Evinç: 'ABD'de Diasporaların Türkiye'ye Karşı Açtığı Davalar Siyasi Amaçlı'

Evinç: 'ABD'de Diasporaların Türkiye'ye Karşı Açtığı Davalar Siyasi Amaçlı'

Amerika’da özellikle son yıllarda başta terör örgütü PKK, Kıbrıs ve Ermenistan konularında Türkiye aleyhinde açılan davalarda Türk tarafını savunan Saltzman & Evinch hukuk firmasının ortaklarından, Türk-Amerikan Dernekleri Birliği (ATAA) Başkanı Günay Evinç (Övünç) ve David Saltzman, davalarla ilgili olarak Perşembe günü Washington'da bir basın toplantısı düzenledi.

Amerikan mahkemelerinde son dönemlerde Türkiye'ye karşı önemli girişimler yapıldığını hatırlatan Evinç, bunların terör örgütü PKK ile Kıbrıs ve Ermenistan ile ilgili tazminat davaları olmak üzere üç alanda toplandığını söyledi.

Evinç, Amerika’da yaşayan Ermeniler tarafından, 1915 olaylarında mülklerine el konulduğunu iddia edenlerin varislerine tazminat talebiyle Türkiye Devleti, Merkez Bankası ve Ziraat Bankası'na karşı yeni açılan davanın, "karşı tarafta, son yıllarda açılan diğer davalardan sonuç alamaması ve 2015 yılının yaklaşması nedeniyle oluşan paniği yansıttığını” belirtti.

Evinç, Türkiye aleyhindeki hukuki girişimlerin son 10 yıl içinde arttığına, son iki yılda da hızlandığına dikkati çekti.

PKK'NIN AÇTIĞI DAVALAR TÜRKİYE LEHİNE SONUÇLANIYOR

Amerikan federal mahkemelerinin terör örgütü PKK konusunda verdiği kararların hep Türkiye'nin lehine olduğunu ve bundan mutluluk duyduğunu belirten avukat Günay Evinç, Yüksek Mahkeme'nin "Humanitarian Law Project" davasında verdiği kararla terörist İbrahim Parlak ile Selahattin Özdemir davalarında aldığı kararları örnek gösterdi.

MAHKEMEDE OLMAK KONGRE'DE UĞRAŞMAKTAN İYİ

Kıbrıs konusunda da 1997 yılında Türkiye lehine sonuçlanan "Crist davasının" benzeri olarak geçen yılın Ekim ayında, üç Rum'un Kuzey Kıbrıs'taki mülkiyetlere ilişkin KKTC, Türkiye ve HSBC Bankası aleyhine dava açtığını hatırlatan Evinç, daha sonra "Toumazou davası" olarak bilinen bu davanın düştüğünü, davacıların KKTC'yi de "bir devlet olarak değil, organize suç örgütü" olarak gösterdiklerini söyledi.

Davada KKTC'yi savunduklarını bildiren Evinç, davanın tümüyle siyasi amaçla açıldığını, davacıların, davanın medyada geniş yankı bulmasını sağlayarak Türkiye'ye karşı kullanılmasını hedeflediğini söyledi. Evinç, davanın, "aşırı milliyetçi bir bakış açısıyla Kıbrıs'ta çözümü önleme hedefine dönük" olduğunu da kaydetti.

Saltzman & Evinch Hukuk Bürosu’nun diğer ortağı David Saltzman da bu davada, konunun Amerikan mahkemelerini ilgilendirmediğini savunduklarını belirtti. Davanın tamamen Kongre ve yönetimi etkilemek amacıyla açıldığını söyleyen Saltzman, bu davanın kazanılmasının önemini vurguladı. Saltzman şöyle konuştu: "Adli arena bizim için daha iyi, çünkü Türkiye'nin adil muamele görebileceği yerlerden biri olduğunu düşünüyoruz. Yani, bir yargıca karşı lobicilik yapamazsınız, siyasi kampanyalar için ne kadar para topladığınız mahkemede önemli değildir. Federal mahkemede, atanmış bir yargıçla karşı karşıyasınızdır. Olabilecek en adil ortamda olursunuz. Dolayısıyla Türkiye, KKTC ve Türklerle ilgili mülk davalarında, mahkemelerde bulunmak, Kongre'de olmaktan çok daha iyi."

ERMENİLERİN AÇTIĞI DAVANIN AMACI ÇÖZÜMÜ ENGELLEMEK

Günay Evinç, Ermeni asıllı Amerikalılar tarafından, 1915 olaylarında mülklerine el konulduğunu iddia edenlerin varislerine tazminat talebiyle Türkiye Devleti, Merkez Bankası ve Ziraat Bankası'na karşı geçen Temmuz ayında açılan ve "Davoyan davası" olarak bilinen davayı da hedefleri bakımından "Toumazou davası"na benzettiğini, bu davanın da medyada ses getirme ve çözümü önleme amacı taşıdığını söyledi.

Ermenilerin, davalarla 1915 olaylarının "soykırım" olarak tanınması, tazminat ve toprak talebini amaçladığını belirten Evinç, şunları söyledi: "Son 10 yılda bu konuda birkaç dava gelişti. 1995'e kadar bunların bir kısmı uzlaşma yoluna gidilerek kapatıldı, sigorta şirketleri ve bankalar büyük tazminatlar ödedi. Ama 1995'ten itibaren Ermeni tazminat davalarında artık müzakere düşünülmüyor, davalı olan bankalar ve hayat sigortası şirketleri, sonuna kadar savaşıyorlar ve bu davaları kazanıyorlar. Bu nedenle Ermeni tazminat davaları 2005'ten itibaren müthiş düşüşte. Bu açıdan, Davoyan davasının bugünlerde (Temmuz ayının sonunda) açılması bize ilginç geliyor, çünkü yaşanan bu hukuki süreci düşünürseniz, böyle bir dava açılmaz. Dolayısıyla bana göre, Davoyan davasının bu aşamada açılması, Daşnak siyasi bakış açısından bir paniği yansıtıyor. 1915 olaylarının 100’üncü yıldönümü olan 2015 yılı yaklaşıyor ve bugüne kadar federal seviyede 1915 olayları 'soykırım' olarak tanınmadı, bu yüzden panik içindeler."

Ermenilerin, 1915 olaylarının "soykırım" olarak tanınmasına yönelik davalardan sonuç alamamaları üzerine, "birinci aşamanın tanındığını iddia ederek", şimdi doğrudan "tazminat" taleplerine yönelik davalara başladıklarını ifade eden Evinç, davacıların, mahkeme sürecini sömürüp, federal seviyede bir sempati yaratarak, Kongre'de Ermeni tasarısının kabul edilmesini sağlamak ya da Başkan Barack Obama'ya "soykırım" ifadesini kullandırtmayı amaçladığını söyledi.