Avrupa, geleceği için sandık başında: Son anketler ne diyor? 

AB’ye üye 27 ülkede 6-9 Haziran tarihleri arasında yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde; son 25 yılda adım adım güç kazanan Avrupalı “aşırı sağ popülist” partilerin, yüzyılın başında AP içinde yüzde 10 olan temsil oranlarını, yüzde 30’un üzerine çıkarması bekleniyor.

Avrupa Birliği içindeki aşırı sağın yükselişi ve Ukrayna savaşının gölgesinde, kıtanın geleceğini belirleyecek Avrupa Parlamentosu seçimleri için üye ülkelerde oy verme süreci başladı.

6 Haziran’da Hollanda’nın başlattığı 4 günlük seçim maratonuna, bugün de İrlanda ve Çek Cumhuriyeti’nde devam ediliyor. Sandıklar 9 Haziran Pazar akşamı kapanacak.

İlk sonuçlar tüm sandıklar kapandıktan sonra Pazar günü, resmi sonuçlar ise 19 Haziran'da ilan edilecek. Tüm anketler, güçlenen aşırı sağın, sandıktan birinci ya da yüksek bir oy oranıyla çıkacağını gösteriyor.

AB’ye üye 27 ülkeden yaklaşık 370 bin seçmen, göç, Rusya'nın müdahalesinden duyulan korku ve ekonomik krizin damgasını vurduğu seçimlerde oy kullanacak. Avrupalı seçmen, Avrupa Parlamentosu kurulduğundan bu yana 10’uncu kez sandığa giderek, 720 parlamenteri seçecek.

İlgili Haberler Avrupa’nın kader seçimi: Kıta sağa kayıyor

Hollanda’da ilk tahminlere göre zafer sol ittifakın

Perşembe günü sandığa giden Hollanda’da sandıklar kapandıktan sonra yapılan tahminlere göre, Kasım ayında yapılan seçimlerin sürpriz galibi Geert Wilders’in aşırı sağ partisi PVV ile Sosyalist-Yeşiller (GroenLinks-PvdA )ittifakı, dirsek dirseğe gidiyor.

Dutch News’da yayınlanan sandık çıkış anketlerine göre, Frans Timmermans’ın liderliğindeki sol ittifak GroenLinks-PvdA’nın birinci parti gelmesi ve Avrupa Parlamentosu'nda 8 sandalye çıkarması bekleniyor.

Seçim öncesi anketlerin birinci gösterdiği Wilders’in partisi PNN’nin ise ikinci gelerek, 7 sandalye kazanacağı tahmin ediliyor. Ancak esas sonuçlar Pazar akşamı diğer ülkelerle birlikte açıklanacak.

Ipsos ve NOS kanalının çıkış anketine göre oylamaya uygun seçmenlerin yüzde 46,8'i seçimlere katıldı. Bu oran, 1989'dan bu yana seçimlere en yüksek katılım.

Hollanda’da 1989'da seçmenlerin yüzde 47,48'i Avrupa seçimlerine katılırken, 2009'da bu oran yüzde 36,75, on yıl sonra 2019 seçimlerinde yüzde 41,93’ti.

İrlandalılar ve Çekler sırada

Bugün sandığa davet edilen İrlandalı seçmen, AP’nin 720 üyesinden 14'ünü seçerken, Çek seçmen Avrupa Parlamentosu'nun 21 üyesini belirleyecek.

İrlanda'daki seçim kampanyasında, AB’nin en ciddiye aldığı konulardan biri olan ve konut krizini daha da kötüleştiren “göç teması” hakim oldu.

İrlanda’da yaşanan konut krizi nedeniyle hükümetin 2022’de geçirdiği bir yasa sayesinde evsizler ilk kez, yerel postane adresleri aracılığıyla oy kullanabilecekler. Dublin’de 14 bin evsizin yaşadığı tahmin ediliyor.

İngiltere'nin sığınmacıları Ruanda'ya geri gönderme planını benimsemesinin ardından daha fazla göç dalgasıyla karşılaşan İrlanda’da ilk kez göçmen karşıtı görüşler, siyaset arenasında yükselmeye başladı.

Kasım ayında Dublin’de ilk kez, “Onları evlerine gönderin” eylemleri yapıldı. O zamandan beri Dublin sokaklarında mültecilerin barınaklarını, göçmen çadırlarını hedef alan saldırılar yaşandı.

Ülkedeki emlak krizini, göçmenlerin körüklediğini öne süren küçük gruplarda artış görüldü. Ancak seçimlerde aday olan Bağımsız İrlanda Partisi (IRP) gibi, küçük aşırı sağ partilerin büyük bir dalga yaratması beklenmiyor.

Başbakan Simon Harris’in partisi koalisyon ortağı Fine Gael ve daha sert göçmen politikası yürütmemekle suçlansa da ana muhalefet Sinn Fein’in, seçimleri önde bitirmesi bekleniyor.

İlgili Haberler AB üyesi 15 ülke, sınırlara gelen göçmenlerin birlik dışındaki ülkelere gönderilmesini istedi

Eski Çek Başbakan Babis favori

Çek Cumhuriyeti’nde ise en büyük kaygı seçmenin sandığa ilgisizliği. Ülkede 2019'daki son AP seçimlerinde katılım yüzde 28,72 oranında gerçekleşmiş, bu AB’nin en düşük ikinci katılım oranı olmuştu.

