ANKARA —
Türkiye, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması sonucu doğuran 16 Mart Pazar günkü referandumu tanımayacağını açıkladı. Kırım’daki Tatar liderlerinden Mustafa Cemil Kırımoğlu da, Rusya ile eğer diplomatik çözüm sağlanamazsa yarımadada ve bölgede çatışmalar yaşanacağı uyarısında bulundu.
“Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ilkesiyle hareket ediyoruz” diyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ukrayna’daki yeni hükümet kurulduktan sonra Kiev’i ziyaret eden ilk yabancı bakan olmuştu. Davutoğlu’nun ifade ettiği ‘toprak bütünlüğü’ ilkesi, Kırım’daki Türk kökenli Tatar nüfusun varlığını korumaya dönük bir anlam da taşıyor. Bu ilke ayrıca Türkiye‘nin Irak, Suriye gibi ülkelerde Kürtlerin özerk yönetim yapılanmaları yoluyla bağımsızlık hedefine ulaşmasından duyduğu kaygıyı da içeriyor.
Ankara Ukrayna’nın toprak kaybı yaşamasına ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin önce bağımsızlık ardından Rusya’ya katılma olasılığına karşı çıkıyor.
Türkiye’nin, Kırım’da 16 Mart Pazar günü yapılan referandumu ve Kırım Parlamentosu’nun aldığı Rusya’ya bağlanma kararını tanımadığını da, bizzat Bakan Davutoğlu açıkladı. Davutoğlu, görüş alışverişinde bulunmak üzere Türkiye’de konuk ettiği Kırım Tatar Milli Meclisi Eski Başkanı ve Ukrayna millevekili Mustafa Cemil Kırımoğlu ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu: Referandum gayri meşru
Bakan Davutoğlu, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılarak Rusya’ya bağlanması yönünde halkın yüzde 93 oranında ‘evet’ dediği referandumu Türkiye’nin hukuki bulmadığını söyledi. “Bu referandumun herhangi bir meşruiyeti yoktur” diyen Davutoğlu, AGİT temsilcisi uluslararası gözlemciler olmaksızın bir ‘emrivaki’ ile Ukrayna anayasasına aykırı bir referandum gerçekleştirildiğini kaydetti. AGİT’in dönem başkanlığını yürüten İsviçre Dışişleri Bakanı ve Rusya haricinde G-8 üyesi ülke bakanlarıyla her gün telekonferans sistemiyle diyalog yürüttüklerini belirten Davutoğlu, ortak karar olarak referandumu hukuki bulmadıklarını dile getirdi.
1994 Budapeşte Mutabakatı anımsatması
Rusya’dan 1994 yılında imza attığı Budapeşte mutabakatına uygun hareket etmesinin beklendiğinin altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1994’te Ukrayna bilseydi belki nükleer silahlardan vazgeçmezdi. Bunu nükleer silahlardan vazgeçmesi kötü oldu anlamında belirtmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama Ukrayna, nükleer silahlarından vazgeçerken kendi toprak bütünlüğünün garanti altına alınacağı teminatını alarak vazgeçmişti. 1994 Budapeşte Mutabakatı, altında garantör ülkeler olarak Rusya, Amerika ve İngiltere’nin imzası olan bir metin olmuştu. Budapeşte Mutabakatı da, böyle bir referandumu gayrimeşru olarak görür.”
Davutoğlu: Domino etkisi yapar
Türkiye’nin bölgede toprak bütünlüğünün tartışma konusu yapılmasından rahatsızlık duyduğunu da kaydeden Davutoğlu, “Bir kere bölgede buna izin verilirse domino etkisiyle bölgeye istikrarsızlık gelir” dedi.
Gürcistan’da Güney Osetya bölgesindeki benzer bağımsızlık girişimi ve ardından Rusya'nın bölgeye asker sevk etmesiyle yaşanan çatışmaları anımsatan Davutoğlu, Türkiye’nin 2008 yılındaki o krizde de sağduyudan ve barıştan yana tutum sergilediğini söyledi.
Türkiye Rusya’ya yaptırım uygulayacak mı?
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Rusya’nın Kırım’la birleşmekte ısrar etmesi halinde Türkiye’nin nasıl bir yol izleyeceği konusunda ise, ‘çekimser’ yanıtlar vermeyi tercih etti. Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu ancak AGİT gibi platformlarda Rusya ile de ortak zemine sahip olduğunu belirten Davutoğlu, ancak Türkiye’nin diğer Batı ülkeleri ve NATO üyesi ülkelerden farklı bir konumu olduğunun da altını çizdi.
