Mülteciler yeni bir hayat kurma umuduyla Avrupa’ya akın etmeye devam ediyor. Fransa ve İngiltere, Ortadoğu’daki savaştan kaçan en az 20 bin mülteciyi kabul edeceğini açıkladı. Ama bu sayı, Almanya’da yeni bir hayata başlama ümidiyle sınıra yığılan mültecilerle karşılaştırıldığında önemsiz kalıyor.
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki Keleti Tren İstasyonu, Avrupa’nın Almanya, Avusturya, Fransa ve Hollanda gibi zengin ülkelerine gitmeye çalışan mülteciler için temel geçiş noktası haline geldi.
Avrupa’ya kaçan mültecilerin çoğu Suriye ve Irak’tan geliyor. Ancak Afganistan’daki savaş Rıza Musazade’yi de kaçmaya zorlamış: “İki aydır yoldayım. Afganistan’dan İran’a geçtik, oradan da Türkiye’ye sızdık. Türkiye’den Yunanistan’a, sonra Makedonya’ya ve Sırbistan’a geçtik. Şimdi de Macaristan’dayız. Yol boyunca birçok sorunla karşılaştık.”
Macaristan gibi, Yunanistan da mülteci akınıyla mücadele ediyor.
Geçtiğimiz hafta, yüzlerce mülteci Yunanistan’dan Makedonya’ya giriş yaptı. Sığınmacılar Batı Avrupa, özellikle de Almanya’ya ulaşma umuduyla Sırbistan’a giden tren ve otobüslere binmeden önce bu kampta saatlerce bekledi.
Suriyeli mülteci Ali, “Almanya’ya gitmek istiyorum. Ülkemdeki gibi savaş istemiyorum. Güzel bir hayat istiyorum” diyor.
Birleşmiş Milletler Mülteci Dairesi, Uluslararası Kızıl Haç ve diğer yardım kuruluşlarından yetkililer, kamptaki mültecilere yardımcı oluyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Programı Direktörü Bill Frelick, ortamın çok tehlikeli ve karışık olduğunu söylüyor: “Bugünü, tesisin önündeki kalabalığı izleyerek geçirdik. Kadınlar ve çocuklar beklerken düşüyor, bayılıyor, çünkü yeterince su yok ve dışarısı çok ama çok sıcak.”
Bill Frelick, kamptaki sığınmacıların korku içinde olduklarını, çünkü kimseden ne olup bittiği konusunda bilgi alamadıklarını söylüyor.