Avrupa Birliği Komisyonu, 10 Ekim’de yayımlayacağı İlerleme Raporu’nun sert olan tonunu yumuşatmanın en iyi yolunun 4. yargı paketini geçirmek olduğu görüşünde.
BRÜKSEL —
Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde bir yıllık performansının masaya yatırıldığı ve bir bakıma karne niteliği taşıyan İlerleme Raporu, Ankara’yı rahatsız edecek gibi görünüyor. Avrupa Birliği Komisyonu yetkilileri, Türk yetkililere “Övgüye değer olan unsurların övüleceğinden şüpheniz olmasın” mesajı verse de övülecek fazla bir unsur bulunmaması raporda yer alan eleştiri dozunun önceki yıllara oranla yüksek olması sonucunu doğuruyor.
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 1998'den bu yana her yıl yayımlanan İlerleme Raporu'nun bu yıl sert olmasına neden olan ana unsuru ise ifade ve basın özgürlüğü alanında yaşanan olumsuzluklar oluşturuyor. Avrupa Birliği’ne göre bu aşamadan sonra belgenin tonunu olumluya çevirmenin tek yolu ise 4. yargı paketini geçirmekten geçiyor. Komisyon teknik çalışmaları tamamlamakla birlikte bu alanda atılabilecek olumlu bir adımı son dakikada metne yansıtmaya hazır olduğunu Ankara’ya iletti. Bu amaçla eylül ayı sonuna kadar beklenecek.
Çalışmaları süren 4. paketin devreye sokulmasının belgenin tonunda gerçek bir iyileşme yaratacağının altını çizen Avrupa Birliği Komisyonu, siyasi kriterler bağlamında üç alanda olumlu mesaj verecek. Bu alanlar ise yeni anayasa çalışmalarının katılımcı bir yaklaşımla yürütülmesi, ombudsmanlık kurumuyla ilgili yasa ve 3. yargı paketi aracılığıyla Türk ceza hukukuna eklenen unsurlar. Geri kalan alanlarda ise eleştiri ağır basacak. İfade özgürlüğü başta olmak üzere temel haklar alanında en fazla kullanılacak kelime "endişe" olacak.
PKK'nın saldırılarıyla tırmanan gerginliğin farkında olduğuna ve operasyonları anlayışla karşıladığına vurgu yapacak olan Avrupa Birliği, bu duruma rağmen terör ve organize suçlarla mücadeleyle ilgili yasaların çok geniş yorumlandığına, bunun da özgürlük ve güvenlik, adil yargılanma hakları ile ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü alanlarında ihlal yarattığına işaret edecek. "Hassas kısıtlamalar", gazeteci ve yazarlar hakkında açılan çok sayıda dava ile oto sansürün yaygın olması da Komisyon'un odaklanacağı konuların başını çekecek. Avrupa Birliği, bu aksaklıkları giderme açısından 4. yargı paketinin önemli bir role sahip olacağı görüşünde.
Belgenin genelinde, fazla ilerleme sağlanmaması nedeniyle, geçen yılki yazım çoğu başlık için değişmeyecek. Türkiye’nin genelde övgü aldığı alanların başını çeken dış politika konusunda Kuzey Afrika ve Suriye politikalarına yönelik beğeni öne çıkarılacak. Ancak son dönemde Brüksel’de sıkça dile getirilen “Avrupa Birliği'yle uyumlu dış politika” beklentisi metne yansıtılacak.
Yıllardır aynı kelime ve cümlelerle hazırlanan Kıbrıs paragrafları da “küçük bir yenilik” dışında aynı vurguları içerecek. Türkiye’nin Kıbrıs Dönem Başkanlığı’yla ilişkileri dondurmasına ve Rum Kesimi’nin başkanlık ettiği toplantılara katılmamasına yönelik eleştiri belgenin yenilikleri arasında yer alacak.
Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına uyumu konusunda da tablonun çok parlak olduğunu söylemek pek mümkün değil. Ankara her ne kadar uyum için reformlara aralıksız devam edildiği imajını yaratmaya çalışsa da Avrupa Birliği aynı görüşte değil. Belgede, rekabet hukuku, istatistik, bilim ve araştırma ile gümrük birliği ilerleme kaydedilen alanlar arasında sayılırken, malların serbest dolaşımından mali kontrole kadar yayılan ve aralarında enerji, sosyal politika, istihdam, balıkçılığın da yer aldığı çok sayıda başlık “bazı ilerlemelerin kaydedildiği alanlar” kategorisinde yer alacak. Komisyon, ilerleme olmayan alanları ise çevre, iklim değişikliği, doğa koruma, kimyasallar olarak sıralayacak.
