Avrupalı Liderler Trump'ın İşkence Açıklamalarından Rahatsız

Başkan Donald Trump’ın terörle mücadele konusunda yaptığı son açıklamalar, ‘waterboarding’ olarak bilinen yasaklanmış sorgulama yöntemine dönülüp dönülmeyeceği ya da CIA’in diğer ülkelerde terör zanlılarını sorguladığı merkezlerin yeniden açılıp açılmayacağı yönünde tartışmalara yol açtı.

Amerikan basını tüm dünyada tepki çeken terörle mücadele programına yeniden dönülmesinin düşünülüyor bile olmasının, Avrupa’da paniğe yol açtığını yazıyor.

Konu, Brexit sonrası Amerika ile yakın ilişkileri korumayı amaçlayan ve bu hafta Washinton’a gelerek görüşmelerde bulunan İngiltere Başbakanı Theresa May’in ziyaretini de güçleştiren unsurlardan biri.

Gerek iktidardaki Muhafazakar Parti üyeleri, muhalefet partisinin ileri gelenleri ve aralarında Harry Potter kitapları serisinin yazarı J.K. Rowling’in de olduğu ünlü isimler, Trump’ın hafta içi CNN televizyonuna yaptığı açıklamada söylediği “İşkence işe yarayabilir” ifadesini eleştiriyorlar.

Ayrıca Amerikan medyasında, terör zanlılarının tutulduğu diğer ülkelerdeki CIA hapishanelerinin yeniden açılmasının değerlendirildiği haberler daha da dehşet uyandırıyor.

Bu sorgulama merkezlerinin yeniden açılmasıyla ilgili kaygılar, Başkan Trump’ın, Amerika’nın zanlıları nasıl sorgulayacağı ile ilgili bir gözden geçirme kararının olduğu iddia edilen kararname taslağına dayandırılıyor.

New York Times Gazetesi ve Associated Press haber ajansı hafta ortasında üst düzey yöneticilerin arasında dolandığı söylenen kararname taslağına ulaştıklarını iddia ediyor. Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer ise söz konusu taslağın Beyaz Saray’dan çıkma bir belge olmadığını söyledi. Ancak sözcü taslak ile ilgili başka bir yorum yapmadı ve kime ait olabileceğine dair de bir şey söylemedi.

New York Times gazetesi, çarşamba günkü haberinde adını açıklamadığı üç yönetim yetkilisine dayanarak, söz konusu taslağın salı sabahı Ulusal Güvenlik Konseyi üyelerine değerlendirmeleri için dağıtıldığını yazdı.

Önde gelen İngiliz Muhafazakar Milletvekili Andrew Tyrie, İngiltere Başbakanı May’i Trump ile buluşması öncesinde uyardı, May’in Trump ile buluşmasında net bir biçimde İngiltere’nin söz konusu sorgulama merkezleri konusunda Amerika’ya yardımcı ve destek olmayacağını söylemesi gerektiğine dikkat çekti. Tyrie, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmasında “Cuma günü Başbakan May, Trump ile görüştüğünde ona 11 Eylül sonrası İngiltere’nin de içine sürüklendiği işkence merkezleri konusunun yeniden gündeme gelmesinin artık hiçbir şekilde mümkün olmayacağını anlatacak mı?” diye sordu.

Tryrie’nin sorusuna İngiltere Başbakanı May “Değerli dostuma işkence konusundaki tavrımızın çok net olduğunu garanti edebilirim. İşkenceye izin vermiyoruz, buna dahil olmayacağız ve şu anki karşı tavrımız devam edecek” diyerek yanıt verdi.

Bir başka muhafazakar kongre üyesi Sarah Wollaston da Twitter’dan yazdığı mesajında “İşkenceyi savunarak dünya sahnesinde liderlik yapamazsınız” dedi.

İngiltere’de muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn’de Başbakan May’i uyardı ve “Donald Trump ile görüştüğünüzde ülkemizin değerlerini savunun, onun işkence gibi insanlık dışı, yasal olmayan ve istihbarat açısından hiçbir işe yaramayan fikirlerine karşı çıkın” dedi.

May Londra’dan Washington’a gitmek üzere ayrılırken yaptığı açıklamada, Trump ile aynı fikirde olmadıkları konuları açık bir biçimde konuşmaktan çekinmeyeceğini söyleyerek, Trump’ın kadınlar ve Müslümanlar ile ilgili yorumlarına da atıfta bulundu.

