İsviçre’nin önde gelen işletme okullarından IMD’nin yıllık raporuna göre ABD hala dünyanın en rekabetçi ekonomisi. Bu durum ülkenin dayanıklı ekonomisine, iyileşen istihdam rakamlarına, teknoloji ve altyapı alanlarındaki üstünlüğüne bağlanıyor
GENEVA —
60 ülkelik ankette Avrupa’nın ekonomik krizden sonra rekabet yeteneğini kısmen geri kazandığı, gelişmekte olan ekonomilerin ise zorlu bir sürece girdiği belirtiliyor.
Raporun yazarları Amerika’nın liste başı olmasını, ülkenin dayanıklı ekonomisine, iyileşen istihdam rakamlarına, teknoloji ve altyapı alanlarındaki üstünlüğüne bağlıyor. Amerika’yı sıralamada üç ufak ekonomi izliyor. İsviçre, Singapur ve Hong Kong’u güçlü kılan unsurlar ihracat gücü, iş verimliliği ve teknoloji üretimi.
Rapor, Avrupa’nın geçen yıla göre daha iyi durumda olduğunu ortaya koyuyor. Ancak büyük gelişmekte olan pazarlarda gerileme var. BRIC olarak bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’de, büyümenin ve yatırımın azalması ve altyapı eksiklikleri nedeniyle rekabette gerileme yaşanıyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi sıralamasında ABD’yi geçmesi beklenen Çin, geçen yılki sıralamaya göre iki hane düşerek raporda 23’üncü sıraya yerleşmiş.
IMD Rekabet Merkezi Direktörü Arturo Bris, Çin’in rekabet sıralamasındaki geriliğinin nedeninin yapısal gelişimdeki eksiklikleri olduğunu söylüyor.
Bris, BRIC ülkeleri ve Çin’de yaşanan hızlı ekonomik kalkınmaya gerekli yapısal reformların eşlik etmediğini belirtiyor. İş düzenlemeleri, ekonomik kurumlar, mali piyasalar, iş prensipleri ve değerleri, yolsuzluk ve sürdürebilirlik konularının önemli olduğunu söyleyen uzman, bunlar olmadan ekonomik kalkınmanın sürdürülemez hale geldiğini söylüyor.
Bris, Brezilya’yı ciddi sorunların beklediğini belirtiyor. Ülkede yaşanan ekonomik patlamanın ortalama vatandaşa yansımaması, toplumsal ayaklanmaya neden oldu. Brezilya sıralamada üç basamak kaybederek 54’üncülüğe inmiş.
Rapordaki rekabet sıralaması 4 etkene bağlı: Ekonomik performans, hükümet verimliliği, iş verimliliği ve altyapı. Rapor demokrasi ve rekabet arasında bir ilişki olmadığını belirtse de, demokrasilerde iyi yönetime rastlama olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Raporda daha önemli olan etkenin iyi liderlik olduğu vurgulanıyor, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi iki otoriter rejimin güçlü liderleri nedeniyle ilk 10’a girdiklerine dikkat çekiliyor.
Rusya geçen yıla göre dört basamak yükselerek 38’inciliğe çıkmış. Ukrayna ise 49’uncu sırada. Ancak Bris, verilerin Ukrayna’da olayların başlamasından önceki dönemi yansıttığına dikkat çekiyor.
İstikrarsızlığın ve sosyal bölüşmenin iş ortamı için kötü olduğunu söyleyen uzman, olayların gelecek yılki sıralamaya yansıyacağını düşünüyor.
Sıralamada geçen yıl 37’inci olan Türkiye bu sene 40’ıncılığa düşmüş.
Raporun yazarları Amerika’nın liste başı olmasını, ülkenin dayanıklı ekonomisine, iyileşen istihdam rakamlarına, teknoloji ve altyapı alanlarındaki üstünlüğüne bağlıyor. Amerika’yı sıralamada üç ufak ekonomi izliyor. İsviçre, Singapur ve Hong Kong’u güçlü kılan unsurlar ihracat gücü, iş verimliliği ve teknoloji üretimi.
Rapor, Avrupa’nın geçen yıla göre daha iyi durumda olduğunu ortaya koyuyor. Ancak büyük gelişmekte olan pazarlarda gerileme var. BRIC olarak bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’de, büyümenin ve yatırımın azalması ve altyapı eksiklikleri nedeniyle rekabette gerileme yaşanıyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi sıralamasında ABD’yi geçmesi beklenen Çin, geçen yılki sıralamaya göre iki hane düşerek raporda 23’üncü sıraya yerleşmiş.
IMD Rekabet Merkezi Direktörü Arturo Bris, Çin’in rekabet sıralamasındaki geriliğinin nedeninin yapısal gelişimdeki eksiklikleri olduğunu söylüyor.
Bris, BRIC ülkeleri ve Çin’de yaşanan hızlı ekonomik kalkınmaya gerekli yapısal reformların eşlik etmediğini belirtiyor. İş düzenlemeleri, ekonomik kurumlar, mali piyasalar, iş prensipleri ve değerleri, yolsuzluk ve sürdürebilirlik konularının önemli olduğunu söyleyen uzman, bunlar olmadan ekonomik kalkınmanın sürdürülemez hale geldiğini söylüyor.
Bris, Brezilya’yı ciddi sorunların beklediğini belirtiyor. Ülkede yaşanan ekonomik patlamanın ortalama vatandaşa yansımaması, toplumsal ayaklanmaya neden oldu. Brezilya sıralamada üç basamak kaybederek 54’üncülüğe inmiş.
Rapordaki rekabet sıralaması 4 etkene bağlı: Ekonomik performans, hükümet verimliliği, iş verimliliği ve altyapı. Rapor demokrasi ve rekabet arasında bir ilişki olmadığını belirtse de, demokrasilerde iyi yönetime rastlama olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor.
Raporda daha önemli olan etkenin iyi liderlik olduğu vurgulanıyor, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi iki otoriter rejimin güçlü liderleri nedeniyle ilk 10’a girdiklerine dikkat çekiliyor.
Rusya geçen yıla göre dört basamak yükselerek 38’inciliğe çıkmış. Ukrayna ise 49’uncu sırada. Ancak Bris, verilerin Ukrayna’da olayların başlamasından önceki dönemi yansıttığına dikkat çekiyor.
İstikrarsızlığın ve sosyal bölüşmenin iş ortamı için kötü olduğunu söyleyen uzman, olayların gelecek yılki sıralamaya yansıyacağını düşünüyor.
Sıralamada geçen yıl 37’inci olan Türkiye bu sene 40’ıncılığa düşmüş.