Hamas’ın Cumartesi sabahı İsrail tarihinin en kanlı saldırısını gerçekleştirmesinin ardından İsrail’in Filistin topraklarını bombalaması sürerken, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Musevi vatandaşlar da İsrail’e destek gösterileri düzenliyor. Paris ve Londra’da binlerce kişi İsrail’e destek için biraraya geldi.
Fransa’nın başkenti Paris’te, Fransa Musevi Dernekleri Konfederasyonu’nun (CRIF) çağrısı üzerine toplanan 20 bini aşkın kişi, Victor Hugo Caddesi’nden yürüyüşe geçtikten sonra, Eyfel Kulesi’nin hemen karşısındaki Trocadero meydanında toplandı. Göstericilerin bir kısmı İsrail bayrağına sarınırken, bir kısmı da Fransız bayrağı ve “Teröre karşı İsrail ile dayanışma” yazılı pankartla alana geldi.
Gösteriye başta Eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve eşi Carla Bruni, merkez sağ Cumhuriyetçiler’in lideri Eric Ciotti, Ulusal Meclis Başkanı Yael Braun-Pivet, Hükümet sözcüsü Olivier Veran, Kamu Hizmeti Bakanı Stanislas Guerini ile bölge başkanları Valerie Pecresse, Xavier Bertrand ve Laurent Wauquiez olmak üzere, çoğu sağ partilerden birçok politikacının da katılması dikkat çekti.
VOA Türkçe’ye konuşan Vaucluse Senatörü Jean-Baptiste Blanc, “Geçtiğimiz hafta sonu İsrail’e yapılan saldırıdan dolayı büyük bir şok altındayız. Buraya gelip İsrail’e destek vermek yapabileceğimiz en basit şey. Bu akşam Fransız halkı ve Parisliler çok büyük gösteriler düzenledi. Önce öfkemizi ve dayanışmamızı göstermek istiyoruz. Sonra ise, bu konu son derece karmaşık bir konu. Bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için herkesin harekete geçmesi lazım. Daha önce Fransa’da olan bu saldırıların şimdi İsrail’de olmasını kabul edemeyiz” dedi.
Yahudi toplumu temsilcileri gösterilerde "neredeyse sadece Yahudiler ve politikacıların” olmasından dolayı üzüntü duyduklarını, toplumun diğer kesimlerinin de kendilerine destek vermelerini beklediklerini dile getirdi.
Tam bu sırada Eyfel Kulesi İsrail bayrakları renklerine büründü.
“Yeğenlerim cephede”
Ağlamaklı olan mavi türbanlı bir kadına yaklaşıyoruz. Kız ve erkek yeğenlerinin cephede savaştığını ve onlar için endişeli olduğunu anlatıyor. İsmini vermeyen mavi türbanlı kadın, göz yaşlarına hakim olamadan, esir alınan kadın ve çocuklar için de ağladığını anlatıyor:
“Bu akşam ben halkım için, çocuklarım için, cephedeki yeğenlerim için buradayım. Bu işkence, bu barbarlık. Yaptıkları insanlık dışı, vahşi hayvanlar bile onların yaptığını yapmaz. Çocukları, kadınları, yaşlıları esir aldılar, bu imkansız, bu hiç görülmüş değil. İsyan ediyorum. Yeğenlerim cephede, sonuna kadar onlarla ve halkla beraberim. Neden çocuklar neden kadınlar, yaşlılar esir? Askerlerimizi zaten aldılar. Yetmiyor mu? Kadın ve çocuklar hiç görülmedi. Rehinelerimizin serbest bırakılmasını, bütün bunlarda hiçbir günahı olmayan çocuklarımızı kadınlarımızı serbest bırakmalarını istiyorum.”
Sloganlar bir biri ardına atılıyor: “Kahrolsun Hamas”, “Hamas terörist”, “Esirlerimizi bırakın”, “Herkes Hamas’tan nefret ediyor”. İsrail bayrağına sarılı öfkeli bir genç kız “İsrail’i desteklemek, alınan esirlerin serbest bırakılmasını istemek için geldim. Çok sayıda esir aldılar. İsrail’de pek çok kişiyi katlettiler. Hamas’ı protesto etmek, bir Musevi olarak İsrail’i, İsrail demokrasisini desteklemek için buradayım. Çünkü Hamas demokrasi değil, teokrasi. Fransa’da, Avrupa’da ve dünyada Politikacıların bilinçlenmesini istiyorum. ABD ve Avrupa’dan Hamas’ı desteklemekten vazgeçmelerini istiyorum. Hamas terörist ve Filistin halkına yardımcı olmuyor” diye konuşuyor.
