Ankara - Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesine karşı maden işçileri direnişte

Türkiye’nin farklı noktalarındaki özelleştirilmiş maden ocaklarında işçi hakları ve doğa sorunları Elazığ-İliç örneğinde olduğu gibi tepkilere yol açarken, şimdi de Ankara Çayırhan’da özelleştirme süreciyle alakalı gerilim yaşanıyor.

Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve maden sahasını özelleştirme kararına karşı TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler tarafından 20 Kasım’da maden ocağında başlatılan nöbet eylemi devam ediyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2025 yılı programı kapsamında Çayırhan Termik Santrali ve maden sahasını altı yılda taksitli şekilde ödenmek üzere satışa çıkarmasına yönelik madenci eyleminde henüz çözüm sağlanamadı. TÜRK-İŞ’e bağlı Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası (TES-İş) ile Türkiye Maden İşçileri Sendikası (Maden-İş), bakanlıkla özelleştirme yerine devlette karlı üretim koşullarını ve maden sahası ile santraldeki çalışanların özlük haklarını koruma başlıklarında anlaşmaya varılmaması gerekçesiyle nöbet eylemine gitti.

Sendikalarca ortaklaşa eylem kararı üzerine yaklaşık 500 işçi, 20 Kasım’da maden ocağında yeraltına indi ve bakanlıkla anlaşma sağlanınca yeryüzüne çıkmak üzere madende kalmayı sürdüreceklerini bildirdi. Bu işçilere gerekli yiyecek desteğini sağlamak ve sağlık koşullarını değerlendirmek üzere her gün madene kontrol grubu da gönderiliyor. Kontrol grubu, sendika yöneticileri, mühendisler ve deneyimli maden işçilerinden oluşuyor.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün akşam kabine toplantısı sonrasında işçilere olumlu mesaj vermesi bekleniyordu ancak henüz bakanlıktan da eylemi sonlandıracak herhangi bir bilgi gelmedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise, dünkü kabine toplantısı sonrasında bugün paylaşılan açıklamasında, işçilere muhalefet cephesinden destek verilmesini üstü kapalı eleştirdi ancak işçi sendikalarıyla görüşmeleri sürdürdüğünü kaydetti. Bayraktar, “Sendikalarca görüşmelerimiz bakımından endişelendikleri noktalar var. Bunların içerisinde haklılık payı olan unsurlar olabilir. Dolayısıyla o yönüyle, endişe ettikleri şeyleri giderecek şekilde bir özelleştirme yapılmasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Dışarıdan bir sürü şeyle bu iş köpürtülmeye başlandı. Buradaki işçilerden çoğunluğu da kamu işçisi değil. Şu anda da kamusal bir çatı altında değiller. Dolayısıyla kendileriyle ilgili endişeleri olan hususları da doğru bir kurguyla gidermemiz lazım” açıklaması yaptı.

Your browser doesn’t support HTML5

Ankara - Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesine karşı maden işçileri direnişte

Türkiye’de benzeri tüm termik santrallerde özelleştirme uygulandığını anlatan Bayraktar, Çayırhan’da son dönemde kasıtlı olarak elektrik üretiminde düşüş olduğu iddiasına karşılıksa, “Kömür üretimi son dönemde düşmüş durumda. Elektrik üretimi de düşmüş durumda. Bu dönemde düşen bir şeyler var. Böyle doğal gaz ortamının olduğu bir yerde yerli kömürden elektrik üretimimizi arttırmamız lazım. Onun için Çayırhan mutlaka çalışmalı, hatta daha çok çalışmalı. Şu anda madende 1249 kişi çalışıyor. Bu sayı arttırılmalı” diye konuştu.

İşçi sendikaları: “Bakanlıktan bize somut öneri gelmedi, yanıta göre eylemle ilgili karar vereceğiz”

TÜRK-İŞ’e bağlı TES-İş ile Maden-İş tarafından bugün maden sahasında ortak açıklamayla kabine toplantısına rağmen AK Parti iktidarından somut herhangi bir öneri gelmediği açıklandı.

