Ankara'da Kadınlar Emeklerini Dayanışmayla Sergiledi

Your browser doesn’t support HTML5

Başkentte Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda düzenlenen Ankara 3. Kadın Emeği Festivali’nde alışverişten öte kadınlar arasında dayanışma ön plandaydı ve birbirinden yaratıcı ürünler sergilendi.

Kadınlara yönelik hizmetlerinde eşitlik ilkesine uyması dolayısıyla “mor bayrak” sahibi Çankaya Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalde, 600 üretici kadın göz nuru ürünlerini ortaya koydu. Festival alanında kadınlar için özel olarak hazırlanan satış masalarında emek verdikleri ürünleri sergileme imkanı sunulurken, konserler gibi etkinliklerle Ankaralılar için festival renklendirildi.

Festival kapsamında sığınma evi koruması altındaki kadınlarca yapılmış ürünler de satışa sunuldu. Söz konusu ürünler, sığınma evindeki kadınlar kimliklerini gizli tutmak durumunda oldukları için kuruluş yöneticilerince sergilendi. Kadın Sığınma Evi yöneticisi Fadime Yıldırım, kadınlar için ürünlerini satmak konusunda sınırlı olanaklar bulunduğunu ve bu konuda internetten satış yöntemi kullanıldığını ifade etti. Yıldırım, “Kadın sığınma evinde kadınlar için pozitif enerji ortamı yaratmak istiyoruz. Beş liralık ürünün satılması dahi kadınların hoşuna gidiyor ‘Ben yaptım, bu da satıldı’ diyerek onun ayakta durmasını saylıyor. Üç lira ile beş lira ile zengin olunmayacağı için tüm amacımız onları mutlu etmek” dedi.

VOA Türkçe’ye konuşan bir başka katılımcı Sevil Yağbasan ise, mesleği olan muhasebeciliği çocuğu olduktan sonra şimdilik bırakmış. Örme oyuncaklar yapmaya oğlu için başladığını ve sonra oyuncak örmeyi geliştirdiğini söyleyen Yağbasan, eğlenceli bulduğu festivali insan ilişkileri için bir kaynaşma yeri olarak tanımladı. Yağbasan, oyuncaklarına talep arttıkça daha fazla oyuncak yapmak istediğini belirtti.

Grafik tasarımcı Canis Döşemeci, kadınlar tarafından işgücüne, üretim süreçlerine katılım gösterilmesinin çok önemli olduğunu söyleyerek, kadınlar eğer ekonomik özgürlüklerini elde ederse birçok şeyle başa çıkma güçlerinin de ortaya çıkacağına söyledi. Yılda bir kere kadın emeği festivali düzenlenmesinin yeterli olmadığını savunan Döşemeci, bir bilinç oluşturmak için yapılması gerekli bir organizasyon olduğunu ve yılda birkaç kez yapılmasının çok daha iyi olacağını kaydetti.

Festival katılımcılarından yüksek lisans tezini kahve fincanı üzerine yapan grafik sanatçısı Yağmur İfan da, özel obje fincanları yaptığını, eserlerini tek tek eliyle şekillendirdiğini ve kalıp kullanmadığını anlattı. Festivalde çok başarılı ve eğlenceli üç gün geçirdiğini belirten İfan, “Biz kadınların yaptıklarının sergilenmesi ve ilgi görmesi sevindirici, festivalin olması sadece ürün satışı değil insan ilişkileri ile çok güzel dostluklar oluştu” diye konuştu.

Bir başka katılımcı Nihal Kurtul ise, beş yıl önce doğan çocuğu için sağlıklı oyuncak yapmak için başlamış ve bunu sürdürmüş. Kurtul, “Bunun işe dönüşeceğini hiç kestirememiştim” dedi. Oğlu Can için hazırladıkları oda için yaptığı oyuncaklar hem keyif hem de bir hobi olduğunu kaydeden Kurtul, “Festivale gelen insanlar bir defa gülüyor, insanların yaptığım oyuncaklara dokunmaları satıştan çok önemli, beğenilmesi daha önce geliyor” dedi.

Emekli kimya teknisyeni Satı Şenkaynak, Femin-Art Uluslararası Kadın Ressamlar Derneği’nin kurucularından. Resim sanatıyla 18 yıl uğraştıktan sonra son dört yıldır keçe ürünler yapmaya başlayan Satı Şenkaynak, “Keçe ile karşılaştıktan sonra farklı duygular içerisine girdim ona daha farklı yaklaştım, keçe kültürümüzün bir parçası onu yaşatmaktan onur duyuyorum, keçe üzerine resimler yapmaya başladım” dedi.