Çek anket kuruluşu STEM'e göre, Rus propagandasının arttığı korkularıyla seçimlere gidilen Çek Cumhuriyeti’nde; eski Başbakan Andrej Babis’in merkezci muhalefet partisi ANO’nun, hükümet partilerinin az farkla önünde ve yüzde 23 civarında oy alması bekleniyor.

AP seçim maratonunda Cumartesi günü İtalya, Letonya, Malta, Slovakya’da sandıklar açılacak. Çek seçmen de Cumartesi günü oy kullanmaya devam edecek.

Seçimlerin son günü olan Pazar ise, Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Güney Kıbrıs, Hırvatistan, Danimarka, İspanya, Estonya, Finlandiya, Fransa (Reunion, Mayotte, Yeni Kaledonya, Wallis ve Futuna dahil), Yunanistan, Macaristan, Litvanya, Lüksemburg, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya ve İsveç’te seçmen sandığa gidecek. İtalya’da Cumartesi başlayacak seçim Pazar günü de devam edecek.

Son anketler ne gösteriyor?

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşının üzerinden neredeyse iki buçuk yıl geçtikten sonra büyük jeopolitik istikrarsızlıkların yaşandığı bir dönemde, Rusya’nın bir dezenformasyon kampanyasıyla seçimleri hedef aldığı uyarılarının gölgesinde yapılan seçimlerde anketlere göre, AB’nin kurucusu olan pek çok büyük ülkede aşırı sağın güçlenmesi bekleniyor.

İtalya’da Meloni’nin yükselişi

İtalya'da, Giorgia Meloni liderliğindeki milliyetçi sağ parti Fratelli d'Italia (İtalya’nın Kardeşleri) listesi anketlerde, 2019 seçimlerine göre yüzde 20 artış göstererek, yaklaşık yüzde 27 ile önde görünüyor.

Halen AP’de 6 milletvekili bulunan Meloni’nin partisinin, bu rakamı 22’ye yükseltme şansı var.

Bu başarı, koalisyon ortağı diğer sağ Parti La Lega'nın çöküşüyle tezat oluşturuyor. Fransız aşırı sağcı lideri Marine Le Pen'in müttefiki Matteo Salvini'nin 2019'da oyların yüzde 34,8'ini toplayan partisinin, yüzde 8’e kadar gerileyeceği tahmin ediliyor.

Fransa’da da aşırı sağ açık ara önde

Avrupa aşırı sağ partileri arasında en büyük skoru Marine Le Pen liderliğindeki Fransız aşırı sağ partisi Ulusal Bütünleşme’nin (Rassemblement National- RN) elde etmesi bekleniyor.

Aşırı sağın yükselen yıldızı, RN Genel Başkanı Jordan Bardella’nın liste başı olduğu seçimlerde, tüm anketler RN’in yüzde 33 civarında oy alacağını gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un partisi Renaissance’ın ise RN’in yarısından daha düşük bir puan elde ederek, yüzde 14’e gerilemesi bekleniyor.

Liste başı ismi Raphael Glucksman ile beklenmeyen bir ilerleme kaydeden Sosyalist Parti ise yüzde 13 civarında skorla üçüncü sıraya yerleşiyor.

Fransız seçimlerinin en büyük kaybedeni ise Yeşiller. Anketlerde yüzde 5 civarında oy alabileceği belirtilen Yeşiller’in yüzde 5 barajını aşamama riski var.

İlgili Haberler Almanya’da ırkçı AfD yükselişteyken, Türk göçmenlerin kurduğu iki parti de AP seçimlerine katılıyor

Almanya'da CDU avantajlı

Almanya’da seçim kampanyası boyunca seçilmiş yetkililere karşı saldırılar arttı. Alman Wahlkreisprognose Enstitüsü tarafından yakın zamanda yayınlanan bir ankete göre, CDU ve CSU'nun oluşturduğu geleneksel Hıristiyan-Demokrat koalisyonu, oyların yüzde 30,5'ini toplayarak Almanya'da birinci çıkacak.

Muhafazakarlar böylece kendilerini şu anda Almanya'da iktidarda olan hükümet koalisyonunu oluşturan üç partinin çok ilerisinde bulacak.

Strasbourg'daki Yeşiller/ALE grubu içinde yer alan Grüne ekolojistleri bu ankette yüzde 15 oranında oy alırken, Alman Sosyal Demokratları SPD’nin yüzde 13,5 oranında kalacağı tahmin ediliyor.

Renew grubu üyesi liberal FDP'nin ise yüzde 4 civarında kalacağı belirtiliyor.

Yakın zamanda, “Nazi SS subaylarını öven açıklamaları” nedeniyle Kimlik ve Demokrasi (ID) grubundan ihraç edildikleri için Avrupa Parlamentosu'nda kayıtlı olmayanlar arasında yer alan Alman milliyetçileri, yine aynı ankete göre yüzde 15 oranında oy almayı hedefliyor.

AP seçimleri, Yeşiller ve AfD’nin de gerisinde kalırsa, bu sonuçlar Almanya’nın Sosyalist Başbakanı Olaf Scholz için ciddi bir seçim yenilgisi anlamına gelebilir.

Macaristan'da Orban'ın listesi zirvede

Macaristan'da şu anda Avrupa Parlamentosu'nda sandalye kazanma yolunda yalnızca iki liste var.

Başbakan Viktor Orban'ın aşırı sağ partisi Fidesz, anketlerde en az yüzde 32 oy oranıyla birinci sırada yer alıyor. Birkaç eski Fidesz yöneticisi tarafından kurulan ve son anketlere göre yüzde 20'ye yaklaşan popülist siyasi grup Tisza'nınki de bu yönde görünüyor.