MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, özellikle “terör sorunu” olarak tarif ettiği “Kürt sorununa” çözüm çerçevesi sonrası sıklıkla dile getirilen “Cumhur İttifakı’nda anlaşmazlık var” iddialarını bir kez daha reddetti.
Partisinin haftalık TBMM grup toplantısında konuşan Bahçeli, “İttifakımıza çamur atmaya kalkışan ahmaklara, asalaklara, arsızlara en küçük geri adımımız söz konusu olursa diyorum ki; gök girsin kızıl çıksın” sözleriyle AK Parti ve MHP arasında sorun yaşanmadığını ifade etti.
Your browser doesn’t support HTML5
MHP lideri, “Mevzubahis vatan, bayrak, millet ve devlet-i ebed müddetse Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile şahsım arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere, duymayan kulaklara, görmeyen gözlere hatırlatmak dava ve vicdan görevimdir. Öküz altında buzağı arayacaklarına gitsinler kendilerine münasip kapak arasınlar, sanıyorum onlar için daha yararlı olacak. Bu sözüm de alayına kapak olacaktır” diye konuştu.
Bahçeli “Vakit tamamdır, söz konusu vatandır” paylaşımlarına açıklık getirdi
MHP’nin ilkini 12 Kasım’da sosyal medya hesaplarından yayınladığı “Vakit tamamdır, söz konusu vatandır” paylaşımları da son süreçte iki parti arasında yaşanan sorunlarla ilişkilendiriliyordu.
14 Kasım’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan Bahçeli-Erdoğan görüşmesinden iki gün sonra her gün saat 15’te yayınlanan paylaşımlar sona ermişti. MHP lideri konuşmasında bu paylaşımlara açıklık getirirken şunları söyledi:
“Osmanlı devlet ricalinin taktığı sarıkların içinde kefen vardı ki ölümü unutmasınlar diye. Biz de Cumhur İttifakı’nı kurarken ‘Kefenimiz yeminimizdir’ dedik, vatana duyduğumuz eşsiz sevda ve bağlılığının bir bedeli varsa da ‘Seve seve öderiz’ inancını ve iradesini gösterdik. Yabancıların yerli acentesine dönmüş siyasi devşirmelere itibar etmek kendimizi inkardır. Bunun için kefen giyeceksek ona da baş göz üstüne deriz. Yerimizde saymaya, olanla yetinmeye, onun bunun ağzına bakmaya, tarihin gerisine düşmeye, debisi yüksek bir nehir gibi akan hadiselerin içinde edilgen ve etkisiz kalmaya ne hakkımız ne de niyetimiz vardır. Sızlanarak, dövünerek, seyrederek hiçbir şey yapamayız. Türkiye’nin yelkenlerini şişiren rüzgâr kesilmesin istiyorum. Kamburlarımızdan kurtulalım diyorum. Bu arada makamda gözümüz yoktur” değerlendirmesinde bulundu.
“Dün teröristbaşının yoldaşı olanlar şimdi Amerika’nın uşağı olmuş”
Daha önce “PKK kendisini lağvedecekse teröristbaşı gelsin Meclis’te DEM Parti Grubu’nda konuşsun” teklifi çok eleştirilen Bahçeli, bu sözlerinden vazgeçmediğini de ortaya koydu.
MHP lideri, “Hiçbir engel tanımayacağız. Hiçbir zorluğa teslim olmayacağız. Hiçbir iftiraya boyun eğmeyeceğiz. Doğudan batıya, kuzeyden güneye her insanımızı kucaklayacağız. Buradan bütün Kürt kardeşlerime sesleniyorum. PKK Kürtleri temsil edemez. Şimdi açıkça görüldü ki bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün teröristbaşının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar. Biden’ın üvey evlatlarına, Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, beraber olalım, hep beraber Türkiye olalım” diye konuştu.
Bahçeli, İsrail’le ticaretin sürdüğünü söyleyenlere tepki gösterdi
MHP Genel Başkanı, Ortadoğu’da yaşanan süreç ve Türkiye’nin deniz yetki alanları konusunda da değerlendirmelerde bulundu.
İsrail’e silah satışının engellenmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, Türkiye’den “İsrail’e dönük ticaretin sürdüğünü iddia edenlerin Siyonizm’e hizmet ettiğini” savundu.
“Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler’de ‘sosyal, insani ve kültürel’ konuların ele alındığı 3.Komite’de, ‘Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkına’ ilişkin karar tasarısı 6 ülkenin ret oyuna karşılık 170 ülkenin kabul oyuyla teyit edilmiştir” diyen Bahçeli şöyle devam etti:
“İsrail’in yanında hizaya giren ABD, Arjantin Paraguay, Mikronezya, Nauru, insanlık nam ve hesabına sınıfta kalmış, sahnelenen soykırım suçuna iştirak etmişlerdir. İsrail’e, başta silah satışlarıyla ilgili yaptırım uygulanması olmak kaydıyla, her türlü önleyici tedbir doğrudan doğruya hayata geçirilmelidir. Türkiye’nin İsrail’e tavrı ve tutumu çok nettir. Yalan ve iftira cephaneliğine yığınak yapan bazı siyasetçiler ve sözde uzman geçinen garabet yuvaları, Türkiye’nin İsrail’le ticareti sürdürdüğünü ileri sürmüşlerdir. 2 Mayıs 2024 tarihinden itibaren, İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesinin olmadığı açık seçik meydandadır. Böylesi hassas bir konu etrafında ülkemizi töhmet altında bırakma yarışı, karalama çabası olsa olsa Siyonizm’e hizmet, Türkiye’ye husumettir.”
“Mavi vatan” vurgusu
Bahçeli, Avrupa Birliği’nin Mekânsal Deniz Planlama Çalışmaları kapsamında ortaya çıkarılan haritaların Türkiye’nin Ege Denizi ve Akdeniz’deki egemenlik haklarını aşındırdığını hatta hiçe saydığını belirterek, 1532 yılında Osmanlı Donanması’nın Haçlı donanmasını yendiği Preveze Deniz Savaşı’na atıfta bulundu.
MHP lideri, “Deniz yetki alanlarında yaşanan uyuşmazlıklarla ilgili AB’nin görüş beyan etmesi, tek taraflı kararların alt yapısını oluşturma arayışları A’dan Z’ye geçersiz ve mesnetsizdir. AB’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunan tezlerine alet olması, Ege ve Akdeniz’deki barış ve istikrara tahammülsüzlüktür. Mavi vatandan taviz koparmak için karşımızda toplanan ülkelerin 486 yıl önce Preveze’de denizin dibine gönderdiğimiz Haçlı donanmasından ne farkı vardır? Bu azgın hıncın, bu aşırı hırsın, tarihten ders almayan bu beyhude politik ve diplomatik kuşatma hazırlıklarının Türk milletine sökmeyeceğini, aksini iddia edenlerin tahrikleri devam ederse Barbaros Hayrettin Paşaların Ege ve Akdeniz’de dolaştığını görmelerini, yoksa Andrea Doria’nın akıbeti neyse aynısını yaşayacaklarını kararlılıkla söylemek isterim” diye konuştu.