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 1998'den bu yana her yıl yayımlanan İlerleme Raporu'nun bu yıl sert olmasına neden olan ana unsuru ise ifade ve basın özgürlüğü alanında yaşanan olumsuzluklar oluşturuyor. Avrupa Birliği’ne göre bu aşamadan sonra belgenin tonunu olumluya çevirmenin tek yolu ise 4. yargı paketini geçirmekten geçiyor. Komisyon teknik çalışmaları tamamlamakla birlikte bu alanda atılabilecek olumlu bir adımı son dakikada metne yansıtmaya hazır olduğunu Ankara’ya iletti. Bu amaçla eylül ayı sonuna kadar beklenecek.
Çalışmaları süren 4. paketin devreye sokulmasının belgenin tonunda gerçek bir iyileşme yaratacağının altını çizen Avrupa Birliği Komisyonu, siyasi kriterler bağlamında üç alanda olumlu mesaj verecek. Bu alanlar ise yeni anayasa çalışmalarının katılımcı bir yaklaşımla yürütülmesi, ombudsmanlık kurumuyla ilgili yasa ve 3. yargı paketi aracılığıyla Türk ceza hukukuna eklenen unsurlar. Geri kalan alanlarda ise eleştiri ağır basacak. İfade özgürlüğü başta olmak üzere temel haklar alanında en fazla kullanılacak kelime "endişe" olacak.
PKK'nın saldırılarıyla tırmanan gerginliğin farkında olduğuna ve operasyonları anlayışla karşıladığına vurgu yapacak olan Avrupa Birliği, bu duruma rağmen terör ve organize suçlarla mücadeleyle ilgili yasaların çok geniş yorumlandığına, bunun da özgürlük ve güvenlik, adil yargılanma hakları ile ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü alanlarında ihlal yarattığına işaret edecek. "Hassas kısıtlamalar", gazeteci ve yazarlar hakkında açılan çok sayıda dava ile oto sansürün yaygın olması da Komisyon'un odaklanacağı konuların başını çekecek. Avrupa Birliği, bu aksaklıkları giderme açısından 4. yargı paketinin önemli bir role sahip olacağı görüşünde.
Belgenin genelinde, fazla ilerleme sağlanmaması nedeniyle, geçen yılki yazım çoğu başlık için değişmeyecek. Türkiye’nin genelde övgü aldığı alanların başını çeken dış politika konusunda Kuzey Afrika ve Suriye politikalarına yönelik beğeni öne çıkarılacak. Ancak son dönemde Brüksel’de sıkça dile getirilen “Avrupa Birliği'yle uyumlu dış politika” beklentisi metne yansıtılacak.
Yıllardır aynı kelime ve cümlelerle hazırlanan Kıbrıs paragrafları da “küçük bir yenilik” dışında aynı vurguları içerecek. Türkiye’nin Kıbrıs Dönem Başkanlığı’yla ilişkileri dondurmasına ve Rum Kesimi’nin başkanlık ettiği toplantılara katılmamasına yönelik eleştiri belgenin yenilikleri arasında yer alacak.
Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına uyumu konusunda da tablonun çok parlak olduğunu söylemek pek mümkün değil. Ankara her ne kadar uyum için reformlara aralıksız devam edildiği imajını yaratmaya çalışsa da Avrupa Birliği aynı görüşte değil. Belgede, rekabet hukuku, istatistik, bilim ve araştırma ile gümrük birliği ilerleme kaydedilen alanlar arasında sayılırken, malların serbest dolaşımından mali kontrole kadar yayılan ve aralarında enerji, sosyal politika, istihdam, balıkçılığın da yer aldığı çok sayıda başlık “bazı ilerlemelerin kaydedildiği alanlar” kategorisinde yer alacak. Komisyon, ilerleme olmayan alanları ise çevre, iklim değişikliği, doğa koruma, kimyasallar olarak sıralayacak.