Her iki sendika adına Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, Bakan Bayraktar’ın davetiyle kendisiyle makamında görüşmeyle ilgili açıklamayı paylaştı. TES-İş Başkanı İrfan Kabaloğlu’nun eşlik ettiği Akçul, “Bu görüşmede Bakan Bey’in samimi yaklaşımından hiç kuşkumuz olmadı ancak, kendisine sunulan enerji ve kömür üretimiyle ilgili verilerin, gerçek bilgilerle aynı olmadığını gördük. Santral iki buçuk yıldır revizyonda olmasından dolayı, üretim düşmüştür. Revizyonların tamamlanması durumunda yıllık 1,9 milyon kilovat saat olarak elde edilen üretim her an 3,5 - 4 milyon kilovat saate kadar çıkarılabilir. Kömür üretimi ile ilgili olarak da Bakan Bey’e kömür stoğu yok denilmesine rağmen, şu anda yüzde 40 kapasiteyle çalıştığı halde, kömür işletmesinin stoklarında 700 bin ton kömür mevcuttur. Santralin tam kapasite ile çalışılması durumunda kömür fazlasıyla üretime girecektir. Bu bilgileri Bakan Bey’e ilettik ve kendisi bize Maliye Bakanı ve Özelleştirme idaresiyle görüşeceğini ifade etti. Görüşmemizin ardından bize şu ana kadar tarafımıza resmi bir bilgi gelmedi. Bizler de somut bir haber gelene kadar beklemedeyiz” dedi.

Sözlerinin devamında Kocabıyık, “Geri bir adım atmış değiliz ve bütün kararlılığımızla mücadelemize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bakanlıktan gelecek cevaba göre, satışın iptaline yönelik yol haritamızı çizecek ve eylem boyutumuzu bu sonuca göre yeniden değerlendireceğiz” diye konuştu.

Dün gece de Maden-İş Orta Anadolu Şube Başkanı Talih Kocabıyık, aralarında VOA Türkçe’nin de bulunduğu medya kuruluşlarına, maden ocağında yeraltında yaklaşık 500 işçi tarafından eyleme devam kararı alındığını söyledi.

Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirme süreci nasıl gelişti ve işçiler ne düşünüyor?

Türkiye’deki elektrik üretimine 1978 yılından beri katkı vermekte olan Çayırhan Termik Santrali, 1994 yılında iki adet 160 megavat (MW) ölçekli üretim üniteleri yenilendikten sonra ilk kez 2000 yılında özelleştirildi.

O dönem ilk özelleştirilme kararı alınan termik santral olan Çayırhan, 20 yıllığına Ciner Holding şirketlerinden Park Termik Elektrik Sanayii ve Ticaret A.Ş.’ye kiralandı. Ciner Holding’in işlettiği dönem 2020 yılında sona erdi ancak işçilere göre bu 20 yıllık dönemde geçmişte Çayırhan’da mevcut işçilerce aileleriyle kullanılmakta olan tüm sosyal donatı binaları ve olanakları yok edildi.

Bu dönem 2020 yılında sona erdikten sonra yeniden devlet bünyesinde Elektrik Üretim A.Ş. bünyesinde işletilmeye başlanan Çayırhan’ın, Erdoğan’ın imza attığı özelleştirme programı kapsamında “varlık satışı” şeklinde tümüyle ihale yoluyla özel sektöre devredilmesi gündemde. Özelleştirme döneminde özlük haklarında gerileme yaşadıklarını belirten işçiler ise, devlet işletmesi olarak kalınması gerektiği görüşünde.

Çayırhan’da VOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı işçilerden Tuncay Hamarat da, “Buranın özelleştirilmesini istemiyoruz. Santralin madeninde şu anda çalıştığımız devletin kömür işletmeleri kuruluşu bizim için çok avantajlı, çok güvenli. İş konusunda, sonra güvenlik konusunda. Eskisi gibi olmasını istemiyoruz. Eski dönemki zamanda da çalışmıştık. Biz şu anki sistemde devam etmek istiyoruz” dedi.

