Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkenin en yüksek dereceli nişanı olan "Federal Almanya Cumhuriyeti Büyük Liyakat Nişanı" ile onurlandırıldı. Daha önce sadece Almanya’nın ilk başbakanı Konrad Adenauer ve 1982-1998 yıllarında başbakanlık yapan Helmut Kohl’e verilen ödülü, Merkel kendi hükümetlerinde, 2005-2009 ve 2013-2017 yılların arasında Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den aldı.
Steinmeier ödül töreninde yaptığı konuşmada, Angela Merkel'i "istisnai bir siyasetçi" olarak övdü. Steinmeier, Doğu Almanya kökenli Merkel'in "rol modelleri ve eski bağlantıları olmadan siyasette kendi başına yolunu aramak ve bulmak zorunda kaldığını" söyledi.
Başta pek çok kişinin Merkel’i hafife aldığını ifade eden Steinmeier, "En büyük krizlerde ayakta kalarak, 16 yıl boyunca başbakan olarak görevini sürdürmesi Merkel’in ne kadar ciddiye alınması gereken ve güçlü bir siyasetçi olduğunun kanıtı" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Steinmeier, Almanya’nın şu andaki ekonomik gücünü ve istikrarını Merkel döneminde alınan kararlara borçlu olduğunu da söyledi.
Angela Merkel, geçen şubat ayında da sığınmacılara kapıları açtığı için Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Barış Ödülü’nü almıştı. Merkel, 150 bin dolarlık ödülü Fildişi Sahili’nde sığınmacılara dönük fahri çalışma yapanlara bağışlamıştı.
Merkel’e eleştiriler
Ödül töreni, Angela Merkel’e yönelik son zamanlarda sıklaşan eleştirileri de bir kez daha gündeme getirdi. 2018 yılında bir daha aday olmayıp, 2021 yılında başbakanlık koltuğunu Olaf Scholz’a teslim ettikten sonra aktif politikadan ayrılan Merkel, özellikle Rusya konusunda izlediği çizgi ve nükleer santralleri kapatma kararı nedeniyle eleştiriliyor.
Başbakanlığı döneminde, Almanya’nın Rusya ile hem politik hem de ekonomik ilişkilerini geliştirmesi için yoğun çaba sarf eden Merkel, Almanya'yı Rusya karşısında zayıflattığı eleştirilerine maruz kalıyor.
Rus gazını doğrudan Almanya'ya getirmesi planlanan, Ukrayna savaşı sürecinde bir patlama sonrasında devre dışı kalan Kuzey Akım 2 boru hattı, Merkel döneminde inşa edilmişti. Eski başbakan, gelen eleştirileri Rusya ile Almanya arasındaki ilişkilerin o dönemde yakınlığını hata olarak görmediği şeklinde savunuyor.
Merkel, 2011‘de Fukuşima nükleer faciası sonrasında, nükleer enerji kaynaklı risklerin güvenli şekilde kontrol edilemeyeceği gerekçesiyle nükleer enerjiyi terk etme kararına da imza attı. Bu karar da ülkedeki son 3 nükleer santralın geçen Cumartesi gecesi devre dışı bırakılması nedeniyle son zamanlarda eleştiriliyor. Almanya'nın Avrupa'daki en güvenli nükleer santrallere sahip olduğunu savunanlar, Merkel’in kararının uzun vadeli olarak Almanya’nın enerji konusundaki üstünlüğünü sarsacak sonuçları olacağını savunuyor.
Merkel, 14 kez "dünyanın en güçlü kadını" seçildi
17 Temmuz 1954’de Hamburg’da doğan Angela Merkel, iki Almanya’nın birleşmesi döneminde aktif politikaya atıldı ve 1990 yılında Federal Meclis’e milletvekili olarak girdi. Helmut Kohl kabinesinde 1991-1994 yıllarında Federal Kadın ve Gençlik Bakanı, 1994-1998 yıllarında da Federal Çevre Bakanı olarak görev aldı ve 20 Eylül 2005’te Almanya’nın ilk kadın başbakanı oldu. Angela Merkel, 2000-2018 yıllarında muhafazakar Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU’nun genel başkanlığını da yaptı.
İlgili Haberler Merkel: "Kendimi Savunacak Gücüm Kalmamıştı"Merkel’in siyasi yaşamında doruk noktaları dünya genelinde 2008 yılında yaşanan mali krizde, Avrupa Birliği ve Euro‘yu ayakta tutmayı başarması ve 2015 yılında yaşanan göçmen krizinde Almanya’nın sınırlarını açma kararı ile 1 milyondan fazla Suriyeli ve Afgan’ın girişine izin vermesi oldu. Merkel, başbakan olarak tam 12 kez ziyaret ettiği Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine olumlu bakmadı ve destek olmadı, ama her zaman Türkiye’nin Avrupa için önemini vurgulayarak, diplomasi kanallarını açık tuttu.
Angela Merkel, başbakanlığı boyunca tam 14 kez "Dünyanın en güçlü kadını" seçildi.