Avrupa Birliği ile Türkiye ilişkileri yeni bir kavşakta. Son dönemde iyice kırılganlaşan ve gerginliğin tavan yaptığı bir ortamda Avrupa Parlamentosu kritik bir oturum düzenliyor. Avrupa Parlamentosu, müzakerelerin başladığı tarih olan 2005’ten bu yana ilk kez sürecin dondurulması çağrısında bulunmaya hazırlanıyor.
Avrupa Parlamentosu, bugünkü oturumda ele alacağı ve perşembe günü oylayacağı kararda üye ülkelere Türkiye’yle müzakerelerin geçici olarak dondurulması çağrısı yapılacak. Avrupa Parlamentosu’nun üyelik müzakerelerini durdurma yetkisi yok. Alacağı kararın bağlayıcılığı da yok. Zaten bu nedenle üye ülkelere yönelik bir çağrı söz konusu olacak.
Tabii bu konuda Avrupa Parlamentosu’nun yetkisinin olmaması ya da kararın bağlayıcılığının bulunmaması bu kararın görmezden gelinebileceği anlamına gelmiyor. Bu karar ve yapılacak çağrı şu aşamada Avusturya hariç müzakerelerin kesilmemesinden yana bir tavra sahip üye ülkeler üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıyor.
Avrupa Parlamentosu yetkilileri kararın Türk halkına ya da Türkiye’ye karşı olmadığını, diyaloğun süreceğini vurguluyorlar ancak bu yönde bir karar sonrası bunun nasıl yapılacağı konusunda somut fikri olan birilerine rastlamak oldukça zor.
Konunun Avrupa Parlamentosu’na taşınmasında inisiyatif alan Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) Grubu Başkanı Gianni Pittela, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Avrupa Birliği - Türkiye ilişkilerinde dönüm noktasında olunduğunun altını çizerek, “Türkiye’yle üyelik müzakereleri geçici olarak dondurulmalı. Türk yetkililer demokrasi ve hukukun üstünlüğünü ihmal edip altını kazıdığı sürece bu ciddi adımların alternatifi yok” demişti. Kararın Türk halkına ya da Türkiye’ye karşı olmadığını savunan Pittella, “Türk halkı ve Türkiye için kapılar açık kalıyor ancak müzakereler içim şu aşamada açık kalmamalı” diye konuşmuştu.
S&D’nin yanı sıra Avrupa Parlamentosu’nun en büyük grubu Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) ve bir zamanlar Türkiye’nin üyeliği için en ön sırada mücadele eden Liberallerin de destek veriyor olması kararın perşembe günü kabul edilmesine kesin gözüyle bakılmasına neden oluyor.
Daha önceki örnekler Türkiye’nin bu tür yaklaşımlardan pek etkilenmediğini ve bu tür kararların ilişkileri olduğundan da kötüye götürdüğünü gösteriyor. Genelde Avrupa Birliği’nin özelde Avrupa Parlamentosu’nun Ankara üzerinde etkisinin en düşük düzeyde olduğu düşünülürse bu geleneğin bu kez de bozulmayacağı söylenebilir.
Avrupa Birliği ile Türkiye müzakereleri zorlu bir sınavla karşı karşıya. Avrupa Parlamentosu müzakerelerin başlamasından 11 yıl sonra sürecin dondurulması çağrısı yapma aşamasına geldi
BRÜKSEL —