Türkiye’nin Suriye’ye gösterdiği sabırlı yaklaşım sona eriyor gibi görünüyor. Ankara bir süre öncesine kadar Şam rejimiyle diyalog kurulmasında ısrarlıydı. Ancak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler’in sayısının 10.000’i aşmasıyla, Türk hükümeti göçü önleyecek yeni yollar bulma arayışına girdi.
Suriye, rejim karşıtlarına uyguladığı sert politikaları sona erdirme yönünde herhangi bir işaret vermezken, Türkiye’ye kaçanların sayısı sürekli artıyor. Sınırda kurulan üç kampta halen tam kapasite dolu. Türkiye, sığınmacıların sayısının artmasından kaygı duyuyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, göç akınını durdurmak için sınırın diğer tarafına da yardım yapılacağını açıkladı.
Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’ye sınırı kapatmayacağı mesajını verdiğini söyledi, Suriye’ye acil gıda ve insani yardım ihtiyacını karşılama konusunda destek verme kararı aldıklarını kaydetti.
Sınır ötesi güvenli bölge
Dışişleri Bakanı açıklamasında bu uygulamanın tam olarak ne zaman başlayacağına açıklık getirmedi. Davutoğlu aynı açıklamada, Suriye rejimine bir an önce reformlar yapması çağrısını da yineledi. Dışişleri Bakanı bu açıklamayı Beşar Esad’ın Özel Temsilcisi Hasan Türkmani ile görüşmesi sonrasında yaptı.
Türkmani ise Türkiye’deki temasları sırasında göçmen akınıyla ilgili gelişmeleri öne çıkarmak istemeyen bir tavır sergiledi: “Vatandaşlarımız kısa bir süre için Türkiye’de bulunuyor. Yakında dönecekler. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz, onlar da dönüyor.”
Ancak siyasi gözlemciler bu sözlerin Ankara’nın endişelerini gidermeye yetmeyeceği görüşünde. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda, Suriye’ye yönelik eleştirilerini sertleştirdi.
"1991 tekrarlansın istenmiyor"
Ekonomik ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen Türkiye’nin eski deneyimleri nedeniyle kaygılı olduğunu söylüyor: “1991 yılında Saddam, Kürtleri katletmeye başladığında, Türkiye birkaç gün içinde 550.000 Iraklı Kürt sığınmacıyı ağırlamak zorunda kalmıştı. Bu hala Türk politikacıların unutamadığı bir deneyim.”
Üst düzey diplomatlar ve siyasi danışmanlar, kulislerde gazetecilere Türkiye’nin sığınmacılar için Suriye sınırları içinde güvenli bölge oluşturabileceğini söylüyor.
Son 10 yılda Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiler giderek güçlenmişti. Ancak şimdi, Türkiye’nin Suriye topraklarına asker göndermesine Şam hükümetinin nasıl bir tepki vereceğini kestirmek zor.
"Geç kalınmış değil"
Dış politika uzmanı Soli Özel, Ankara’nın bu tür bir adım atmakta istekli davranmayacağını söylüyor: “Bunu nasıl yapacaksınız? Askerleri gönderip Suriye birlikleriyle karşı karşıya mı bırakacaksınız? Bunu, ancak sınırın doğusundaki Kürtler ve Suriye birlikleri bu noktaya giderse olasılık olarak görüyorum. Bu durumda Türkiye sınır ötesi bir önlem almayı düşünebilir. Ankara 1991’deki göç akınının tekrarlanmasını istemiyor. Çünkü bunların arasında Türkiye’ye dost olmayan PKK gibi unsurlar var.”
Suriye’de isyancı grubun önemli bir bölümünü Kürt azınlık oluşturuyor. Bazı gözlemciler de, Türkiye’nin sınır ötesi bir müdahaleden bahsetmesinin bile Şam’ı reform yapmaya ve şiddeti sona erdirmeye itebileceğini söylüyor.
Büyükelçi Selim Yenel Şam’ın hala zamanı olduğunu söylüyor: “Yeni bir girişim başlatmak için geç kalınmış değil. En kısa zamanda olmasını umuyoruz. Bu yüzden kaygılarımızı Suriye yönetimine iletiyoruz. Umarız bunları dikkate alırlar. Ama olaylar tırmanmaya devam ederse, gelişmelerin nasıl şekil alacağını kestirmek zor.
Ancak Suriye birlikleri Kürt nüfusun yaşadığı kuzeydoğuya doğru ilerlerken, mülteci akını kısa zamanda sona erecek gibi görünmüyor.