Balyoz’da Beş Yıl Sonra Beraat Geldi

“Kumpas” iddialarıyla tartışılan dava süreçlerinden birisi olan Balyoz Planı Davası’nda, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı nedeniyle gerçekleşen yeniden yargılama sonucunda 236 sanık hakkında beraat karar verildi.

Türkiye’de muvazzaf ve emekli askerleri de kapsayan şekilde darbe planları yapıldığı suçlamasına dayalı Balyoz Planı Davası’nda geçmiş yıllara kıyasla tam tersi yöndeki gelişmelere yenisi eklendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 20 Ocak 2010 tarihli Taraf Gazetesi’ndeki ilgili haber üzerine başlatılan soruşturma ve ardından 19 Haziran 2010' da İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada yeni karar çıktı.

Geçmiş dönemde, Özel Yetkili Mahkeme (ÖYM) çatısı altında yapılan yargılama sürecinde “askeri vesayete son” sloganıyla özetlenen iddialar zincirinde torba niteliğinde dava dosyaları oluşturulmuştu. Ergenekon Davası’nda çok farklı suçlama dosyaları birleştirilerek, farklı siyasi kimlikteki pek çok kişi yargılanmıştı. Bunun yanı sıra sanıkları çoğunlukla asker kimliğine sahip Balyoz Davası da görülmeye başlanmıştı. Dava sanıkları hakkında müebbet hapis cezası gibi ağır ceza talepleri yerel mahkeme niteliğindeki ÖYM’lerin ardından Yargıtay tarafından da kabul görmüştü. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 9 Ekim 2013’te aralarında Çetin Doğan, Halil İbrahim Fırtına, Bilgin Balanlı, Engin Alan, Ergin Saygun, Nejat Bek, Süha Tanyeri, Şükrü Sarıışık, Özden Örnek'in de bulunduğu 237 sanık hakkında verilen mahkumiyet kararlarını kısmen düzelterek onamıştı. Sonrasında tutuklu sanıklardan Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, 1 Mayıs 2014’te ailesiyle açık görüş sırasında beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Kamuoyunda yargılama süreciyle ilgili tartışmalar devam ederken, 230 sanık iç hukuk yolu tükendiği için Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Anayasa Mahkemesi, 18 Haziran 2014’te Balyoz Davası'nda sanıkların, dijital veriler ve tanık dinlenilmesiyle ilgili konularda haklarının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar vermişti. Bu karar üzerine bazıları yıllardır tutuklu sanıklar hakkında tutuksuz yargılama kararı alınarak serbest bırakma süreci başlamıştı.

Balyoz davasında tutuklu sanıklardan Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp 1 Mayıs 2014’te ailesiyle açık görüş sırasında beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetmişti.

Bu noktada, Anayasa Mahkemesi kararı öncesinde AKP hükümeti açısından Ergenekon, Balyoz davalarına yaklaşım da önemli ölçüde değişiklik göstermişti. AKP hükümeti, 17 Aralık 2013 günü yolsuzluk soruşturmasıyla başlayan süreçte Fethullah Gülen Cemaati ile çatışma içine girmiş ve Emniyet ile yargıda “paralel yapı” kurulduğu iddiası gündeme taşınmıştı. Bu iddia ile birlikte Emniyet ile yargıdaki cemaat yapılanması eliyle hukuksuz uygulamalar yapıldığı işaret edilmeye başlanmıştı. O dönem, Başbakan olan şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı şimdiki Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın kaleme aldığı yazı en dikkat çekici gelişme olmuştu. Akdoğan, 24 Aralık 2013 günü Star Gazetesi’ndeki köşe yazısında, “Kendi ülkesinin milli ordusuna, milli istihbaratına, milli bankasına, milletin gönlünde yer edinen sivil iktidarına kumpas kuranların bu ülkenin hayrına bir iş yapmış olmayacağını çok iyi bilir. Amaca ulaşmak için her yolu mubah görenlerin nasıl hastalıklı anlayışlar ürettiğini çok iyi bilir” ifadesini kullanmıştı. Akdoğan’ın “kumpas” açıklaması farklı boyutlarıyla tartışılırken yolsuzluk iddialarıyla da birlikte hızlı gelişmeler yaşanmıştı. Hükümet, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu başta olmak üzere yargıda ciddi yasal değişiklikler gerçekleştirmiş ve ÖYM’leri de kapatarak yetkilerini ceza mahkemelerine devretmişti.

Bugün ne oldu?

Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda başlayan yeniden yargılama ise, yerel mahkeme düzeyinde bugün sonuçlandı. Kararı, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Özlem Karaçam açıkladı. Mahkeme, aralarında eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, MHP İstanbul Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Orgeneral Ergin Saygun, emekli Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve emekli Kurmay Albay Dursun Çiçek'in de bulunduğu 236 sanığın, yüklenen suçu işledikleri sabit olmadığından beraatine hükmetti. Böylece tüm sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs" suçundan cezalandırılmaları istemiyle açılmış kamu davasında beraat sonucuna varıldı.

Sanık avukatlarından Celal Ülgen de, yaptığı açıklamada, “Sayın mahkeme çok titiz yargılamadan sonra bütün dosya ve delilleri toplayarak sanıkların aklanmasına karar verdi. Aklanma son derece önemlidir. Biz aslında bu aklanma kararıyla daha önce mahkumiyet kararı veren ve yargı içerisine sızmış çete tarafından yönlendirilen yargı sisteminin de yeniden aydınlandığını ve aklandığını gördüğümüz için çok sevinçliyiz" dedi.

Mehmet Baransu anıldı

Bu arada Karaçam’ın okuduğu beraat kararına gerekçe olan “sahte deliller” meselesinde Gazeteci Mehmet Baransu’nun adı da dikkat çekti. Karaçam, Baransu tarafından teslim edilen 11 ve 17 nolu CD'ler üzerindeki el yazılarının, yazı makinesi ile sanık Süha Tanyeri'ye ait not defterinden kopyalanarak sahte olarak oluşturulduğunun anlaşıldığını kayda geçirdi. Karaçam, sahteciliği yapan kişi veya kişiler belirlendikten sonra haklarında yasal işlem yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini kaydetti.