Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Demokrasi ve Atılım Partisi kısa adıyla DEVA Partisi’ni “Derdinize ortak arıyorsanız, hızlı çözüm arıyorsanız biz devayız” sözleriyle tanıttı. Babacan, Türkiye’nin bugün demokrasisi zayıflamış, “korku siyaseti” atmosferinde, kavgalar yaşanan bir ülke görünümünde olduğunu söyledi.
Your browser doesn’t support HTML5
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Kurucular Kurulu, parti kuruluş işlemleri 9 Mart Pazartesi günü tamamlandıktan sonra dün kapalı bir toplantıyla parti yönetimi seçimi için ilk adımı attı. Toplantıda, 90 kişilik Kurucular Kurulu’nun oybirliğiyle Ali Babacan DEVA Genel Başkanı olarak seçildi.
Babacan, bugünkü tanıtım toplantısında, kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi hedeflediklerini açıkladı.
DEVA’yı ortak fikirlerle ve taleplerle kurduklarını söyleyen Babacan, “DEVA Partisi, bir kişinin, dar bir kadronun değildir. Bizleri yeni bir parti kurmaya teşvik eden, halkımızın değişim ve yenilenme talebidir. Kendini yenileyemeyen, halkımızın ihtiyaçlarına ve taleplerine duyarsız kalmış bir siyaset anlayışı ile Türkiye’nin yola devam etmesi mümkün değildir. Bugün yepyeni kadrolarla, tertemiz sayfalar açma zamanıdır. Vakit yenilenme vaktidir. Türkiye’mizin DEVA'sı buradadır” diye konuştu.
‘Kuvvetler ayrılığı’ vurgusu
Babacan, AKP ile MHP’den oluşan “Cumhur İttifakı”nın genel ve yerel seçimler sürecinde kullandığı “Türkiye’nin bekasına yönelik tehdit olduğu” iddiasına karşı çıkarak, “Siyasetin toplumumuzu sürekli bir tehdit ve beka söylemi ile sindirmesine, hayatın her alanını hesapsızca kaplamasına itiraz ediyoruz. Türkiye tek bir akla, dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Tüm siyasi partilerle ve sivil toplum kuruluşlarıyla diyalog kanallarımızı her zaman açık tutacağız. Siyaset aynı zamanda mutabakat oluşturma sanatıdır. Bizim için siyaset herkesin insan onuruna yakışır şekilde barış ve huzur içerisinde yaşayabilmesinin temin edilmesidir. Bizim için siyaset herkesin insanca yaşama standartlarına erişmesinin şartı olarak sosyal adaletin teminidir, kuvvetler ayrılığı esasına ve hukukun üstünlüğüne dayanan özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu demokrasinin inşa edilmesidir” dedi.
Babacan’ın “Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyeceğiz” sözü salondan yoğun alkış aldı.
Genel başkanlık süresine 10 yıl limiti
Babacan, kamuoyuna demokratik siyasi parti sözü de vererek, “Partimizdeki değişim ve dinamizmi kurumsallaştırmak için genel başkanlığını 10 yıl süreyle sınırlandırmış durumdayız. Milletvekili adaylarının belirlenmesinde üyelerimize daha fazla rol veriyoruz. Milletvekili adaylarının en az yüzde ellisinin tespit ve sıralama işlemi için önseçim veya aday yoklaması yapılmasını öngörüyoruz. Partimizin her kademesinde kadın, genç ve engelli üyelerimize daha fazla yer vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Your browser doesn’t support HTML5
Ücretsiz internet vaadi
Babacan, DEVA olarak gençleri önemsediklerini ve gençler için ücretsiz internet hizmeti sunmayı hedeflediklerini açıklayarak, bu sırada eğer bunun bütçesinin nasıl bulunacağı yönünde eleştiriler olacaksa gerekli hesaplamayı yaptıklarını söyledi.
“Yolsuzluğa karşı şeffaflık”
İş dünyasına da seslenen Babacan, “Mali suçların, yasa dışı veya kaynağı kuşkulu para hareketlerinin daha bağımsız ve etkili bir şekilde izlenmesi ve soruşturulması amacıyla, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nı yeniden yapılandıracağız. Kamu alımları ve ihalelerde rekabeti ortadan kaldıran, ihaleyi istisna keyfiliği kural haline getiren, yolsuzluk kapısını açık tutan tüm istisna ve muafiyetleri ortadan kaldıracak, kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz. İhale ve satın alma süreçlerini tüm taraf ve yurttaşların izleyebilmesine açık tutacağız” vaadinde bulundu.
Ekonomik hedefler neler?
Babacan, Türkiye’deki mevcut ekonomik durumla ilgili ise “Kaybolan güven ortamı ve gerileyen yatırımlar sonucunda ülkemizin sadece güncel büyüme performansı değil, uzun dönemli büyüme potansiyeli de ciddi bir tehditle karşı karşıyadır. Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili sorunlar para politikasının tutarlılığına ve öngörülebilirliğine zarar vermektedir. Bu durum, enflasyonla mücadeleyi zayıflatmakta ve fiyat istikrarının sağlanmasını zorlaştırmaktadır. İşsizlik, özellikle genç işsizlik son dönemlerde tarihi en yüksek düzeylerine çıkmıştır. Türkiye, bireysel gelir eşitsizliği ve göreli yoksullukta Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır” tespitlerini yaptı.