İşçi Ferhat Yeşil de, “İyi bir karar bekliyoruz. Yani inşallah bizim için iyi olur. Çünkü burada bin üç işçi var. Bekliyoruz. Herkesin evinde çoluğu var, çocuğu var. Böyle yani yapacak bir şeyimiz yok. Bekliyoruz. Çok iyi bir haber bekliyoruz. İnşallah hayırlısı olur hakkımızda” diye konuştu.

Maden ocağında yer altında eşinin nöbette olduğunu söyleyen Goncagül Doğan ise, “Eşlerimizin ve ailelerimizin çıkmış olduğu bu ekmek davasında yanlarındayız. Geleceğimiz için hep beraber buradayız bu soğuk havadaki iki aylık çocuğum bile arabada bu soğukta beklemekte. Yani umarım bu emeklerimizin karşılığı alınır. Çünkü hepimiz bu soğukta burada bir şeyler için direnmekteyiz. Yani lütfen sesimizi duyulsun. Hani buradaki bu emeklerimiz, burada bu çocukların, bu ailelerin bekleyişi olumlu sonuçlar alsın. Tek duamız, tek temennimiz bu yönde. Çünkü bizi bekleyecek zorlukları biliyoruz öbür yandan. Bu zorlukları yaşamamak için de lütfen sesimizi duyun” diye görüşlerini aktardı.

CHP: “Çayırhan’ın özelleştirilmesiyle devlet de zarara uğratılacak, işçileri destekliyoruz”

Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ziyaret ettiği Çayırhan’daki madencilere ve işçilere, ana muhalefet partisi CHP düzenli ziyaretlerde bulunarak destek veriyor. CHP’li Nallıhan Belediye Başkanı Ertunç Güngör’ün yanısıra CHP’li vekiller de sendikalarla birlikte Enerji Bakanı Bayraktar’a çözüm taleplerini iletiyor.

CHP lideri Özel, bugün TBMM’de parti grubu konuşmasında, Çayırhan’daki eyleme desteğini de bir kez daha yineledi. Özel, “Madenciler haklarını arıyor, o mücadele çok önemli. 1987’de devlet hem santrali hem madeni açtı orada. 4 Aralık’ta yeniden özelleştirecekler. 17 şirket kıyasıya yarışacak ama kimin tarafından alınacağı herkes tarafından biliniyor. Utanmasalar kırmızı kurdele takacaklar. Mesele şu, biz 2020 yılında altın yumurtlayan tavuğu kesmişiz, Tayyip Bey diyor ki bir daha keselim. Bırakın devlet, millet, işçi kazansın. Nallıhan’a dayanışmaya giden herkesi tebrik ediyorum. Sonuna kadar bu mücadeleyi destekliyorum” dedi.

CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz da, her gün madencilere destek olmak üzere Çayırhan’daki eylemcilerle birlikte geceleri nöbette kalıyor.

Eylem sahasında CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) sıcak yemek servisine başladığını da kaydeden Yavuzyılmaz, VOA Türkçe’ye açıklamasında, devletin sağlayacağı elektrik üretimi kazancı yerine iktidara yakın şirketlerden birisine verilmek amacıyla uzun vadeli taksitli geri ödeme karşılığında Çayırhan’ın özelleştirilmesini devleti zarara uğratmak olarak gördüklerini söyledi.

Yavuzyılmaz, “AK Parti’nin özelleştirmediği bir tek logosundaki ampul kaldı. Türkiye’deki elektrik üretiminin yüzde 83’ü özel şirketlerde, yüzde 17’si kamuda. Elektrik dağıtımının ve elektrik perakende satışının ise yüzde 100’ü özel şirketlere bırakıldı. Şimdi elektrik iletim hatlarını da özelleştirmeyi planlıyorlar. Çayırhan’ın özelleştirilmesi ise hem işçi haklarına zarar getirecek hem de devletin karlı şekilde yapabileceği elektrik üretiminde zarar yaratacak” dedi.