İsmini vermeyen genç öğrenci, “En çok Filistin gençliğinin beyninin yıkanmasına öfkelendiğini” belirterek, “Barış için umudum var ama önce Hamas’ın yok olması lazım. Filistin Hükümeti gençlere nefret söyleminden ve onların beynini yıkamaktan vazgeçtiğinde barış gelecek” diye tepkisini dile getiriyor.
Your browser doesn’t support HTML5
“Bu 2023’te yaşanan bir pogrom’dur”
Oldukça ileri yaşlı olduğunu fark ettiğimiz ve Filistin-İsrail savaşının detaylarına şahit olduğu umuduyla yaklaşıyoruz. Finans yöneticisi olduğunu belirten Pierre Watson, ismini vermekten çekinmeden, “Buraya İsrail’e destek vermek için geldim. Cumartesi gününden bu yana olanlar kabul edilemez. Ben Fransız Yahudi’siyim. Ama bu benim İsrail’i savunmamı engellemez. Bu barbarlık kabul edilemez. Bu insanca değil” diyerek tepkisini dile getiriyor.
Hamas’ın dünyayı şaşırtan saldırısının Yom Kippur Savaşı’na benzetildiğini hatırlatıyoruz. Tahmin ettiğimiz gibi savaşı hatırlayan Pierre Watson, bu görüşe katılmadığını belirterek, “Hayır, bunu Yom Kippur ile karşılaştıramam. O savaştı, gerçek bir savaştı. Bu yaşanan bir barbarlık, çocukları, kadınları saçlarından çekerek esir aldılar. Bu 2023’te yaşanan bir pogrom’dur (halkın diğer kesimleri tarafından Yahudilerin katledilmesi). Kabul edilemez” diyor.
Yoğun güvenlik önlemleri altında Trocadero meydanını tıklım tıklım dolduran göstericiler, Fransız ve İsrail milli marşlarını okuduktan sonra dağıldı.
Londra’daki gösteriye 5 bin kişi katıldı
İngiltere’nin başkenti Londra’da başbakanlık binasının önünde toplananlar Hamas’ın İsrail saldırısısonucu ölenleri andı.
İngiltere’deki Yahudi Cemaati’nin organize ettiği etkinliğe yaklaşık 5 bin kişi katıldı.
Etkinlikte alınan güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Ölen ve kaçırılan İsrailliler’in fotoğraflarıyla hazırlanmış köşelerde mumlar yakan Yahudi cemaati; İsrail milli marşını söyledi, ilahiler okudu, sloganlar attı.
Töreni organize eden Yahudi Cemaati Konsey Lideri Keith Black VOA Türkçe mikrofonuna, İngiltere’nin net bir şekilde İsrail’in yanında saf tutmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Black ayrıca Hükümetin İngiltere’de yaşayan Yahudi toplumunun güvenliği konusunda hassas davrandığını ve Yahudilerin şiddetten uzak günlük hayatlarını sürdürmeleri için gereken her şeyi yaptığını söyledi.
İngiltere Yahudi Konseyi Baş Sekreteri Claudia Mendoza, töreni son dakikada organize ettiklerini ve topluluğa sosyal medya aracılığıyla çağrıda bulunduklarını söyledi. Dayanışma için meclisteki üç siyasi partiden de tam destek aldıklarını belirten Mendoza, Yahudi karşıtlığına sıfır tolerans güvencesi aldıklarına işaret ederek rehin alınan İsrailliler’in kayıtsız şartsız iadesi için verilen desteğe dikkat çekti.
Törene çok sayıda genç de katıldı. Elinde kaçırılan ve katledilen kişilerin fotoğraflarıyla hazırlanmış dövizler taşıyan genç bir kadın İsrail’den iki ay önce İngiltere’ye taşındığını söyleyerek halkına yüzde yüz destek verdiğini söyledi.
Yahudi olmadığını sadece İsrail dayanışması için geldiğini belirten bir başka genç kadın; törene demokrasi, insan hakları ve özgür düşünceyi desteklemek için geldiğini söyledi. İsrail asıllı olduğunu belirten arkadaşı ise İsrail’de erkek kardeşlerinin bulunduğunu, orada olmasalarda toplum olarak travma yaşadıklarını ve destek için gelenler sayesinde umudun arttığını anlattı.