Amerika, 2008 yılındaki krizden sonra ekonomiyi canlandırmak için milyarlarca dolarlık teşvik paketleri çıkardı, Merkez Bankası aracılığıyla gevşek para politikaları izledi. Hükümet aynı zamanda tüm dünyadaki girişimcileri Amerika’ya çekmek üzere göçmenlik politikalarında da bazı değişiklikler yaptı. Bu değişiklikler arasında iki göçmenlik kategorisinde getirilen kolaylıklar da var. Bu kategoriler EB2- yeşil kart kategorisi ve H1-B oturma/çalışma izni kategorisi olarak biliniyor. Geçen yıl Ağustos ayında yapılan değişiklikle bu iki kategoriden yararlanma olasılığı genişletilmiş oldu.
Merkezi Washington’daki Butzel Long Tighe Patton hukuk şirketinin avukatlarından Efe Poturoğlu, EB2 Yeşil Kart uygulamasında yapılan değişikliği ve getirdiği kolaylığı şu sözlerle açıklıyor: “EB-2 kategorisi üst dereceli profesyonellere yeşil kart alma hakkı tanıyor. Normalde bir kişinin bu kategoriden yeşil kart alabilmesi için sponsorluğunu yapan bir işveren tarafından kalıcı olarak işe alınması ve çok zahmetli olan çalışma ruhsatı alma sürecinden geçmesi gerekiyor. Ancak bu süreci kısaltmak için “ulusal çıkar istisnası” kullanılıyor. Yani Amerika’nın ulusal refahına ve ekonomisine üstün derecede katkıda bulunacak kişiler için Çalışma Bakanlığı’ndan izin alma zorunluluğu ortadan kaldırılıyor. Bu istisna eskiden sadece bilim insanları, doktorlar ve araştırmacılar için kullanılırdı, şimdi ise 2011’de yapılan değişiklikle aynı istisna girişimcilere de tanınıyor.”
Amerika, artık girişimcileri ulusal çıkarının bir parçası olarak görse de bu istisna her girişimciyi kapsamıyor.
Yeşil kart için 10 yıllık girişimcilik yeterli
EB-2 kategorisinden yararlanarak Amerika’da iş kurma yoluyla yeşil kart almak isteyenlerin en az yüksek lisans derecesi ya da 10 yıllık girişimcilik tecrübesi olması koşulları aranıyor.
Poturoğlu, “Girişimcilere tanınan bu kolaylıktan yararlanmak için ya işletme yüksek lisansı veya kurulacak iş sahasındaki master derecesi aranıyor. Ancak daha önce 10 yıllık başarılı kuruculuk veya girişimcilik deneyiminiz varsa, akademik derece zorunluluğu ortadan kalkıyor,” diyor.
Elbette kurulacak yeni şirketin, Amerika genelinde iş sahası yaratması ve ekonomiye katkıda bulunması da aranan koşullar arasında. Bu nedenle daha önceki başarılı deneylerin veya kurulacak yeni şirketin güçlü bir işletme planı olması da önem taşıyor.
Bu çerçevede EB-2, yine girişimcilere yeşil kart alma hakkı tanıyan EB-5 kategorisine göre daha kolay. Çünkü EB-5 kategorisi girişimcilerden en az 500 bin ile 1 milyon dolarlık yatırım ve belli bir sayıda yeni istihdam yaratılması koşullarını arıyor. Oysa EB-2’de başlangıç sermayesinin alt limiti yok, önemli olan sunulan iş planının ne kadar güçlü olduğu.
Planın ne kadar güçlü olduğu ise ekonomistlerin görüşüne başvurularak belirleniyor. Poturoğlu, bu kategori için özellikle biyo-teknoloji ve yeşil enerji sektörlerinin şansının daha fazla olduğunu düşünüyor.
H1-B geçici çalışma vizesinde ne değişti?
2011 yılında yapılan bir diğer değişiklik ise geçici çalışma vizesi veren H1-B kategorisini etkiliyor.
Avukat Efe Poturoğlu, bu konudaki değişikliği de şöyle özetliyor: “H1-B geçici oturma ve çalışma vizesinden yararlanmak için bu vizeye sponsor olabilecek bir şirkette iş bulmak gerekiyor, ama 2011’de yapılan değişiklikle kendi şirketini kuranlara, bu kurdukları yeni şirket aracılığıyla kendi kendilerine sponsor olma hakkı tanınmış oldu.”
Yani Amerika’da şirket kuran bir yatırımcı, 3 yıllık çalışma ve oturma izni veren ve bu 3 yılı ikinci bir kez uzatma hakkı tanıyan H1-B kategorisinden yararlanabiliyor.
Ancak burada şirketin kuruluş ve yönetim biçimi önem taşıyor. Poturoğlu, bu koşulu da şöyle açıklıyor: “Kurulan şirketin sahibinden bağımsız hareket edebilecek bir yönetim kuruluna sahip olması gerekiyor. Bu kurulun da şirket sahibi üzerinde, işten çıkarma dahil, tam yetkisi olması koşulu aranıyor.
Yine bu kategoriden yararlanmak için belirli bir sermaye oranı aranmazken, şirket kurucusunun en az lisans derecesi bulunması bekleniyor.