Avrupa’da merkezciler hem sağ hem de sol tarafın popülistleri tarafından kendilerini sıkıştırılmış halde bulmuş durumda ama uzmanlara göre bu gruplar şimdi daha büyük bir meydan okumayla karşı karşıya. Avrupa Birliği’ne muhalif, ulusalcı partiler işbirliği yapmaya başlıyor. Amaç liberal güçleri, NATO’yu ve Müslüman göçmenleri daha fazla suçlamak.
Almanya’da aşırı sağcılar yeni sol hareket Aufstehen’ı alkışlıyor. Aufstehen Ayağa Kalk (Stand Up) anlamına geliyor.
Yazar ve milletvekili aynı zamanda eski Doğu Alman Komunistlerle birleşen Die Linke adlı sosyalist partinin eş başkanı Sahra Wagenknecht tarafından kurulan Aufstehen, göçmenliği azaltan bir politikayla aşırı sağcı AfD’ye kayan oyları kazanma amacında.
Ayağa Kalk’ın parti bildirisinin gelecek ay yayınlanması planlanıyor ancak temel hedefi Sosyal Demokratların izlediği liberal politikalarla yalnızlaşan geleneksel çalışan kesim olacak.
700 binden fazla Sosyal Demokrat Parti seçmeni geçen yılki seçimlerde AfD’ye oy verdi. Die Linke yaklaşık yarım milyon seçmenini, Yeşiller de 330 bin seçmeninin AfD’ye kaptırdı. Anketler AfD’nin başarısında göçmenliğe muhalefet etmesinin önemli rolü olduğunu gösteriyor.
Wagenknecht ise Aufstehen’in AfD’nin sol alternatifi olmasını istiyor ve Alman çalışanların ücretlerini azalttığı durumlarda göçmenlere katı kısıtlamalar getirilmesi çağrısı yapıyor. Wagenknecht Merkel’in açık kapı politikasını da şiddetle eleştirmiş bir isim.
Nachdenkenseiten.de adlı bir haber sitesine verdiği demeçte Wagenknecht, “Bu, neo-liberal akımın üstesinden gelme cesareti gösterme, çoğunluğun yararına bir sosyal politika izlenmesiyle alakalı bir durum” dedi.Wagenknecht, “Küreselleşme, refah devletlerinin çözülmesi, bitmeyen yeni savaşlar zinciri ve şirketler tarafından yönlendiriliyor, bu doğal bir güç değil. Bunun alternatifleri var ve biz insanlara politikanın değişebileceği konusunda umudu yeniden aşılamak istiyoruz” dedi.
Bu tür yorumlar, aşır sağcı kesimlerin de onayını alıyor. Buna AfD lideri Alexander Gauland da dahil. Gauland, Wagenknecht’in göçmenlik karşıtı ve Rus yanlısı açıklamalarına destek veriyor. Ayrıca Wagenknecht’e, işçilerin hakları, birlikte kampanya yapma gibi konularda işbirliği çağrısında bile bulundu. Ufukta iki partinin kuracağı koalisyon hükümeti dahi olabilir.
Garland ve Wagenknecht, Kremlin’in İngiltere’de eski Rus ajanı ve kızını zehirlediğine dair suçlamalara şüpheyle yaklaşıyor.
AfD’ye yakın Compact adlı derginin editörü olan Jurgen Elsasser Wagenknecht’i sürekli övüyor ve geleneksel solun kapitalizm karşıtı köklerini unuttuğunu savunuyor.
Son makelelerinden birinde Elsasser Wagenknecht ve eski maliye bakanı olan eşi Oskar Lafontaine, Ayağa Kalk’ı seçim partisine dönüştürme çağrısı yapıyor.
Fransız sol gazetesi Liberation Ayağa Kalk’ı eleştirdi. Gazete, “Aşırı sol, konu göçmenlere gelince aşırı sağa kayıyor” yorumunu yaptı ve Ayağa Kalk’ın açıklamalarının AfD’nin söylemiyle örtüştüğünü belirtti.
Ancak siyasette ilginç işbirlikleri sadece Almanya ve İtalya’da görülmüyor. Bu durum popülist sol ile sağın zaman zaman birilerinin omuzlarını sıvadığı 1930’ların Avrupa’sını anımsatıyor.
Wagenknecht, Ayağa Kalk’ın Fransa’da Jean-Luc Melenchon tarafından kurulan ‘Insubordinate France’dan (Baş Kaldıran Fransa) ilham aldığını belirtti. Melenchon, Fransa’daki son cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 19 oy kazanmıştı.
65 yaşındaki Melenchon, eski bir senatör, Rus dostu, NATO’yu eleştiren ve aynı zamanda Fransa’yı Avrupa Birliği anlaşmalarından çekmek isteyen bir isim. Melenchon, ülkeye yeni gelenleri hedef alarak, bu kişilerin Fransız çalışanların “ekmeklerini çaldıklarını” söylemişti.