Davutoğlu, “Türkiye hem Ukrayna, hem de Rusya’ya komşu yegane ülke. Aynı zamanda doğrudan Kırım ile deniz yoluyla bağlantısı var. Dolayısıyla bizim herhangi bir ülkeden fazla kaygı duymamız, stratejik diplomasiyi hedeflememiz elzemdir” diye konuştu.
Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin enerji, turizm ve ticari açıdan yakın ilişki içerisinde olduğu Rusya’ya herhangi bir yaptırım uygulamasının ‘güç’ olduğunun altını çiziyor.
Kırımoğlu: Toprağımız işgal edildi
Kırımlı Tatarlar'ın liderlerinden Mustafa Cemil Kırımoğlu ise, Başbakan Erdoğan ile İzmir’deki görüşmesinin ardından Ankara’da Davutoğlu ile ortak basın toplantısında, Kırım’daki referandumu tanımayacaklarını belirterek, Rusya’ya diplomasi çağrısı yaptı.
Rusya’nın Kırım’daki Karadeniz Üssü’nü bahane ettiğini söyleyen Kırımoğlu, “Ayrıca 15 bin asker kırım yarımadasına getirildi ve pratik olarak Kırım yarımadası, bizim toprağımız işgal edildi. Şimdi bu referandum için Birleşmiş Milletler’in ‘halkların kendi kaderini tayin etme hakkı’ gerekçe gösteriliyor. Bu saçma bir şey çünkü Kırım halkı diye bir kelime yok. Kırım’ın asli halkı Tatarlar ve göçmenler var. Göçmenlerin bizim toprağımızın statüsünün ne olacağına karar verme hakkı yok. Bu referandumu tanımıyoruz, tanımayacağız” dedi.
Tatarlar’dan ‘şimdilik diplomasi’ mesajı
Kırım’ın Rusya ile birleşmesine kesinlikle karşı olduklarını ilan eden Tatar liderlerinden Mustafa Cemil Kırımoğlu, Ankara’da “şimdilik diplomasiyle mücadele” mesajıyla da dikkat çekti. Kırımoğlu, “Yarın ne olacağı şüpheli, senin toprağına yabancı askerler girecek olsa kendi isteğini geçirecek olsa çatışmalar olmayacak kan dökülmeyecek demek mümkün değildir. Biz ümitliyiz, bu sorun diplomatik şekilde çözülecektir. Aksi takdirde bölgede sıkıntı olacaktır” dedi.
“Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ilkesiyle hareket ediyoruz” diyen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ukrayna’daki yeni hükümet kurulduktan sonra Kiev’i ziyaret eden ilk yabancı bakan olmuştu. Davutoğlu’nun ifade ettiği ‘toprak bütünlüğü’ ilkesi, Kırım’daki Türk kökenli Tatar nüfusun varlığını korumaya dönük bir anlam da taşıyor. Bu ilke ayrıca Türkiye‘nin Irak, Suriye gibi ülkelerde Kürtlerin özerk yönetim yapılanmaları yoluyla bağımsızlık hedefine ulaşmasından duyduğu kaygıyı da içeriyor.
Ankara Ukrayna’nın toprak kaybı yaşamasına ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin önce bağımsızlık ardından Rusya’ya katılma olasılığına karşı çıkıyor.
Türkiye’nin, Kırım’da 16 Mart Pazar günü yapılan referandumu ve Kırım Parlamentosu’nun aldığı Rusya’ya bağlanma kararını tanımadığını da, bizzat Bakan Davutoğlu açıkladı. Davutoğlu, görüş alışverişinde bulunmak üzere Türkiye’de konuk ettiği Kırım Tatar Milli Meclisi Eski Başkanı ve Ukrayna millevekili Mustafa Cemil Kırımoğlu ile birlikte ortak basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu: Referandum gayri meşru
Bakan Davutoğlu, Kırım’ın Ukrayna’dan ayrılarak Rusya’ya bağlanması yönünde halkın yüzde 93 oranında ‘evet’ dediği referandumu Türkiye’nin hukuki bulmadığını söyledi. “Bu referandumun herhangi bir meşruiyeti yoktur” diyen Davutoğlu, AGİT temsilcisi uluslararası gözlemciler olmaksızın bir ‘emrivaki’ ile Ukrayna anayasasına aykırı bir referandum gerçekleştirildiğini kaydetti. AGİT’in dönem başkanlığını yürüten İsviçre Dışişleri Bakanı ve Rusya haricinde G-8 üyesi ülke bakanlarıyla her gün telekonferans sistemiyle diyalog yürüttüklerini belirten Davutoğlu, ortak karar olarak referandumu hukuki bulmadıklarını dile getirdi.
