WASHINGTON —
Avrupa Merkez Bankası, Eylül başında Euro bölgesine istikrar kazandırmak amacıyla sınırsız tahvil alımı konusunda anlaşmaya vardı. Ancak Amerika’da yılbaşından itibaren otomatik kesintilerin devreye girmesi ve vergi indirimlerinin sona erdirilmesi ihtimali küresel çapta yeni bir resesyon riskini de beraberinde getiriyor. Dünyadaki gelişmelerden soyut kalamayan Türkiye’de de büyüme hızında düşme görülüyor. Maryland Üniversitesi Ekonomi profesörü Şebnem Kalemli-Özcan, Avrupa Merkez Bankası, Amerika’yı bekleyen risk ve bunların Türkiye üzerine etkilerini Amerika’nın Sesi’nden Melek Çağlar’a değerlendirdi.
Maryland Üniversitesi Ekonomi Profesörü Şebnem Kalemli-Özcan, Avrupa Merkez Bankası’nın sınırsız tahvil alımı programını olumlu bir gelişme olarak değerlendirse de uzun vadede çözüm sağlayacağı konusunda kaygıları var. Şebnem Kalemli-Özcan, “Programdan yararlanmak için İspanya ve İtalya gibi sıkıntıdaki ülkelerin yardım istemesi gerekiyor. Bu durumda da yardımı alabilmek için kemer sıkma ve reform yoluna gitmeleri şart. Yunanistan reform ve kemer sıkma yoluna gitti. Ama Yunanistan daralıyor, negatif büyüme gösteriyor. Program belki Euro’nun çöküşünü şu anda durdurdu ama daralma, yavaşlama ve resesyon gibi sıkıntıları çözmüş değil,” diyor. Şebnem Kalemli-Özcan, “hala sıkıntılar içinde sürüklenen bir Avrupa var” görüşünü savunuyor.
Maryland Üniversitesi ekonomi profesörü Şebnem Kalemli-Özcan, Türkiye’nin son çeyrekte, beklenenin de altında, %2,9 oranında büyümesini ise “şaşırtıcı” olmayan bir gelişme olarak değerlendiriyor. Şebnem Kalemli-Özcan, “Ben bu rakama hiç şaşırmadım, daha önceki değerlendirmelerimde de %4’lük büyümenin gerçekçi olmadığını söylemiştim. Yanıbaşımızdaki dünyanın en büyük ekonomik bölgesi bu kadar sıkıntılı bir dönem geçirirken, Türkiye %4’lük büyüme gösterse bizim ekonomi kitaplarını baştan yazmamız gerekirdi. Bence bundan sonra da büyüme rakamları son çeyrektekinden daha düşük olacaktır. Hatta %3 düzeyinde büyüme kaydedilirse bu bile çok iyi. Çünkü küresel olarak çok cidd sorunlar yaşanıyor ve Türkiye’nin bunun dışında kalması zor. 2013 yılında bile büyüme %4’ün altında kalacaktır,” diyor.
Şebnem Kalemli-Özcan, çeyrek dönemlik veya yıllık büyüme rakamlarının uzun vadede çok da önemli bir gösterge olmadığı görüşünde. Maryland Üniversitesi öğretim üyesi asıl önemli olanın 5-10 yıllık sürede büyümede sıçramalar göstermek değil, Amerika veya gelişmiş Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi 100 yıl gibi uzun dönemlerde istikrarlı biçimde büyümek olduğunu da söylüyor.
Maryland Üniversitesi Ekonomi Profesörü Şebnem Kalemli-Özcan, Avrupa Merkez Bankası’nın sınırsız tahvil alımı programını olumlu bir gelişme olarak değerlendirse de uzun vadede çözüm sağlayacağı konusunda kaygıları var. Şebnem Kalemli-Özcan, “Programdan yararlanmak için İspanya ve İtalya gibi sıkıntıdaki ülkelerin yardım istemesi gerekiyor. Bu durumda da yardımı alabilmek için kemer sıkma ve reform yoluna gitmeleri şart. Yunanistan reform ve kemer sıkma yoluna gitti. Ama Yunanistan daralıyor, negatif büyüme gösteriyor. Program belki Euro’nun çöküşünü şu anda durdurdu ama daralma, yavaşlama ve resesyon gibi sıkıntıları çözmüş değil,” diyor. Şebnem Kalemli-Özcan, “hala sıkıntılar içinde sürüklenen bir Avrupa var” görüşünü savunuyor.
Maryland Üniversitesi ekonomi profesörü Şebnem Kalemli-Özcan, Türkiye’nin son çeyrekte, beklenenin de altında, %2,9 oranında büyümesini ise “şaşırtıcı” olmayan bir gelişme olarak değerlendiriyor. Şebnem Kalemli-Özcan, “Ben bu rakama hiç şaşırmadım, daha önceki değerlendirmelerimde de %4’lük büyümenin gerçekçi olmadığını söylemiştim. Yanıbaşımızdaki dünyanın en büyük ekonomik bölgesi bu kadar sıkıntılı bir dönem geçirirken, Türkiye %4’lük büyüme gösterse bizim ekonomi kitaplarını baştan yazmamız gerekirdi. Bence bundan sonra da büyüme rakamları son çeyrektekinden daha düşük olacaktır. Hatta %3 düzeyinde büyüme kaydedilirse bu bile çok iyi. Çünkü küresel olarak çok cidd sorunlar yaşanıyor ve Türkiye’nin bunun dışında kalması zor. 2013 yılında bile büyüme %4’ün altında kalacaktır,” diyor.
Şebnem Kalemli-Özcan, çeyrek dönemlik veya yıllık büyüme rakamlarının uzun vadede çok da önemli bir gösterge olmadığı görüşünde. Maryland Üniversitesi öğretim üyesi asıl önemli olanın 5-10 yıllık sürede büyümede sıçramalar göstermek değil, Amerika veya gelişmiş Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi 100 yıl gibi uzun dönemlerde istikrarlı biçimde büyümek olduğunu da söylüyor.