Rusya’nın Amerika başkanlık seçimlerine müdahale edip etmediği hala çok tartışılıyor. Bu tartışma Avrupa ülkelerinde de endişeye neden oluyor. Zira Fransa, Almanya ve Hollanda 2017’de sandık başına gidecek ve Moskova’nın bu seçimlere müdahale etme olasılığı, Avrupa Birliği’nin geleceğini tehlikeye atabilir.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2017 genel seçimlerinde dördüncü dönem için adaylığını koyuyor. Merkel, Avrupa’nın Rusya’ya yönelik yaptırımlarının baş mimarı. Haliyle Moskova’nın koltuktan inmesini istediği Avrupalı lider de o.
Merkel bu ay içinde, seçimlere saldırı olasılığına karşı Almanya’nın hazırlıklı olması gerektiğini söyledi: “İnsanları bu konuda bilgilendirmeli ve siyasi hükümlerimizi açıkça ortaya koymalıyız. Tedirgin olmamalıyız. Böyle bir olasılık olduğunu kabul edip, bunla yaşamayı öğrenmeliyiz.”
Göçmenlik konusu, Merkel’in zayıf noktası. 2015’te Almanya bir milyondan fazla göç aldı. Uzmanlar Rusya’nın göçmen karşıtlığından yararlanacağını öngörüyor.
Geçen Ocak ayında göçmenlerin Lisa adında Rus kökenli Alman bir kıza tecavüz ettiğine dair haberler yayılmış, Rusya Almanya’yı olayı örtbas emekle suçlamıştı. Genç kız daha sonra yalan söylediğini itiraf etmişti. Ancak uzmanlar, Rusya’nın seçimler öncesi buna benzer yanlış haberler yayabileceğine dikkat çekiyor:
“Sadece Almanya değil Fransa’yı da hedef alabilirler. Hem mülteci hem sığınmacıların Almanya’ya kabulü politikasıyla özdeşleştiği için de Angela Merkel için çok savunmasız bir dönem.”
Öte yandan aşırı sağcı göçmen karşıtı Almanya için Alternatif Partisi oylarını artırıyor. Berlin’deki Noel pazarı saldırısı,partiye desteği daha da artırabilir: “Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki anlaşma ile mülteci meselesinde çözüm olursa, bu Almanya üzerindeki baskıyı da artıracaktır.”
Avrupa genelinde, aşırı sağcı partiler, Moskova ile yakın ilişki içerisinde. Fransa Ulusal Cephesi lideri Marine Le Pen, seçim kampanyası için bir Rus bankasından 10 milyon dolarlık kredi aldı. Uzmanlara göre popülist aşırı sağcı partilerin tek bir amacı var. Avrupa Birliği’ni dağıtmak:
“Rusya’nın bakış açısı, ”Avrupa’yı bölersek, ülkeleri birer birer daha kırılgan hale getirebiliriz ve Moskova ile daha uyumlu hale getirebiliriz” şeklinde ve büyük bir kazanç olur.”
Donald Trump’ın Amerika’nın yeni başkanı olması da, Avrupa’nın bütünlüğünü her açıdan sınayacak: “Trump da Putin gibi, Avrupa Birliği ile değil tek tek Avrupa ülkeleri ile ilişki kurmaktan yana. O yüzden, önümüzdeki aylarda Avrupa’da düzenlenecek seçimlere Rus müdahalesi olur da AB zayıflarsa, Putin’in üzüleceğini sanmıyorum.”
“Trump, NATO’daki müttefik ülkelerin savunma için daha çok harcama yapmasını istese de, Avrupa Birliği’nin zayıflamasını istediğini söylemiş değil.
Avrupalı liderler, şimdiden uyarı yaparak, Moskova’nın seçimlere müdahalesini püskürtmeyi umuyor. Ancak uzmanlar Rusya’nın çoktan harekete geçtiğini söylüyor.