1994 Budapeşte Mutabakatı anımsatması
Rusya’dan 1994 yılında imza attığı Budapeşte mutabakatına uygun hareket etmesinin beklendiğinin altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“1994’te Ukrayna bilseydi belki nükleer silahlardan vazgeçmezdi. Bunu nükleer silahlardan vazgeçmesi kötü oldu anlamında belirtmiyorum, yanlış anlaşılmasın. Ama Ukrayna, nükleer silahlarından vazgeçerken kendi toprak bütünlüğünün garanti altına alınacağı teminatını alarak vazgeçmişti. 1994 Budapeşte Mutabakatı, altında garantör ülkeler olarak Rusya, Amerika ve İngiltere’nin imzası olan bir metin olmuştu. Budapeşte Mutabakatı da, böyle bir referandumu gayrimeşru olarak görür.”
Davutoğlu: Domino etkisi yapar
Türkiye’nin bölgede toprak bütünlüğünün tartışma konusu yapılmasından rahatsızlık duyduğunu da kaydeden Davutoğlu, “Bir kere bölgede buna izin verilirse domino etkisiyle bölgeye istikrarsızlık gelir” dedi.
Gürcistan’da Güney Osetya bölgesindeki benzer bağımsızlık girişimi ve ardından Rusya'nın bölgeye asker sevk etmesiyle yaşanan çatışmaları anımsatan Davutoğlu, Türkiye’nin 2008 yılındaki o krizde de sağduyudan ve barıştan yana tutum sergilediğini söyledi.
Türkiye Rusya’ya yaptırım uygulayacak mı?
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Rusya’nın Kırım’la birleşmekte ısrar etmesi halinde Türkiye’nin nasıl bir yol izleyeceği konusunda ise, ‘çekimser’ yanıtlar vermeyi tercih etti. Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu ancak AGİT gibi platformlarda Rusya ile de ortak zemine sahip olduğunu belirten Davutoğlu, ancak Türkiye’nin diğer Batı ülkeleri ve NATO üyesi ülkelerden farklı bir konumu olduğunun da altını çizdi.
Davutoğlu, “Türkiye hem Ukrayna, hem de Rusya’ya komşu yegane ülke. Aynı zamanda doğrudan Kırım ile deniz yoluyla bağlantısı var. Dolayısıyla bizim herhangi bir ülkeden fazla kaygı duymamız, stratejik diplomasiyi hedeflememiz elzemdir” diye konuştu.
Diplomatik kaynaklar, Türkiye’nin enerji, turizm ve ticari açıdan yakın ilişki içerisinde olduğu Rusya’ya herhangi bir yaptırım uygulamasının ‘güç’ olduğunun altını çiziyor.
Kırımoğlu: Toprağımız işgal edildi
Kırımlı Tatarlar'ın liderlerinden Mustafa Cemil Kırımoğlu ise, Başbakan Erdoğan ile İzmir’deki görüşmesinin ardından Ankara’da Davutoğlu ile ortak basın toplantısında, Kırım’daki referandumu tanımayacaklarını belirterek, Rusya’ya diplomasi çağrısı yaptı.
Rusya’nın Kırım’daki Karadeniz Üssü’nü bahane ettiğini söyleyen Kırımoğlu, “Ayrıca 15 bin asker kırım yarımadasına getirildi ve pratik olarak Kırım yarımadası, bizim toprağımız işgal edildi. Şimdi bu referandum için Birleşmiş Milletler’in ‘halkların kendi kaderini tayin etme hakkı’ gerekçe gösteriliyor. Bu saçma bir şey çünkü Kırım halkı diye bir kelime yok. Kırım’ın asli halkı Tatarlar ve göçmenler var. Göçmenlerin bizim toprağımızın statüsünün ne olacağına karar verme hakkı yok. Bu referandumu tanımıyoruz, tanımayacağız” dedi.
Tatarlar’dan ‘şimdilik diplomasi’ mesajı
Kırım’ın Rusya ile birleşmesine kesinlikle karşı olduklarını ilan eden Tatar liderlerinden Mustafa Cemil Kırımoğlu, Ankara’da “şimdilik diplomasiyle mücadele” mesajıyla da dikkat çekti. Kırımoğlu, “Yarın ne olacağı şüpheli, senin toprağına yabancı askerler girecek olsa kendi isteğini geçirecek olsa çatışmalar olmayacak kan dökülmeyecek demek mümkün değildir. Biz ümitliyiz, bu sorun diplomatik şekilde çözülecektir. Aksi takdirde bölgede sıkıntı olacaktır” dedi.
Your browser doesn’t support HTML5