcı yardımcılığı kadroları oluşturulması boyutuyla tanıtıldı. Ancak teklifteki 16 ile 17’nci maddelerinde 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nda ve 18 ile 19’uncu maddelerinde ise 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nda değişiklikler yapıldığı görüldü.
Teklifteki 16. maddeyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bugünkü yapısını korumaya yönelik adım atıldı. Teklife göre, daha önce Danıştay Kanunu’na geçici şekilde eklenmiş olan maddeyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 31 Aralık 2022 yani bu yılın sonunda görev süresinin sona ermesinden vazgeçildi. Teklifle kurulun 31 Aralık 2026’ya kadar görev yapması öngörüldü.
Teklifteki 17. maddeyle Danıştay’ın mevcut 13 olan daire sayısını 10 daireye düşürmesi noktasında ise dört yıl daha süre tanınması planlandı.
Teklifteki 18. maddeyle Yargıtay’ın daire sayısı 46’dan 24’e düşürüldüğü için Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun üye sayısının azaltılacağı açıklandı.
Teklifteki 19. maddeyle için Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun yapısı bakımından ise “Kurula bir seçim dönemi geçmeden yeniden seçilmemeleri yönündeki hükmün kaldırılması” öngörüldü.
İstanbul Sözleşmesi kararı mı hedefleniyor?
Geçmişte Yargıçlar Sendikası oluşumuna öncülük etmiş olan Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu, VOA Türkçe’ye değerlendirmesinde, AKP’nin bu teklifiyle 2012 yılında Yargıtay ve Danıştay yapılarında yaptığı değişiklikleri koruma yoluna gittiğini ifade etti.
Teklifteki “hakim yardımcısı” kadrosu oluşturulmasıyla ilgili de aslında yargı yetkisi olmayan adaylık sürecini iki yıldan üç yıla çıkarma durumunun öngörüldüğünü söyleyen Eminağaoğlu, “kadrolaşma amaçlı görmek ve hakim kadrolaşmasında büyükşehirlere odaklanma gibi yorumlamak mümkün” dedi.
Eminağaoğlu, mevcut mevzuat uyarınca Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun gelecek yıl seçimle yeniden şekillenmesi gerekirken yeni üye yapısı oluşmasına müdahale edildiğini kaydetti. “İdareyi denetleyecek Danıştay’ı adeta idare, iktidar denetliyor” diyen Eminağaoğlu, her iki maddeyle Danıştay’ın mevcut yapılanmasını koruma yaklaşımı sergilendiğini dile getirdi.
Eminağaoğlu, teklifteki 16. madde için “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Danıştay içerisinde seçim ile belirlemesi gerekliydi. Bu durum Yürütme tarafından Anayasa’ya ve yargı bağımsızlığına çok açık müdahale. Anımsarsanız söz konusu mevcut üye yapısıyla Kurul, İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili kararlarında Cumhurbaşkanlığı lehine tavır koymuştu. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi kararında görüldüğü üzere Yürütme organı, kendi lehine karar alabilecek üye sayısı ve yapısında değişiklik olmamasını sağlamaya çalışıyor. Kurulda sayısal olarak iktidar ağırlığı devam etsin çabasıyla birlikte unutulmamalı ki bu kurul İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin dava sürecinde yine son sözü söyleyecek” dedi.
Burada “2012’de yürürlüğü girmesi itibariyle 14 yıldır geçici maddeyle kurulun biçimlendirildiğini” vurgulayan Eminağaoğlu, teklifteki 17. madde içinse “Süre makul değil, dört yıl oldukça uzun süre. Belirli dairelerde kendi ağırlığını korumak üzere yaptığı bir düzenleme olarak görünüyor” diyerek, böylece Danıştay içerisindeki seçim sürecine müdahale yapıldığı görüşünde.
Yargıtay’daki dosyalarda belirleyici kurulun yapısı
Teklifte 18 ve 19’ncu maddeler ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun yapısıyla ilgili düzenlemeler yapıldığını işaret eden Eminağaoğlu, bu kurulun Yargıtay’da ele alınacak temyiz dosyalarına ilişkin daire seçme ve görevlendirme yetkisini vurguladı.
Bu teklif yasalaştığı takdirde kurulun üye sayısı azaltılırken “kimler gidecek, kimler kalacak?” sorusuna dikkat çeken Eminağaoğlu, teklif itibariyle “Kuruldaki belirli üyeleri korumak adına yeniden kurul üyesi olabilmek için aradan en azından bir seçim dönemi geçmesi gerektiği” şartının kaldırılacağını aktardı.
Noterlik hükümleri de endişeyle karşılandı
AKP’nin 6. Yargı Paketi’ndeki noterlik ile ilgili hükümlerinden ise noterler, Türkiye Noterler Birliği’nin 51. Kongresi’nin devam ettiği sırada haberdar oldu.
VOA Türkçe’nin edindiği bilgilere göre AKP’nin teklifindeki tapu müdürlükleri yanında noterler tarafından da taşınmaz satış yapabilmesi öngörülmesi endişe yarattı. Türkiye Noterler Birliği’nin teklif taslağı hazırlıkları sırasında önerdiği görüşlere “pek fazla uygun olmayan hükümler” söz konusu.
Noterlik açısından eski nüfus cüzdanı için yeni Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı’na geçiş şartı olmadığı için hali hazırda kimlik tespitinde sıkıntılar yaşandığı ifade edildi. Bu nedenle “taşınmaz mülkler satışı” gibi tapu kayıtlarıyla ilgili işlemlerinden dolayı endişe duyulduğu aktarıldı. Bu kapsamda, “TBMM Adalet Komisyonu’ndaki görüşülmesi aşamasında değişiklikler yapılması umudu” da dile getirildi.
Teklifte “stokçuluk” düzenlemesi de var
Teklif ile ayrıca Türk Ceza Kanunu’nda “fiyatları etkileme suçuyla etkin mücadele edilmesi” ve “stokçuluk faaliyetlerinin önlenebilmesi” değişiklikleri yapılması da öngörüldü.
Teklife göre TCK’daki “Fiyatları etkileme suçu” bölümündeki, “İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuru” suçundaki üç aydan iki yıla kadar hapis cezası bir yıldan üç yıla çıkarılacak.
“Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olma” suçundaki altı aydan iki yıla kadar hapis cezası da bir yıldan üç yıla çıkarılacak.