Avrupalı liderler sorgulama merkezlerinin açılması ve işkence metotlarına karşı olduklarına vurgu yapıyorlar. Liderler, Trump yönetiminin, George Bush döneminde kullanılan terörle mücadele programına dönülmesinin, bu mücadelede ABD-Avrupa işbirliğine zarar vereceği uyarısında bulunuyorlar. İşbirliğinin bozulmasının istihbarat ve bilgi paylaşımına da zarar vereceğine dikkat çekiliyor.

Uzmanlar sorgulama merkezleri konusunda Avrupalı hükümetlerin Trump’a yardım etmek isteseler bile yasal olarak bunu yapabilmelerinin çok zor olduğunu söylüyorlar.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yakın geçmişte, Bush döneminin Avrupa ile işbirliği ve Guantanamo’daki mahkumların durumuna ilişkin bazı kararlar aldı.

Polonya, İtalya ve Makedonya, Başkan Bush döneminde CIA tarafından yürütülen Yüksek Öneme Sahip Tutuklu programına dahil oldukları için yasal bazı yaptırımlar ile karşı karşıya kaldılar. Bunların arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Polonya’yı bu ülkede işkence gördükleri gerekçesi ile iki Guantanamo tutuklusuna 262 bin dolar tazminat ödemeye mahkum ettiği dava da var.

Uzmanlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının çoğu Avrupa ülkesini, işkence teknikleri ve aşağılayıcı muamele içeren yöntemler kullanılan terörle mücadele programında Amerika’yla işbirliği yapmaktan alıkoyduğunu söylüyor. Mahkemenin kararlarında bu yöntemler işkence ve sıra dışı uygulamalar olarak ifade ediliyor. Bu kararlar çerçevesinde tutuklu ve hükümlü haklarının daha az olduğu ülkelere terör zanlıları gönderilerek burada bu yöntemlerle sorgulanmaları yasaklanmış oluyor.

Oxford Üniversitesi “Hukuk Kuralları ve İnsan Hakları Projesi” uzmanlarından Brian Chang, Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülkenin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile işbirliği ve anlaşmalarının farklı seviyelerde olduğunu hatırlatıyor. Chang, bu noktada devletlerin basın ve siyasi baskıların insan haklarına karşı yaklaşımı belirleyeceğini ve Trump ile işbirliği yapmayı zorlaştıracağını, aksi davranan ülkelerin işkence, insan hakları ve aşağılayıcı davranışlar konusunda kötü bir şöhrete sahip olacağına dikkat çekiyor.

Bush döneminde Amerika ile işbirliği, sorgulama merkezleri ve şüphelilere karşı sıra dışı yöntemler kullanma, Avrupa’da bugün hala tartışmalı konular. O dönem uygulanan Yüksek Öneme Sahip Tutuklu programına ilişkin detaylar bugün birer birer gün ışığına çıkıyor. Başkan Bush’un döneminde İngiltere’de Tony Blair hükümetinde görev yapan bakanların bazıları ki - bunlar arasında dönemin Dışişleri Bakanı Jack Straw da var - halen İngiliz mahkemelerinde CIA’in bu yöntem ve sorgulamalarına destek verdikleri gerekçesi ile yargılanmaya devam ediyor.

Fransız ve İspanyol mahkemelerinde de devam eden davalar var. Bu yılın başlarında Guantanamo’da görev yapmış Amerikalı Orgeneral Geoffrey Miller bir Fransız mahkemesi tarafından kendisine yapılan ifadeye gitme çağrısını reddetti. Dava Mourad Benchellali adlı Fransız vatandaşı olan bir Guantanamo tutuklusu tarafından açılmıştı.

George Bush yönetimi 11 Eylül saldırılarından sonra işkence metotlarının kullanılmasına onay vermişti. Bu uygulamalar 2009 yılında Barack Obama’nın başkan olmasının ardından çıkarılan resmi yasaklama kararına kadar devam etti.

2006 yılının başlarında Avrupa Konseyi CIA’in Avrupa’daki sorgulama merkezlerinin tespit edilmesi ve faaliyetleri ile ilgili bir dizi soruşturma başlattı. Bu konu ayrıca Avrupa Parlamentosu tarafından da soruşturuldu. Ancak tüm bu soruşturmalarda çok da ileri gidilemedi. Konu Avrupa Parlamentosu’nun, üye ülkeleri araştırmalara engel olunduğu gerekçesi ile kınaması noktasına kadar vardı.

Avrupa Parlamentosu Litvanya, Polonya, İtalya ve İngiltere’yi Bush dönemi CIA operasyonlarına destek veren ülkeler olarak duyurdu. 2014 yılında resmi olarak yayınlanan Amerikan Kongresi işkence raporu eski Polonya Başbakanı Aleksander Kwasniewski’nin ülkesinde CIA sorgulama merkezi açılmasına izin vermek için imza attığını ortaya çıkardı.