TSK’dan Irak’ın Kuzeyine Operasyon

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Irak’ın kuzeyindeki Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerindeki terörist hedeflere yönelik karadan ve havadan operasyon başlattığı açıklandı.

Your browser doesn’t support HTML5

TSK'dan Irak'ın Kuzeyine Pençe-Kilit Operasyonu

Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, “Pençe Kilit” ismi verilen harekata ilişkin bilgi almak üzere Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki TSK komuta kademesi ile Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi’ne gitti.

Burada hava harekatındaki son duruma ilişkin bilgi alan Akar, “Irak’ın kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla terör hedeflerine yönelik kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, bu gece itibarıyla Pençe Kilit Operasyonu’nu başlatmıştır” dedi.

"Birinci safhadaki hedefler ele geçirildi"

Operasyon kapsamında terör örgütüne ait hedeflerin yoğun ateş altına alındığını belirten Akar, şunları söyledi: “Hazırlanan plan kapsamında gerçekleştirilen operasyonda Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerindeki terörist hedefleri önce hava kuvvetlerimiz tarafından ateş altına alındı. Kahraman pilotlarımız terör örgütüne ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depoları ile sözde karargahlardan oluşan hedefleri başarıyla vurdu. Fırtına, ÇNRA ve diğer topçu unsurlarımız tarafından da belirlenen hedefler yoğun şekilde ateş altına alınarak tam isabetle vuruldu. ATAK Helikopterlerimiz, İHA ve SİHA’larımızla desteklenen kahraman komandolarımız ve bordo berelilerimiz karadan sızarak ve hava hücum harekatı ile bölgeye intikal etti. Şu ana kadar operasyonumuz planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor. Birinci safhada belirlenen hedefler ele geçirildi.”

Your browser doesn’t support HTML5

TSK’dan Irak’ın Kuzeyine Operasyon

"Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılıyız"

Operasyonun başarıyla sonuçlanacağından şüphesi olmadığını dile getiren Akar, “En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Mehmetçiğin nefesi teröristlerin ensesinde. Terör örgütünün bir çöküş süreci içinde olduğunu görüyoruz. Bu arada tüm bu faaliyetlerimiz dost ve kardeş Irak’ın egemenlik hakları ve toprak bütünlüğüne saygılı bir şekilde gerçekleşiyor. Tekrar ifade etmek isterim ki, bizim tek hedefimiz teröristlerdir. Sivillerin, çevrenin, kültürel ve dini yapıların zarar görmemesi için azami hassasiyet gösterilmektedir” diye konuştu.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan Pençe Kilit Operasyonu’nun başlamasına ilişkin yapılan açıklamada, planlandığı üzere devam eden operasyonun bölgeyi kontrol altına almada başarı sağladığı kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Irak’ın kuzeyinde terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla dün gece PENÇE KİLİT Operasyonu başlatıldı.

-Birinci aşama hedefleri ele geçirildi.

-Operasyon planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor.

-Mehmetçik bölgeyi kontrol altına almaya başladı. Arama-tarama faaliyetleri devam ediyor.

-Teröristlerin tüm barınak, sığınak ve sözde karargahları ile mağaraları ve inleri tek tek tahrip edilecek.

-Operasyonda ilk belirlemelere göre 19 terörist etkisiz hale getirildi.

-Arama –tarama sırasında yapılacak tespitlerle bu sayının artaracağını değerlendiriyoruz.

-Operasyon sırasında 4 kahraman silah arkadaşımız yaralandı. Gerekli tüm tıbbi müdahale yapılmaktadır.

-Teröristler kaçacak yerlerinin olmadığını, sona yaklaştıklarını anlamalı ve adalete teslim olmalıdır.

- Asil milletimizi terör belasından kurtarmakta azimli, kararlıyız."

"Bu savaş iktidarın ömrünü uzatma savaşıdır, sessiz kalamayız!"

