AYM’nin gerekçeli Can Atalay kararı Resmi Gazete’de yayınlandı

28 Ekim 2023 - TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın tutukluluğunun sona erdirilmesi çağrısıyla yüzlerce kişi eylemde

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) başvurusu üzerine Şubat 2024’te aldığı Can Atalay kararı gerekçeli olarak ve beş ay sonra Resmi Gazete’de yayınlandı.

Mahkeme, 4’e karşı 10 oyla, Yargıtay’ın TBMM Genel Kurulu’nda okunan “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmasına yer olmadığına” ilişkin kararının bir mahkumiyet kararı değil hukuki dayanaktan yoksun bir değerlendirme olduğuna ve bu nedenle Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin de “yok hükmünde” olduğuna hükmetti.

Kararda, kısa süre sonra emekliye ayrılan eski AYM Başkanı Zühtü Arslan ile eski üye Emin Kuz’un da imzaları yer alıyor.

Gezi davasında 18 yıl hapis cezası alan Can Atalay kararı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce onaylandı. AYM ise 2023 yılı genel seçimlerinde milletvekili seçilen Atalay hakkında hak ihlali kararı verdi. AYM, Atalay için yargılamanın durdurularak, milletvekilliğinin kabulüne ve Atalay’ın tahliyesine karar verilmesine hükmetti.

İlgili Haberler Avukatlar: “Türkiye Anayasasızlaşma yolunda”


İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kararı uygulamayarak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’nin "yetkisini aştığını” ve “böyle bir hüküm kuramayacağını” belirterek karara uyulmayacağını açıkladı ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Anayasa Mahkemesi’nin, Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile arasında yargı krizine yol açan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili olarak, geçtiğimiz Şubat ayında, Resmi Gazete’de yayımlanan gerekçeli kararla açığa çıktı.

Mahkeme, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’la ilgili hak ihlali kararını uygulamamasına ilişkin kararının hukuki dayanağının olmadığına, bu nedenle bu kararın TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Atalay’ın vekilliğinin düşmüş sayılamayacağına hükmetti.

Anayasa Mahkemesi, Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi işleminin yok hükmünde sayılması talebinin karara bağlanmasına yer olmadığını belirterek, TBMM Başkanlığı’na bu kararın uygulanmasının anayasal zorunluluk olduğunu hatırlattı.

İlgili Haberler Taksim Dayanışması’ndan iktidara çağrı: “Gezi adına hapiste tuttuğunuz herkesi derhal serbest bırakın”


AYM’den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Anayasa Mahkemesi’nin Şerafettin Can Atalay başvurusunda verdiği ihlal kararı karşısında Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması yönünde verdiği karara hukuki değer atfedilmesi mümkün olmadığı gibi Yargıtay’ın bu kararından hareketle kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının varlığını sürdürdüğünün kabulü de mümkün değildir.”

AYM’nin CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın başvurusu üzerine kararının gerekçeli olarak Resmi Gazete’de yayınlanması Can Atalay'a milletvekilliğinin tekrar kazandırılmasını ve 15 aydır devam eden tutukluluğuna son verilerek tahliye edilmesini yeniden gündeme getirdi.

Kararda Yargıtay kararları ve TBMM uygulamasına dönük ifadeler: “Hukuki değerden yoksun” ve "Türk hukukunda yeri yok”

Gerekçeli kararda yer alan 33 maddelik inceleme ve 24 maddelik gerekçede AYM, Yargıtay kararı ve TBMM ictihadını eleştirdi.

Kararda: “Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra ihlale yol açan kararın ortadan kaldırılması anayasal bir zorunluluktur. Anayasa Mahkemesince Anayasa’yı ihlal ettiği tespit edilen bir yargısal kararı mahkemeler dahil hiçbir kamu otoritesi esas alamaz ve Anayasa’ya aykırılığı sabit olan karara hukuken geçerlilik tanınamaz. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararları yol gösterici veya tavsiye niteliğinde olmayıp bağlayıcı ve gereğinin yapılması konusunda otoritelere takdir hakkı bırakmayan kararlardır. Bu kapsamda derece mahkemelerinin takdir yetkisi bulunmamaktadır. Sadece mahkemeler değil diğer kamu otoriteleri de ihlal kararının gereğini yerine getirmek, ihlali gidermek ve ihlalin sürmesini önlemekle yükümlüdür” hatırlatması yapıldı.