Dış politika: “Krizlerden beslenmeyecek, diplomasiyle çözeceğiz”
Ali Babacan, dış politikada iki temel amaçları olduğunu belirterek, “Birincisi, Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlamak, bu çerçevede toprak bütünlüğümüzü ve ulusal egemenliğimizi korumaktır. İkincisi ise ekonomik refahımıza ve büyümemize yardımcı olmaktır. Diplomasinin daha güçlü yürütülmesi için ülke içi kutuplaşmanın azaltılması ekonomimizin ve sosyal dokumuzun güçlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye’nin ortak değerler ile şekillenen ittifaklarını koruyacağız. Ortak menfaatler üzerinden şekillenen yeni işbirliklerine de açık olacağız. Türkiye’yi tüm müttefikleriyle, komşularıyla ve çevresindeki ülkelerle içişlerine karışmama ilkesi temelinde yapıcı ve dengeli diyaloglar kurabilir duruma getireceğiz. Diplomasimizi sadece ikili ilişkilerimizde değil, bölgesel ve uluslararası ihtilaflar ve haksızlıklar bakımından da adalet ve hukuk temelinde uzlaştırıcı, sorun çözücü kimliğine tekrar kavuşturacağız. Krizlerden beslenmeyeceğiz. Diplomasi yoluyla sorunları çözerek, krizleri önleyerek güçleneceğiz” dedi. Babacan, Atatürk’ün “Yurtta barış, cihanda barış” şiarını korumak gerektiğini de sözlerine ekledi.
ABD’yle yeni bir diyalog hedefi
DEVA’nın programına bakıldığında, dış politika başlığı altında Ankara – Washington hattındaki ilişkilerde sorun olduğu vurgulandı. Programda “ABD ile, stratejik ortaklığımızın ve müttefiklik ilişkilerimizin aksamasına yol açmış olan sebepler ve bunların ortadan kaldırılması konusunda ve bölgesel konularda yeni bir diyaloğa gireceğiz. FETÖ ve PYD/YPG gibi terör örgütlerine bazı ABD makamları tarafından verilen desteğin kesilmesi konusunda ısrarcı olacağız. Amerikan Kongresi tarafından Türkiye aleyhine alınan kararların düzeltilmesine çalışacağız” denildi.
Rusya’yla özellikle son dönemde İdlib ekseninde sıkıntılar yaşanırken, DEVA’nın programında “Rusya ile çok boyutlu ortaklık niteliği taşıyan ikili ilişkilerimizin sağlıklı ve dengeli biçimde devam etmesini hedefleyeceğiz. Bölgesel ve diğer bazı konulardaki farklılıkların iki ülke çıkarlarına olumsuz yansımaması için azami özen göstereceğiz” hedefi yazıldı.
Suriye konusunda ise Adana Mutabakatı işaret edilerek, Suriye’de kalıcı çözüm için tüm dini ve etnik gruplara ülke yönetiminde adil temsil hakkı sağlanması gerektiğini ifade edildi.
“AB üyelik süreci vazgeçilmez”
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik süreci içinse “vazgeçilmez” değerlendirmesi yapıldı.
Kıbrıs Adası’nda kalıcı ve istikrarlı çözüm için müzakerelere devam edileceği görüşündeki DEVA’nın programında, Yunanistan’la ilişkilerde ise “iyi komşuluk” hedefine yer verildi. “Doğu Akdeniz havzasındaki petrol ve doğal gaz kaynaklarının bölge ülkeleri arasında hakkaniyete dayalı olarak ve bölgedeki barış ve refaha katkı sağlayacak şekilde birlikte kullanılması konusunda çaba sarf edeceğiz” amacına programda yer aldı.
Kürt sorununa özgürlüklerle çözüm vaadi
Kürt sorunu çözümüne ilişkinse programda “demokrasi” vurgusu yapıldığı ancak Ali Babacan’ın partiyi tanıtım konuşmasında ise, Kürtler, Aleviler gibi farklı kesimlere ilişkin özel mesajlar verilmediği görüldü.
Programda, “Türkiye’nin insan haklarına dayalı demokratik bir hukuk devleti olma konusundaki eksiklikleri, Kürt sorununun da kaynağında yatan temel faktördür. Uzun bir tarihi arka plana sahip olan bu sorun, iktisadi, siyasi ve insani açılardan pek çok olumsuz sonuç doğurmaktadır. Hayati önemi haiz bu konunun birçok boyutu bulunmakla beraber esasında bu sorun, Kürt vatandaşlarımızın demokratik hak, özgürlük ve eşit vatandaşlık taleplerinin karşılanmasıyla ilgilidir. Demokrasi ve Atılım Partisi olarak Kürt sorununu, vatandaşlarımıza güven temelinde siyasi kanalları açık tutarak, taleplerin rahatlıkla tartışılacağı demokratik zemini inşa ederek, özgürlük alanlarını genişleterek ve hukuku tahkim ederek çözeceğiz” vaadinde bulunuldu.
Anadile eğitim sözü
Kürt meselesiyle ilgili anadilde eğitim için söz verilmesi programda dikkat çekti ve bu konuda, “Anadilin bir çatışma konusu haline getirilmesini doğru bulmuyoruz. Resmi ve ortak dilimiz olan Türkçe’nin iyi öğretilmesi esas olmakla birlikte anadile ilişkin talepleri, vatandaşlarımızın kültürel farklılıklarının tanınması, temel bir insan hakkı ve pedagojik bir gereklilik olarak ele alıyoruz. Bu itibarla, anadil hakkı kapsamında bütün vatandaşlarımızın anadillerini kullanmaları ve geliştirmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmayı hedefliyoruz.
Aleviler konusunda hak ve özgürlük taleplerini dikkate alarak, cemevleriyle ilgili birikmiş taleplerini çözme sözü paylaşıldı.