Öte yandan Halkların Demokratik Partisi Merkez Yürütme Kurulu, ”Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarını işgal etmeye yönelik bir girişim” olarak nitelediği Pençe Kilit Operasyonu’na ilişkin açıklamasında, operasyonun uluslararası hukuka aykırı olduğunu, Türkiye’nin sorunlarını çözmeyeceğini kaydetti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"AKP-MHP iktidarı Türkiye’yi felakete sürüklemek pahasına bir kez daha kendi geleceğini kurtarmak için savaş politikalarına sarıldı. Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yönelik gerçekleştirilen “Kilit-Pençe” askeri saldırısı meşru olmadığı gibi uluslararası hukuka da aykırıdır, Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarını işgal etmeye yönelik tehlikeli bir girişimdir.

Bu saldırılar şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye’nin herhangi bir sorununu çözmeyecek; aksine 40 yıldır tecrübe edildiği gibi Türkiye’nin ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlarını daha da derinleştirecektir. Bu saldırı aynı zamanda iktidar tarafından Türkiye’nin içerisine sürüklendiği derin buhranı, açlığı, yoksulluğu ve geleceksizliği milliyetçi hamasetlerle normalleştirmeye yöneliktir. Şimdiye kadar yapılan bu tür saldırıların maliyetini Türkiye halkları evlatlarının canıyla, daha fazla yoksullaşarak, demokrasiden ödün vererek, geleceksizliğe mahkum edilerek ödemiştir. Bu gerçekler bilinmesine ve gerek uluslararası gerekse ulusal siyaset aklı ve raporlarda da açıkça ifade edilmesine rağmen savaş politikalarında ısrar edilmesi Türkiye halklarına karşı işlenen en büyük suçtur.

Ayrıca bu saldırılarda şimdiye kadar ciddi savaş ve insanlık suçları işlenmiştir. Ölümler, köylerin boşaltılması ve yakılması, gerçekleşen ekolojik yıkım bu iktidarın suçlarını ağırlaştırmaktadır. Kamuoyunu manipüle ederek gerçekleri, savaş ve çatışmanın insani ve ekonomik maliyetini gizleyen iktidarlar, bu durumu hep kendi yönetimlerinin devamlılığı için kullanmışlardır. Bu savaş da Türkiye’nin savaşı değil Saray’ın ömrünü uzatma savaşıdır, AKP-MHP’nin ikbal ve beka savaşıdır. Savaş esas olarak Kürt halkına yönelik yürütülse de Türkiye’nin tamamı bu savaştan zarar görmektedir.

Ukrayna ve Rusya savaşında 'barış havarisi' kesilen AKP iktidarının foyası dün başlattığı saldırı ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. AKP hem içeride hem de dışarıda savaşı körükleyen, savaştan nemalanan, gıdasını insani krizlerden alan bir partidir ve bunu da bir kez daha göstermiştir. Dün başlatılan saldırı iktidarın sahte barış diplomasinin de ifşasıdır.

Burada esas kritik nokta iktidarın ikiyüzlü barış yaklaşımından ziyade gerçekten barış isteyenlerin tutumudur. Ukrayna’daki savaşa karşı çıkanlar, sınır komşusu Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yönelik başlatılan askeri operasyonlara sessiz kalmamalıdır. Bu savaşa sessiz kalanlar bu ülkede faşizmin, yoksulluğun, tek adam rejiminin büyümesinin de sorumluluğunu paylaşmaktadır. Türkiye demokratik kamuoyuna ve muhalefete çağrımız bu tür saldırılar karşısında sessiz kalarak iktidarın ömrünü uzatma oyunlarına alet olmamalarıdır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi de esasen kendisini inkar anlamına gelecek bu tür saldırıların parçası olmaktan vazgeçmeli ve Kürt halkının özgürlük taleplerini işgal girişimlerine kurban etmemelidir.

HDP olarak, savaş politikaları karşısında, tüm kurum ve kuruluşları, siyasal ve toplumsal güçlerini savaşa karşı mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz. Barış isteyenler de en az savaşa cesaret edenler kadar cesur olmalı ve bu felakete dur demelidir, hem de en yüksek sesle!"