Popüler internet alan servisi sağlayıcısı GoDaddy, altright.com adlı internet sitesini geçen hafta kapattı. Aşırı sağ hareket içinde popüler olan site, beyaz ulusalcı lider Richard Spencer tarafından kurulmuştu.
Bu hamle, GoDaddy gibi şirketlerin geçen yıl Charlottesville’de sağcıların yaptığı olaylı gösterilerin ardından şiddeti destekleyen benzer sitelerin kapatılması için artan halk baskısına yanıt verdiklerini gösteriyor.
GoDaddy dünyada 75 milyon web sitesi için alan sağlıyor. Nefret, ırkçılık ve yobazlık içeren siteleri ifade özgürlüğü ilkesi nedeniyle genellikle bünyelerinden çıkarmadıklarını söyleyen şirket, ancak altright.com’un şiddeti doğrudan ve tehditvari şekilde teşvik ederek sınırı aştığını belirtti.
“Sınırı aştıklarında harekete geçeceğiz”
GoDaddy, Amerika’nın Sesi’ne gönderdiği açıklama metninde “Bir site bu özgürlükleri kullanmaktan öteye geçtiğinde, herhangi bir kişiye karşı belli şiddet eylemlerinden söz ettiğinde harekete geçeceğiz” dedi.
Şirket altright.com’u baskıya boyun eğerek kapatıp kapatmadığı konusunda açıklama yapmadı, ancak “Web sitelerimizin içeriğiyle ilgili şikayetleri çok ciddiye alıyoruz. Şikayetleri teker taker inceleyen bir ekibimiz var” diye bilgi verdi.
Merkezi Washington’daki medeni haklar örgütü, Kanunla Korunan Sivil Haklar için Avukatlar Komitesi, GoDaddy’ye geçen hafta altright.com’un şiddeti savunan içeriğiyle ilgili şikayette bulunduğunu bildirdi.
Şikayete göre 26 Ocak 2018 tarihinde sitede yer alan bir makale, sınır bölgelerinde yetkililerin gerçek mermi kullanmalarını özendiriyordu.
Grubun yöneticisi Kristen Clarke, altright.com’un kapatılmasının kuruluşun son dönemde Amerika’da artan nefret suçlarıyla mücadelesinin bir parçası olduğunu kaydetti.
İnternette şiddeti özendiren sitelerin bir listesi yok ancak Clarke, bunların sayılarının fazla olduğunu ve kuruluşunun bunların bir düzine kadarını kapattırmak için alan sağlayıcı şirketlerle görüşmeler yaptığını söyledi.
Clarke, “En büyük platformların bazılarına ve en tehlikleli aktiviteleri gördüğümüz yerlere odaklanıyoruz. Bakalım bu çabalarımız meyve verecek mi” dedi.
Spencer’se web sitesinin kapatılmasını kınadı.
Spencer: “İfade özgürlüğü tehdit altında”
Spencer attığı Tweet’te “Sol, aşırı sağla yaptığı sansür savaşını bırakmayacak. Tüm sağ kanat web siteleri için harekete geçecekler. Cumhuriyetçi parti bir yasa çıkarmazsa ifade özgürlüğü kalmayacak” diye yazdı.
Charlottesville’deki olaylar öncesinde teknoloji şirketleri online içeriğin denetlenmesini büyük ölçüde kullanıcılarına bırakıyordu. Ancak eylemin ardından sosyal medya şirketleri birçok beyaz ulusalcı sitenin hesaplarını kapatmaya başladı. Domain şirketleri de The Daily Stormer ve Stormfront gibi hareketle ilişkili web sitelerini kapattı.
“Halk baskısı arttı”
Toronto York Üniversitesi’nden kriminoloji profesörü Natasha Tusikov, alan sağlayıcılar için “Hizmetlerini kullanan şiddet yanlısı gruplar olduğunu biliyorlardı. Ancak bunlardan kurtulmaları için gerekli siyasi baskı ya da halk baskısı yoktu. Birdenbire bunların birçoğu için daha çok siyasi baskı ve halk baskısı geldiğini gördük” yorumunu yaptı.
Tusikov, artan halk baskısının daha çok sitenin kapanmasına yol açabileceğini söyledi.
Ancak web sitelerinin tamamen kapatılması şiddetin online olarak desteklenmesinin önüne geçmeye yetmeyecek. Büyük alan sağlayıcılar tarafından yasaklanan sitelere alan verecek birçok küçük şirket var. The Daily Stormer ve Stormfront kapanmalarının ardından birçok yer gezdikten sonra yeni bir yayın platformu buldular. Alright.com’un da yeniden ortaya çıkması muhtemel.
Baskılar, bazı web sitelerinin yer altına inmesine, böylece üyelerinin kimliklerinin ve yaptıklarının takip edilmesinin zorlaşmasına neden olabilir.
Tusikov’a göre daha büyük bir sorun, bu sitelerin kapatılma biçimi. GoDaddy gibi internet aracıları web sitelerini kapatmak konusunda oldukça serbest davranıyor.
“Çoğumuz şiddet içeren her tür söylemin kaldırılması gerektiği konusunda görüş birliği içindeyiz” diyen Tusikov, asıl sorunun daha bulanık alanlardaki tartışmalı ancak yasal düzlemdeki söylemlerin ne yapılacağı olduğunu belirtiyor.
Amerika’da ve ifade özgürlüğü olan diğer ülkelerde hükümetler online içeriği düzenlemek konusunda çekimser davranıyor ve bu görevi aracı internet şirketlerine bırakıyor. Ancak Tusikov, aracı şirketlerin yasal ve yasal olmayan arasındaki farkı anlamaya yetkin olmadıklarını söylüyor.
Tusikov’a göre bunun yerine 2015’te bir grup dijital haklar savunucusuyla sivil toplum örgütünün kabul ettiği bir dizi kuraldan oluşan Manila İlkeleri gibi düzenlemeler yapılması lazım.
Manila İlkeleri içerik sınırlayıcı politikaların sürece bağlı, gerekli ve orantılı olmasını gerektiriyor.
Tusikov, “Eğer telif hakkının ihlaliyle ilgili bir sorununuz varsa bütün siteyi kapatmamalısınız, bu tek sorunla uğraşmalısınız” diyor.