İlgili Haberler AYM Başkanı, Can Atalay kararından geri adım atmıyor: “AYM kararlarına uymak anayasal zorunluluk”


TBMM Genel Kurulu’nda okunan ve “Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin kararına uyulmasına yer olmadığına” ilişkin metnin, Türk hukukunda yeri olmayan, Anayasa’nın tamamen dışında kalan ve hukuki dayanağı bulunmayan bir karar olduğu belirtildi.

Daire yazısının TBMM Genel Kurulu’nda okunmasıyla Atalay’ın vekilliğinin düşmesi işleminin tesis edildiği ve böylece fiili durum oluşturulduğu belirtilen AYM kararında, “Bu fiili durumun yasama işlemi olarak değerlendirilmesine imkan bulunmamaktadır. Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi’nce bu konuda karar verilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Atalay’ın vekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve işlemin iptali talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir” ifadeleri yer aldı.

Tarafların tepkileri gece yarısı geldi

TİP Genel Başkanı ile birlikte iptal talebinde yer alan CHP Genel Başkanı Özgür Özel kararın Resmi Gazete’de yayınlanması sonrasında X’te şu açıklamayı yaptı: “Anayasa Mahkemesi, Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği gerekçeli kararıyla milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunu tespit etmiştir. Can Atalay tahliye edilmeli, hızla milletvekili yemini etmesi sağlanmalı ve tüm hakları iade edilmelidir.”

TİP Genel Başkanı Erkan Baş karar sonrası “TBMM’nin Hatay Milletvekilimiz Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine dair kararının yok hükmünde olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından açıkça tespit edildi ve gerekçeli karar Resmi Gazete’de yayınlandı” dedi.

“Ülkemize yaşatılan bu büyük utanç derhal giderilmeli, Can Atalay’ın derhal tahliye edilerek milletvekili yemininin ardından görevine başlaması sağlanmalıdır” diyen Baş,

“Darbeciler yenilecek, Can Atalay Meclis’e gelecek! Tüm Gezi tutsakları özgürlüğüne mutlaka kavuşacak!” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum ise karara tepki göstererek şu açıklamayı yayınladı: “Anayasa Mahkemesi çoğunluğunun önceki ihlal kararlarını gerekçe göstererek ilgili milletvekilinin hükümlü olduğu dosya kararının kesinleşmediği sonucuna ulaşması pozitif hukuku tanımamak demektir. AYM çoğunluğu ısrarla adli yargının en üst karar organı olan Yargıtayca verilen ve aşamalardan geçmiş kararı kesinleştiren onama kararını keyfi olarak reddetmektedir.”

AYM çoğunluğunun TBMM’nin milletvekilliğinin düşmesine ilişkin tamamlama merasimini göz ardı ettiğini belirten Uçum, “Anayasa’nın 85. Maddesi’ne açıkça aykırıdır. Çünkü 85. madde gereğince “Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme … halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur” hükmü Anayasa Mahkemesi’nin denetimi dışındadır. Bu merasim tamamlanmış ve milletvekilliği düşmüştür. Bu merasimin (isterse eylemli iç tüzük değişikliği gibi uydurma bir gerekçeyle başvuru olsun) AYM tarafından denetimi Anayasa gereği asla mümkün değildir” dedi.

Uçum, kararın uygulanmasına dönük yer olmadığını belirterek, “AYM çoğunluğu karar verilmesine yer olmadığına karar vererek aslında hukuken etkisi olmayan bir karar vermiş, aslında gerçek bir karar vermemiştir. Hiç bir ilgili merci hukuken AYM’nin bu kararına göre hareket etmek veya işlem yapmak mecburiyetinde değildir. Bu karara göre bir işlem yapma imkanı da yoktur” dedi.

Uçum, Can Atalay’a dönük karar sonrası gelen tahliye çağrılarına ise şu şekilde tepki gösterdi: “Dolayısıyla hukuki mana açısından sorunlu hukuki icra açısından yok hükmünde olan AYM çoğunluk kararının gerekçesine bakarak bir takım sonuçlar çıkarmaya çalışmak veya çağrılar yapmak beyhude çabadır.”

Karar sonrası Avukat Can Atalay’ın avukatları da sosyal medyada şu yönde açıklamalar yaptı: “Karara göre, Can Atalay’ın cezaevinde tutulmasının hukuki bir dayanağı yoktur. ‘De facto’ bir durumdur. Bir diğer deyişle AYM’ye göre, Can Atalay’ın cezaevinde tutulması hukuki zeminde bir ‘tutukluluk’ yahut ‘ceza infazı’ değil, alıkonulma halidir.”