WASHINGTON —
Amerikan hükümeti, konut kredilerine dayalı riskli tahvillere iyi notlar verdiği gerekçesiyle kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s hakkında dava açtı. Davayı açan Adalet Bakanlığı S&P’yi notları verirken sahtekarlık yapmakla suçluyor.
2008 küresel mali krizi Amerika’da konut sektörünün çöküşüyle başladı. Banka ve konut kredisi veren kuruluşların verdikleri konut kredilerini daha sonra finansal bir araca dönüştürüp tahvil olarak piyasalarda satması, bunların riski diğer banka ve yatırım kuruluşlarına aktarabildikleri için bir anlamda kredi musluklarını açmasına neden oldu. Bu şekilde geliri konut kredisi almaya yetmeyecek kişilere yüksek değerde kredi açılması krize giden yolu hızlandırmıştı.
İşte bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarının da en az bankalar kadar rahat davrandığı ve riskli konut kredisine dayalı tahvillere iyi not vererek bir anlamda yangına körükle gittiği de kriz sonrasında sık sık yapılan değerlendirmeler arasındaydı.
O dönemden bu yana Adalet Bakanlığı iddiaları incelemeye aldı ve sonunda dün California’daki bir mahkemede S&P hakkında dava açtı.
Bakanlığın dava dilekçesinde kredi derecelendirme kuruluşu S&P konut kredisine dayalı tahvillere hakettiğinden daha fazla not vererek yatırımcıları aldatmakla ve bu yolla da mali krizi körüklemekle suçlanıyor.
Bakanlık, S&P’nin notları açıklarken hiçbir tarafın etkisinde olmadığını belirtmesini de yanıltıcı buluyor.
Dava dilekçesinde S&P’nin para kazanmak ve pazar payını artırmak için bu tür tahvillerin içerdiği riski kasıtlı olarak 2004-2007 yılları arasında gözardı ettiği de vurgulanıyor.
S&P hakkındaki dava, aslında Amerika’da Büyük Buhran’dan bu yana bu türdeki ilk dava. Bakanlık kredi derecelendirme kuruluşunun şişirdiği notlar sayesinde bankaların bu kağıtları değerli sanarak yatırım yaptıklarını iddia ediyor. Dava da zaten bankaların sağlam yatırım yapmalarını güvence altına alan bir yasadan hareketle açıldı.
S&P, iddiayı reddetti ve dava konusunun asılsız olduğunu söyledi.
Ancak görülen dava sonrasında S&P suçlu bulunursa kuruluş hem para cezasına çarptırılabilir hem de faaliyet alanları kısıtlanabilir.
Dava ceza kanunu çerçevesinde açılmadı bu nedenle istenen para cezası daha düşük olabilir. Zaten birçok çevre de Amerikan hükümetinin finansal kurumlar hakkına ceza kanunu çerçevesinde dava açmamayı tercih etmesini eleştiriyor.
2008 küresel mali krizi Amerika’da konut sektörünün çöküşüyle başladı. Banka ve konut kredisi veren kuruluşların verdikleri konut kredilerini daha sonra finansal bir araca dönüştürüp tahvil olarak piyasalarda satması, bunların riski diğer banka ve yatırım kuruluşlarına aktarabildikleri için bir anlamda kredi musluklarını açmasına neden oldu. Bu şekilde geliri konut kredisi almaya yetmeyecek kişilere yüksek değerde kredi açılması krize giden yolu hızlandırmıştı.
İşte bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarının da en az bankalar kadar rahat davrandığı ve riskli konut kredisine dayalı tahvillere iyi not vererek bir anlamda yangına körükle gittiği de kriz sonrasında sık sık yapılan değerlendirmeler arasındaydı.
O dönemden bu yana Adalet Bakanlığı iddiaları incelemeye aldı ve sonunda dün California’daki bir mahkemede S&P hakkında dava açtı.
Bakanlığın dava dilekçesinde kredi derecelendirme kuruluşu S&P konut kredisine dayalı tahvillere hakettiğinden daha fazla not vererek yatırımcıları aldatmakla ve bu yolla da mali krizi körüklemekle suçlanıyor.
Bakanlık, S&P’nin notları açıklarken hiçbir tarafın etkisinde olmadığını belirtmesini de yanıltıcı buluyor.
Dava dilekçesinde S&P’nin para kazanmak ve pazar payını artırmak için bu tür tahvillerin içerdiği riski kasıtlı olarak 2004-2007 yılları arasında gözardı ettiği de vurgulanıyor.
S&P hakkındaki dava, aslında Amerika’da Büyük Buhran’dan bu yana bu türdeki ilk dava. Bakanlık kredi derecelendirme kuruluşunun şişirdiği notlar sayesinde bankaların bu kağıtları değerli sanarak yatırım yaptıklarını iddia ediyor. Dava da zaten bankaların sağlam yatırım yapmalarını güvence altına alan bir yasadan hareketle açıldı.
S&P, iddiayı reddetti ve dava konusunun asılsız olduğunu söyledi.
Ancak görülen dava sonrasında S&P suçlu bulunursa kuruluş hem para cezasına çarptırılabilir hem de faaliyet alanları kısıtlanabilir.
Dava ceza kanunu çerçevesinde açılmadı bu nedenle istenen para cezası daha düşük olabilir. Zaten birçok çevre de Amerikan hükümetinin finansal kurumlar hakkına ceza kanunu çerçevesinde dava açmamayı tercih etmesini eleştiriyor.