İtalya’daki seçimlerden AB tarafından empoze edilen önlemlere tepkiyi yansıtan bir sonuç çıkması üzerine Brüksel Roma’ya “Taahhütlerine bağlı kal” mesajı gönderdi.
BRÜKSEL —
Euro Bölgesi’nin üçüncü büyük ekonomisi olan ve 2 trilyon euro düzeyindeki borcuyla neredeyse yönetilemez hale gelen İtalya’nın mücadele etmek zorunda olduğu zorluklara bir yenisi eklendi. 24-25 Şubat’ta yapılan seçimlerden kaybedeni çok kazananı tek olan ve ülkede yeni bir siyasi kilitlenmeyi beraberinde getiren bir sonuç çıkması Avrupa Birliği’ndeki endişe seviyesini bir anda yükseltti.
Seçim sonuçları Yunanistan’da olduğu gibi Avrupa Birliği tarafından empoze edilen kemer sıkma önlemlerine sokaktaki vatandaşın sert tepkisini yansıtırken ekonomik açıdan henüz uçurumun kenarından kurtulamamış olan İtalya’da bir an önce “Brüksel’e yönelik taahhütlerine bağlı kalacak” bir hükümet oluşturulması Avrupa Birliği’nin en önemli ve öncelikli beklentisini oluşturuyor.
İtalya’daki seçim sonuçlarına piyasaların sert tepki vermesi Euro Bölgesi’nde uzun süredir sesi soluğu kesilen kriz ortamının tekrar gündeme en üst sıradan girme potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor. Piyasaların “sevdiği” bir isim olan Mario Monti’nin hezimete uğraması Brüksel’i de endişelendirmiyor değil.
Avrupa Birliği Komisyonu Sözcüsü Olivier Bailly, İtalyan seçmenlerin “mesajını net şekilde duydukları” mesajını verirken, “İtalya, açığın kapatılması, borcun düşürülmesi ve bazı yapısal reformlar konusunda Komisyon’a ve diğer ülkelere yönelik taahhütlerde bulundu. Bunlar İtalya’nın taahhütleri ve Komisyon olarak İtalya’nın bu taahhütlerini yerine getirmesini umuyoruz” dedi. Seçim sonuçlarıyla ilgili olarak hazırlanan yazılı bir açıklamada da Komisyon’un İtalyan demokrasisine güvendiği belirtilerek İtalya’da oluşacak müstakbel hükümetle büyümeyi ve istihdamı sağlama amacıyla yakın şekilde çalışılacağı vurgulandı.
Avrupa Birliği’nin, reformların çabuk sonuç doğuracağı konusunda vaatte bulunmadığının bununla birlikte bu reformların özellikle ekonominin rekabet edebilirliği alanında olumlu etki yaratmaya başladığının altını çizen Bailly, “Ya hiçbir şey yapmamış olsaydık. O zaman fatura ne olurdu?” diye sordu.
Sonuçları Avrupa Birliği’nin tamamı açısından zor olarak değerlendiren Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, da “İnsanlar durumdan duydukları hoşnutsuzluğu dile getirdiler” yorumunda bulundu. “İtalya’daki sonuçlar hepimizi etkileyecek” diyen Schulz, “Avrupa Birliği’nin en önemli ülkelerinden birinde istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
İtalya’nın sandıktan çıkan sonuçla kısa sürede, Avrupa Birliği’ne yönelik taahhütlere bağlı kalacak, istikrarlı bir hükümet kuramaması durumunda Roma’nın Brüksel’den mali yardım talebinde bulunma olasılığı yüksek görülüyor. Bu talebin gelmesi halinde ana sorunu ise şu ana kadar küçük sayılabilecek ekonomilere yardımda bulunan Euro Bölgesi’nin İtalya’yı ayakta tutabilecek önlemleri alma kapasitesine sahip olup olmayacağı oluşturacak.
Seçim sonuçları Yunanistan’da olduğu gibi Avrupa Birliği tarafından empoze edilen kemer sıkma önlemlerine sokaktaki vatandaşın sert tepkisini yansıtırken ekonomik açıdan henüz uçurumun kenarından kurtulamamış olan İtalya’da bir an önce “Brüksel’e yönelik taahhütlerine bağlı kalacak” bir hükümet oluşturulması Avrupa Birliği’nin en önemli ve öncelikli beklentisini oluşturuyor.
İtalya’daki seçim sonuçlarına piyasaların sert tepki vermesi Euro Bölgesi’nde uzun süredir sesi soluğu kesilen kriz ortamının tekrar gündeme en üst sıradan girme potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor. Piyasaların “sevdiği” bir isim olan Mario Monti’nin hezimete uğraması Brüksel’i de endişelendirmiyor değil.
Avrupa Birliği Komisyonu Sözcüsü Olivier Bailly, İtalyan seçmenlerin “mesajını net şekilde duydukları” mesajını verirken, “İtalya, açığın kapatılması, borcun düşürülmesi ve bazı yapısal reformlar konusunda Komisyon’a ve diğer ülkelere yönelik taahhütlerde bulundu. Bunlar İtalya’nın taahhütleri ve Komisyon olarak İtalya’nın bu taahhütlerini yerine getirmesini umuyoruz” dedi. Seçim sonuçlarıyla ilgili olarak hazırlanan yazılı bir açıklamada da Komisyon’un İtalyan demokrasisine güvendiği belirtilerek İtalya’da oluşacak müstakbel hükümetle büyümeyi ve istihdamı sağlama amacıyla yakın şekilde çalışılacağı vurgulandı.
Avrupa Birliği’nin, reformların çabuk sonuç doğuracağı konusunda vaatte bulunmadığının bununla birlikte bu reformların özellikle ekonominin rekabet edebilirliği alanında olumlu etki yaratmaya başladığının altını çizen Bailly, “Ya hiçbir şey yapmamış olsaydık. O zaman fatura ne olurdu?” diye sordu.
Sonuçları Avrupa Birliği’nin tamamı açısından zor olarak değerlendiren Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, da “İnsanlar durumdan duydukları hoşnutsuzluğu dile getirdiler” yorumunda bulundu. “İtalya’daki sonuçlar hepimizi etkileyecek” diyen Schulz, “Avrupa Birliği’nin en önemli ülkelerinden birinde istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
İtalya’nın sandıktan çıkan sonuçla kısa sürede, Avrupa Birliği’ne yönelik taahhütlere bağlı kalacak, istikrarlı bir hükümet kuramaması durumunda Roma’nın Brüksel’den mali yardım talebinde bulunma olasılığı yüksek görülüyor. Bu talebin gelmesi halinde ana sorunu ise şu ana kadar küçük sayılabilecek ekonomilere yardımda bulunan Euro Bölgesi’nin İtalya’yı ayakta tutabilecek önlemleri alma kapasitesine sahip olup olmayacağı oluşturacak.