Eğer Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi meydana gelen darbe girişiminden sorumlu tuttuğu baş düşmanı Fethullah Gülen’in Amerika tarafından bir an önce iade edilmesini bekliyorsa büyük bir hayal kırıklığı yaşayabilir.
Erdoğan, Amerika’nın Pennsylvania eyaletinde yaşayan eski müttefiki Gülen’i, Türkiye’deki darbe girişimini planlamak ve kendisini öldürmeye çalışmakla suçluyor.
Başbakan Binali Yıldırım, Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry’nin darbeyi Gülen’in planladığını gösteren yazılı kanıtlar beklediklerini açıklaması üzerine Ankara’nın Washington’a gerekli belgeleri gönderdiğini söyledi.
Ancak Amerika, Gülen’i iade etmek için yeterli kanıt bulunduğuna karar verse bile, iade süreci aylar, hatta yıllar sürebilir. Bu da, Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı ortak bir mücadele yürüten Amerika ve Türkiye’nin son dönemde gerilmiş ilişkilerini daha da kötüleştirebilir.
Gülen konusunun iki NATO müttefiki arasındaki ilişkileri daha da bozabileceği uyarısı yapan Atlantik Konseyi uzmanı Aaron Stein “Böyle bir durum Türkiye’de Amerika karşıtlığını körükleyecektir” dedi.
1979 Anlaşması
Türkiye, 1979 yılında Amerika ile imzaladığı Suçluların İadesi Anlaşması çerçevesinde Gülen’in iadesini talep istiyor.
Anlaşma, suçlunun iadesinin resmi talep edilme kurallarını sıralıyor. Gülen gibi hakkında suçlama yapılan ancak suçun kesinleşmediği davalarda, tutuklama kararı ve olayla ilgili ayrıntılı açıklama bekleniyor. Ayrıca suç Türkiye’de işlenmiş olsa bile olayın Amerika’da da yargıya taşınabileceğine dair kanıt ve suça uygulanacak yasanın metni isteniyor.
Türkiye’nin Washington’a hangi belgeleri gönderdiği henüz açıklık kazanmadı. Ancak gönderilen belgeler arasında, Türkiye resmi iade talebi için gerekli hazırlıkları yaparken, Amerika’nın Gülen’i en fazla 60 gün süreyle tutuklu veya gözaltında tutmasını gerektirecek geçici bir tutuklama veya gözaltı emri talebi bulunmadığı düşünülüyor.
Amerika Dışişleri ve Adalet Bakanlıklarının, iade talebini resmi olarak aldıktan ve 1979 anlaşmasına uygun olduğunu belirledikten sonra bu talebi, Gülen’in 1999 yılından beri ikamet ettiği Pennsylvania eyaletindeki yerel mahkemeye göndermesi gerekiyor.
Uluslararası ceza avukatı ve suçlu iade uzmanı Douglas McNabb, yerel mahkemeye gelen davaya, Amerika Adalet Bakanlığı’nın daha alt seviyeli üyeleri olarak bilinen bir sulh hakimi atanırken, Türk hükümetine de avukat tayin edileceğini söylüyor. Gülen’in de kendi avukatları tarafından temsil edileceğini belirten McNabb, iade sürecinin sadece bu kısmının bile aylarca sürebileceğine dikkat çekiyor.
Sulh hakimi iade talebini geri çevirirse, Gülen’in serbest bırakılması ve Amerika’da kalmaya devam etmesine izin verilmesi gerekiyor. Hakimin iade talebini onaylaması halindeyse, Gülen’in avukatlarının müvekkillerinin sınırdışı edilme işlemlerini engelleme ve kararı temyize götürme hakkı var. Anayasa Mahkemesi’nin bugüne kadar neredeyse hiçbir iade davasına bakmadığını hatırlatan McNabb, Gülen’in avukatlarının Anayasa Mahkemesi’ne davayı ele alması için dilekçe verebileceğini söylüyor. Temyiz sonucu ne olursa olsun, iadeyle ilgili kararı Amerika Dışişleri Bakanı veriyor.
Siyasi Suç Muafiyeti
Amerika ve Türkiye arasındaki 1979 anlaşmasında, iade çerçevesine alınacak toplam 34 suç kategorisi var. Bu kategorilerdeki suçlular, her iki ülkede de yargılanıp, bir yıldan fazla süreyle hapse mahkum edilebiliyor. Ancak anlaşmada “siyasi suç muafiyeti” olarak bilinen ve siyasi suç işleyen kişinin iadesini engelleyen bir madde de bulunuyor.
McNabb bu maddeyi ‘”Bir devlet veya hükümet liderine yönelik bir saldırı veya saldırı girişimi, sadece o yabancı lideri görevden almak için yapılan bir komplo planı anlamına gelir” şeklinde açıklıyor.
Ancak 15 Temmuz’da yaşanan olayın bu olmadığını söyleyen McNabb ekliyor: “Hükümete karşı bir ayaklanma oldu ve bu ayaklanma çerçevesinde Gülen’in Erdoğan’ı öldürme girişiminde bulunduğu iddia ediliyor.”
75 yaşındaki Gülen, 290 kişinin ölümüne ve 1400’den fazla kişinin yaralanmasına yol açan darbenin arkasında olduğu suçlamalarını reddediyor. Gülen Reuters’a yaptığı açıklamada geçmişteki askeri darbelerin mağduru olduğunu söyledi. Gülen, Türkiye’de 1997 yılında meydana gelen ve dönemin İslamcı eğilimli hükümetini deviren “yumuşak darbenin” ardından 1999’da Amerika’ya yerleşti.
1979 anlaşmasındaki siyasi suç muafiyeti maddesini gündeme getirme işareti veren Gülen, Obama yönetimine “siyasi hesaplaşmayı hedefleyen iade talebini geri çevirmesi” çağrısında bulundu.
McNabb, Gülen davasının siyasi suç muafiyeti olarak değerlendirilmemesi için Türkiye’nin çok dikkatli davranması gerektiğini söylüyor.
Sorunu Mahkemeler Çözsün
Türk hükümetinin darbe girişiminin ardından başlattığı tutuklama dalgası ve ilan ettiği olağanüstü hal Batılı ülkelerde kaygı yaratıyor. Uzmanlar, Erdoğan’ın darbe girişimini muhalefeti susturma ve gücünü pekiştirme fırsatı olarak kullanabileceğini söylüyor. Erdoğan hükümetinin hukuk kurallarını hiçe sayabileceği kaygısının, Amerika’nın Gülen’in iadesini reddetmesine yol açabileceği düşülüyor.
Ancak Amerika’nın eski Türkiye büyükelçisi ve Washington Enstitüsü uzmanı James Jeffrey, Amerika’nın Gülen’in iade talebini reddetme konusunda aceleci davranmaması gerektiğini söylüyor.
Almanya ve Türkiye arasında geçtiğimiz aylarda patlak veren komedyen krizinin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in komedyenin yargılanmasına izin vermesi sayesinde önlendiğini hatırlatan Jeffrey, Washington’un Ankara ile tansiyonu düşürmek için Amerika yargı sisteminden yararlanması gerektiğini belirtiyor.
Öte yandan Türkiye’nin Gülen’i Amerika’dan geri alma isteğini darbe girişiminden önce de dile getirdiğini, ancak resmi bir talepte bulunmadığını hatırlatan bazı uzmanlar, Türk hükümetinin Gülen’i geri almak yerine iade talebini bir tehdit unsuru olarak kullanmaya devam ederek siyasi çıkar sağlamasının mümkün olduğunu düşünüyor.
Your browser doesn’t support HTML5